Sayfa Yükleniyor...
Eğitim ve kültür denilince binlerce makale, deneme yazılmış; yüzlerce söyleşi yapılmıştır. Lakin bunca şey yapılmasına rağmen eğitim ve kültürümüze yeterince önem verildiğini sanmıyorum.
İlk önce kültürün tanımını yapma istiyorum: Kültür; tarih boyunca yaşamış bir milletin geçmişten gelen yaşayış biçimidir. Şeklinde kısa bir tanım yapa bilirim. Peki, ülkemizin eğitim anlayışında kültürümüze gerek önem veriliyor mu? Veya kurumlar eğitime önem veriyorsa günümüzün nesli bu olguya yeterince sahip çıkıyor mu?
Kanımca eğitim kurumlarımız artık kültüre yetirince önem vermiyor. Kurumlar çocukları ve gençleri ileride karşılarına çıkacak ve geleceklerini belirleyeceği onlarca sınava hazırlamaktan başka hiçbir şey yapmıyor. Çocuklar ve gençler artık yarış atından farksız.
Sınavlardan başka hiçbir kavrama önem vermiyorlar. Çünkü sınavlardan başka her şey onlar için değersizdir. Günümüz gençliğini tamamen suçlamıyorum. Onlara yıllardır bu aşılandı. Sınava hazırlansınlar, sınavları iyi geçsin de ondan ötesi yalan. İş böyle olunca kendi kültürlerine yabancı, kendi kültürünü bilmeyen bir nesil peyda oldu. Osmanlı döneminde ilkokul çocuğunun binlerce kelime haznesi varken günümüz gençliğinin günlük hayatta konuştuğu kelime sayısı yüzü geçmez.
Hele ki her iki kelimede bir kullanılan “aynen” sözcüğü kimsenin ağzından düşmüyor. Karşındakiyle konuştuğun zaman ya da soru sorduğunda aldığın cevap sadece bir sözcükten ibaret aynen… Bu sözcük bile günümüz gençliğinin kelime haznesinin ne kadar zayıf olduğunu gösterir. Uzun cümleler kuramadığından veyahut fazla muhatap olmayıp konuşmayı kestirip atmak istemesinden kaynaklanıyor ki hemen aynen sözcüğünü yapıştırır. Bu basit durum bile kültürümüzden ne kadar uzaklaştığımızı gösterir. Bu kültür yozlaşması ta ki “İttihat ve terakki” döneminden kalma bir yozlaşmadır.
Bir milleti yok etmek istiyorsan önce dilini ve kültürünü değiştireceksin düsturuyla hareket eden ittihat ve terakki batı kültürünü zorla Anadolu halkına empoze etmeye çalıştı. Bir gecede cahil bırakılan bir toplum ileride tamamen kültürsüzleşmeye başladı. Bir zamanlar Anadolu da en çok kullanılan bağlama, saz gibi çalgı aletlerinin yasaklanması, halk türkülerinin yasaklanıp yerine batı tarzı müziğin zorla çaldırılıp, dinletilmesi yıllar sonra kültürsüz bir toplum yarattı. Halk ozanlarımız artık bir elin parmakları sayısınca ve onlarda seslerini duyuramıyor.
Sebebi ise batı müziğinin ülkemizde oldukça yer tutması ve halk müziğinin ilgi çekmediğinden yayımlanmamasıdır. Halk müziği yok, halk evleri kapanma noktasındayken günümüz “z kuşağı”na tekrardan kültürümüzü anlatmamız oldukça zor duruyor. Kültürümüzün artık hatırlatılması ve yaşatılması için en büyük görev aile kurumuna düşüyor.
Aileler olarak çocuklarımıza kültür kavramını aşılamamız gerekiyor. Anadolu kültürünü kavratmamız gerekiyor. Sanırım bu son nesle kültürümüzü kavratamazsak tamamen Anadolu kültürü yok olacak ve ne olduğu bilinmeyen hiçbir ataya bağlı olmayan bir nesil yetişecek. Başrolde olan aile eğitim yerleriyle koordineli ilişki kurarak çocuklarımıza kültür bilincini aşılamamız gerekir.