2

Direktör Ali Bey


  • Oluşturulma Tarihi : 10.03.2022 07:31
  • Güncelleme Tarihi :

Asıl adı Mehmed Aliolan Ali Bey, İstanbul’da doğdu. Halep ve Şam vilâyetleri Kapı kethüdâlıklarında bulunmuş Yusuf Cemil Efendi’nin oğludur. İlköğrenimini hususî olarak tutulan hocalardan ders alarak tamamladı. Küçük yaşta Fransızca öğrendi. On dört-on beş yaşlarında girdiği Bâbıâli Tercüme Odası’nda on yıl kadar çalıştı. Yazı yazmaya da yine burada çalışırken başladı. Daha sonra Sıhhiye Meclisi âzâsı, 1873’te de Karantina başkâtibi oldu. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan kısa bir süre önce Varna’ya mutasarrıf olarak tayin edildi; ancak savaşın Osmanlı Devleti aleyhine dönmesi üzerine Varna’dan ayrılarak İstanbul’a geldi. Bir süre sonra Düyûn-ı Umûmiye müfettişi olarak doğu vilâyetlerinde ve Irak’ta bulundu (1885). Irak’tan Hindistan’a geçti, Hindistan üzerinden İstanbul’a geri döndü. 1890-1893 yılları arasında Trabzon’da valilik yaptı. Sonra tekrar Düyûn-ı Umûmiye İdaresi’nde çalışmaya başladı ve bu idarenin direktörü oldu (1894). Ölünceye kadar aynı görevde kaldı, bu yüzden “Direktör” lâkabıyla anılır. Mizah alanındaki muazzam kabiliyetiyle Tanzimat’tan sonraki Türk tiyatrosunda büyük gayret ve emeği geçen yazarlardan biri olan Ali Bey, başta tiyatro olmak üzere mizah ve seyahat edebiyatı alanlarında eser vermiştir.

Onun, Teodor Kasap tarafından çıkarılan ve Tanzimat sonrası dönemin ilk mizah mecmuası sayılan Diyojen (1870)’de yayımlanan yazıları, Türk mizah edebiyatının o devirdeki en güzel örnekleri kabul edilmektedir. Burada uzun süre tek başına yazan, zaman zaman da devrin sosyal ve siyasî hayatını karikatürize eden Ali Bey, Diyojen kapatıldıktan sonra Çıngıraklı Tatar (5 Nisan 1873) ve Hayal (30 Birinci teşrin 1873) dergilerinde yazmaya devam etti. Aynı zamanda, Gedikpaşa’da kurulmuş bulunan Tiyatro-yı Osmânî’nin Müzâheret komitesinde Nâmık Kemal ve Güllü Agop gibi devrin önde gelen yazar ve tiyatrocularıyla birlikte görev alarak Türk tiyatrosunun gelişmesine de yardımcı oldu. O yıllarda tiyatro sahnelerine çıkan oyuncuların hemen hepsi gayrimüslim azınlıklar arasından yetiştiğinden, dillerindeki telâffuz bozukluklarının düzeltilerek giderilmesi için fonetik ve diksiyon dersleri vermek suretiyle telâffuz hocalığı da yaptı.

Daha çok Moliere‘den adapte ettiği Ayyar Hamza piyesi ve Letâfet operetiyle haklı bir şöhret kazanan Ali Bey, Tanzimat sonrası Türk edebiyatının iddiasız, fakat önemli şahsiyetlerinden biridir.

Âlî Bey’in telif ve tercüme tiyatro eserleri, Tanzimat’tan sonraki yıllarda Şinasi ile başlayan ve Ahmet Vefîk Paşa ile gelişen komedi tiyatrosu türündedir. Tiyatro dili bakımından da Ahmet Vefîk Paşa’nın izinde giden Ali Bey, ondan farklı olarak, özellikle halk söyleyişlerine yaklaşmış, günlük konuşmalardan ve Türk dilini renklendiren pek çok klişe ve deyimden de yararlanmıştır. Ali Bey’in, devrinde asıl şöhretini sağlayan yanı ise mizah yazarlığıdır. Diyojen, Çıngıraklı Tatar ve Hayal dergilerinde çoğu imzasız olarak yayımlanan mizahî yazılarında, devrin müsaade ettiği ölçüde, siyasî mizah yanında daha çok sosyal mizaha, insanlığın ve toplum düzeninin genel manada kusur ve aksamalarının tenkidi yoluna gitmiştir. Hayatını edebiyata ve sanata ayıran Ali Bey 3 Şubat 1899’da İstanbul’da öldü, Anadoluhisarı’nda Göksu Mezarlığı’na defnedildi.

Direktör Ali Bey
Mehmet Tayyar Tanış
Yazarımız Kim ?

Mehmet Tayyar Tanış