Sayfa Yükleniyor...
EY SEVGİLİ!
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layıkolmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Daha birkaç hafta önce hayatı ve eserleri hakkında bilgi verdiğim Sezai Karakoç’un ölüm haberini almanın üzüntüsü içerisindeyim.
Türk edebiyatını ve Türk şiirini özüne döndüren, yapmacıklıktan ve taklitten kurtaran büyük bir mütefekkirdi. Yalnız şair değil büyük bir düşünürdü. Yaşantısını sonuna kadar şiirlerine ilmek ilmek nakşeden bir şairdi. “Diriliş, ruhun açtığı bu sürekli savaşı sürdürme ve bu savaştan sürekli olarak başarılı çıkmak demektir.” Diyen Sezai Karakoç, İslami yaşayışın gençler arasında tekrar dirilmesini istemiş ve bu uğurda hayatını tüketmiştir. Diriliş onun için yeniden doğuş ve hedeflere ulaşmak için ruhun ve nefsin dünyayla mücadelesi demektir. Aslında Sezai Karakoç’un fikir hayatının şekillenmesine Büyük Doğu dergisi ve Necip Fazıl çok büyük etkisi olmuştur. Sezai Karakoç, Büyük Doğu’yla ortaokul yıllarında tanışmıştı. Ortaokul ve lise yıllarında tutkulu bir Büyük Doğu okuyucusu oldu. İlk yazıları 1950’li yıllarda Büyük Doğu’da yayımlanan Sezai Karakoç, o yıllarda bizzat tanıştığı Necip Fazıl’dan bir daha ömrü boyunca ayrılmadı; Büyük Doğu’nun edebiyat, sanat sayfalarını yönetti.Karakoç’un günlük yazıları düzenli bir şekilde 1963’ten itibaren Yeni İstanbul gazetesinde çıkmaya başladı. Bu tarihten önce de çeşitli aralıklarla haftalık Yeni İstiklal gazetesinde çeşitli yazıları çıkmıştı. 4 Aralık 1967’de Bâbıâli’de Sabah gazetesinde yazmaya başlayan Sezai Karakoç’un buradaki yazarlığı on ay sürdü. 1 Temmuz 1974’te Millî gazetede “Sûr” başlığı altında devam eden gazete yazarlığı 31 Ağustos 1974’te tamamlandı. “Diriliş”i tekrar çıkarabilmek için buradaki yazarlığına son verdi, bu tarihten itibaren “Diriliş” dergisi dışında hiçbir yerde yazmadı.
Dirilişdergisi ve düşüncesi Sezai Karakoç adıyla özdeşleşti. Karakoç, dünya savaşlarından yenik çıkan İslam dünyasının yeniden dirilişini amaç edindi. Bu uğurda yazı hayatı boyunca “diriliş” kavramı çerçevesinde zinde bir bilinç uyandırmaya çalıştı; başta şiir, siyaset ve düşünce olmak üzere dünya Müslümanlarının uyanışına eserleriyle katkı sundu.
1954 kışında bir arkadaşıyla birlikte Yeni Ay adlı bir dergi çıkarmaya karar verdi. Bu dergi edebiyat kadar -hatta daha ziyade- siyasete de yer verecekti.
Karakoç, şiirle ilgili görüşlerini yazmaya başladığı dönemlerden itibaren şiir anlayışını da yazmıştır. Bu konudaki düşüncelerini “Edebiyat Yazıları” adını verdiği üç kitapta toplayan Karakoç'un şiirimizde son derece özgün bir yeri vardır. Onun şiiri, metafizik bir şiirdir. Karakoç geleneksel şiire de yaklaşır, ancak dili farklıdır. Modern şiirin diliyle şiirlerini yazmıştır. Modern sanattaki soyutlamanın İslam anlayışına uygun olduğu düşüncesindedir ve şiirlerini bu yönde geliştirmiştir.
“Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim” diyen Sezai Karakoç’a dünya hayatı bir sürgündür. Bu nedenle şiirinde Allah’a sevgili diye seslenir ve dünya hayatının bir sürgünde bir azap olduğunu dile getirir ve ona kavuşmak için Allah’a niyazda bulunur. Ne var ki 16 Kasım akşamı bu duasına kavuşur ve rahmet-i Rahman’a kavuşur.