Sayfa Yükleniyor...
Her anne ve baba çocuğunun iyi bir eğitim alması için elinden geleni yapar. İyi bir okul, iyi bir öğretmen ve iyi bir gelecek vermek için anne ve babalar hep çabalar. Bunun içinde doğal olarak anne ve baba daha çok çalışır ve zamanın çoğunu iş yerinde geçirir. Hatta bununla da kalmayıp işi eve dahi getirir. Böylelikle çok iyi para kazanarak çocuklarına daha iyi bir gelecek sağladığını düşünür.
Oysaki bu durum çocukların eğitim ve öğretim hayatlarını kötü yönde etkiler. Sürekli işle meşgul olan ebeveynler, çocuklarıyla ilgilenmez, ilgi ve sevgiden mahrum bireyler oluşur. Bilimsel olarak kanıtlanmış gerçeklerin başında çocuğun gelişiminde anne ve babanın önemli bir rol oynamasıdır. Anne babalar çocuğun yeni şeyler öğrenmesini sağlayan, bilişsel, psiko-motor, dil, sosyal ve duygusal özelliklerinin gelişmesi açısından çocuklarının ilk eğitimcileridirler. Bu durumu görmezden gelen aileler çocuklarına hiç zaman ayırmamakta onlarla zaman geçirmemektedir. Bu şekilde yetişen çocuklar sosyal çevre anlayışı kıt, kendine güveni yetersiz şımarık bir şekilde büyüyor. Neden şımarık diye soracak olursanız? Anne ve baba çocuklarıyla ilgilenmediğinin farkındalar ve bu konuda vicdan azabı çekmektedirler. Bu vicdan azabını giderebilmek için de çocuklarının her istediklerini eksiksiz yerine getirirler. Çünkü ebeveynler çocuklarına zaman ayıramamakta ve sorumluluğu yerine getiremedikleri için de çocukların bir dediğini iki etmemektedir. Bu şekilde yetişen bir çocuk bunun bilincinde olduğundan istediği her şeyi ağlayarak veya başka yollar deneyerek aileye yaptırmaktadır. İstediği şeyi kolayca elde eden bu çocuklar ise hiçbir şeyin kıymetini bilmez. Çünkü çalışıp çabalamadan veyahut hak etmeden kolayca elde ettiği nesneden veya durumdan kolayca sıkılır hale gelir. Yani günümüzün “Z Kuşağı” bir nevi “mahrumiyet yoksunu” olarak tabir ettiğim; yokluk görmeyen, mücadele etmeyen nesle dönüştü. Eski nesil istediği bazı olguları zor elde ettiğinden bu olguların kıymetini bilip şartların el verdiği şekilde yaşadı ve yetişti. Yani birçok şeyden mahrum kaldı. İşte bu yüzden günümüz çocuklarını “mahrumiyet yoksunu” olarak nitelendiriyorum. Hiçbir şeyden mahrum kalmadılar. Her istediği alındı. Her söylediği yapıldı. Sonuç olarak çocuklar mücadele azmini kaybetti. Hayat yolunda en ufak bir olumsuzlukta hemen derin bir yeise kapılıp çaresiz kaldılar.
Yine vicdan rahatlatmak için çocuklar özel okullara gönderildi; özel hocalar tutuldu. Neymiş çocuğuma iyi bir gelecek hazırlamak içinmiş. Siz onu benim külahıma anlatın. Tamamen vicdan rahatlatmak için yapılan bir durumdur bu. Sonra çocuk kazanamadığında da söylenen cümleler bu şekildedir: “Dişimden tırnağımdan artırdım çocuğun okuluna verdim. Yemedim yedirdim, içmedim içirdim. Özel hocalar tuttum lakin okumadı” suçlu çocuk seçilir. Suçunu dahi anne ve baba kabul etmez. Halbuki bebekliğinden ergenliğe girene kadar o çocuğun anne ve baba ilgisine muhtaçlığı vardır. Çocukla oynanan küçük oyunlar dahi çocuğun pisko-motor becerilerini geliştirdiği kanıtlanmışken çocuk kreşlerde veya bakıcıların yanında büyüyor. Sonra çocuk erişkin olduğunda da “bu çocuk kime çekti bu kadar asi?” diye sorular sorulup cevaplar aranır. Çocuklarınıza zaman ayırın. Onlarla hayatı dolu dolu yaşayın. Sürekli onlara sevdiğinizi söyleyin ve bu sevgiyi gösterin. Çocuklarınıza başka çocukları örnek göstermeyin zira en büyük örnek anne ve babaların ta kendisidir. Çocuklarınızı özel okullara göndererek veyahut özel hocalar tutarak vicdan rahatlatmayın. Her zaman söylerim okul ve öğretmen eğitim sisteminde ikinci plandadır. Belki bana kızacaksınız lakin bu bir gerçektir. Biz öğretmenlerin elinde sihirli değnek yoktur. Bizler sadece karanlıkta kalmış öğrenciye bir mum, bir fener oluruz. Yol gösteririz. Onun dışında her şey öğrencinin kendisinde ve ailenin elindedir. Siz öğrenciye yol gösterici ya da örnek olmazsanız en iyi okullar veya öğretmenler boşa kürek çekmiş olur. Emin olun siz nasıl çocuk yetiştirmişseniz sizinde çocuklarınız o şekilde çocuk yetiştirecek. Siz ne kadar anne ve babaysanız; sizin çocuklarınızda o kadar anne baba olacaktır. Çocuklarınıza sevginizi verin ve o sevgiyi gösterin. Onlara zaman ayırın. İşten geldim yorgunum bahanelerine sığınmayın. Kültürümüzü onlara aşılayın. Yanlış batılılaşma yolunda çocuklarımızın geleceğini heba etmeyin.