Sayfa Yükleniyor...
1876 yılında Diyarbakır’da doğmuştur. Asıl adı Mehmet Faik’tir. Babası şair ve bilgin Mehmet Sait Paşa’dır. Aynı zamanda şair Süleyman Nazif’in kardeşidir.
***
Faik Ali’nin “Muhabbet” başlığını taşıyan ilk şiiri, 28 Kanun-ı evvel 1311/1896 tarihli ve 5 numaralı Maarif dergisinde yayımlanmıştır. Aşk ve tabiatın iç içe işlendiği bu şiir, Faik Ali’nin daha başlangıçta dil ve üslupça Edebiyat-ı Cedide’nin şiir anlayışına uyduğunu göstermektedir. Bu ilk şiirden sonra Servet-i Fünun dergisine geçer. Bu dergideki ilk şiir ise, 24 Temmuz 1313/1897 tarihinde yayımlanan “Şiirler”dir. Faik Ali, Servet-i Fünun’daki bazı şiirlerinde “Zahir” takma adını kullanmıştır. İrtika da bu dönemde şairin şiirlerini yayımladığı bir başka dergidir.
***
1896-1908 yılları arasında yazdığı şiirleri, Fani Teselliler (1908) ve Temasil (1913) adlı eserlerinde toplayan şairin ilk kitabı Fani Teselliler, “Hasbihal” başlıklı bir ön sözden sonra “Neşaid-i Garam”, “Tabiat”, “Kainata Karşı”, “Hafaya-yı Leyal”, “Dicle”, “Elhan-ı Perişan” ve “Elhan-ı Fena” başlıklarıyla 7 bölüme ayrılmıştır. Eserde toplam 58 şiir bulunmaktadır. Bu kitabın “Hasbihal” başlıklı mukaddimesi, şiire ilişkin içerdiği görüşler ve üslup bakımından Abdülhak Hamit’in “Makber Mukaddimesi”ne benzetilmiştir.
***
Şairin bu dönemdeki şiirlerinin yer aldığı ikinci kitabı Temasil, “Hasbihal” başlıklı manzum bir ön sözden sonra, “Mehasin” ve “Aşk ve Tabiat” başlıklarıyla iki bölüme ayrılmıştır. Eserde toplam 45 şiir vardır. Bu şiirlerden 17’si Servet-i Fünun’da yayımlanmıştır.
***
Faik Ali’nin şairliğinin bu döneminde işlediği başlıca temalar, tabiat, aşk ve ka¬dın, çocukluğunu yaşadığı yerlere özlem ve ölümdür.
***
Fani Teselliler’de bulunan “Tuludan Evvel”, “Gurubdan Sonra”, “Mehtab”, “Kış Manzaraları”, “Kehkeşana Karşı”, “Denizlere Karşı” ve Temasil de bulunan “Bir Menekşenin Matemi”, “Fırtına ve Dalgalar”, “Çamlar”, “Tulu”, “Gurub” gibi şiirlerde tabiat teması işlenir. Çoğu Edebiyat-ı Cedide şairi gibi onun tabiat şiirlerinde de gece, ay, yıldızlar ve deniz geniş yer tutar.
***
Faik Ali, bazı tabiat temalı şiirlerinde Hamit kadar olamasa da, tabiattan hareketle metafizik dünyaya açılmaya çalışır. Şairin “Ra’d u Berk”, “Ruh-ı Bidar”, “Kehkeşana Karşı” adlı şiirlerinde bu çaba göze çarpar. Özellikle “Kehkeşana Karşı” şiirinde bu evrenin dışında başka evrenlerin olup olmadığını tıpkı Hamit gibi şöyle sorar:
O tevlid ettiğin binlerce milyonlarca alemler
Bu hakin aynı, ya bir feyz-i müstesnaya mazhar mı?
O alemlerde aya büsbütün bir başka yer var mı?
***
Bazı şiirlerinde de şehir hayatına karşı kır hayatına dönme düşüncesini dile getirir. “Çöllerde” ve “Haymenişin” başlıklı şiirlerde bu düşünceyi görmek mümkündür. Faik Ali, bu şiirlerin ilkinde, çölde yaşayan insanları, ikincisinde ise göçebe hayatını anlatır. Kuşkusuz bu manzumelerde “Sahra” şairi Abdülhak Hamit’in etkisi vardır.