Sayfa Yükleniyor...
İlk hasretiyle gençliğimin ilk elemleri
Ey paslı tellerinde gülen, ağlayan aruz
Ey eski dost yâd edelim eski demleri
Madem ki son sadânı dağıtmış, yorulmuşuz!
Anlat alevli bir çölün üstünde ansızın
Billur sesinle hıçkırarak doğduğun günü.
Bin bir diyarda bin bir ilahi güzel kızın
Anlat nasıl terennümün inletti gönlünü.
(Aruza Veda şiirinden)
Hecenin beş şairinin en dolularından biri olan şair, gazeteci, oyun yazarı ve öğretmen kimlikleriyle ön plana çıkan Halit Fahri Ozansoy, 12 Temmuz 1891’de İstanbul’da doğdu. Babası Mehmet Fahri Paşa, annesi Zehra Hanım’dır. Halit Fahri Ozansoy, ilköğrenimini mahalle mekteplerinde okuduktan Sonra Bakırköy Rüştiyesini bitirdi. Sonra Mekteb-i Sultanide okumaya başladı. Şiir ve yazı yazma zevkini ailesinden alan Halit Fahri’nin, Galatasaray’dan hocası Ali Kâmi’nin (Akyüz) yazdıklarını tashih etmesi, okul müdürü olarak Tevfik Fikret’i yakından tanıması ve ona hayran olmasıyla edebiyat merakını iyice arttırdı. İlk yazısı “Fâcia-i Beşerden Bir Levha” başlığıyla Mart 1910 tarihli Tirâje, ilk şiiri “Mâzideki Aşk İçin Sana” 1912’de Rübâb dergilerinde yayımlandı. Ardından Alemdar ve Yeni Mecmua gibi gazete ve dergilerde yazıları, şiirleri çıktı. Bu yıllarda tiyatro ile de yakından ilgilendi; Dârülbedâyi-i Osmânî’yi kurmakla görevli André Antoine’ın da bulunduğu jüri önünde Abdülhak Hâmid’in Nesteren’inden ve Şehâbeddin Süleyman’ın Kırık Mahfaza’sından iki sahne oynayarak başarılı bir imtihan verdi ve Dârülbedâyi-i Osmânî’ye kaydoldu (14 Temmuz 1914).
*****
Ertesi yıl da ona ilk şöhreti kazandıran Baykuş adlı piyesini yazdı. Piyes Dârülbedâyi’de oynanan ilk Türk dramı unvanını kazandı “Rüya” adlı şiir kitabı da aynı yıl yayımlanmıştı. Çanakkale Cephesine gidip yerinde inceleme yapan şair izlenimlerini “Cenk Duyguları” adıyla kitaplaştırdı. 1916’da yazdığı “Baykuş” adlı manzum piyesi ile tanındı. Aynı yıl Muğla Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak atandı. Muğla ve Konya’da birer yıl öğretmenlik yaptıktan sonra İstanbul’a öğretmen olarak atandı ve kırk yıl boyunca burada öğretmenlik yaptı.
*****
Halit Fahri Ozansoy, 1917’de Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin gibi Türkçülerin etkisiyle hece ölçüsüyle şiirler yazdı. Bu şiirlerini daha çok “Mecmua” dergisinde yayımladı. “Cenk Duyguları” kitabını yayımladıktan sonra tekrar aruza yönelen Ozansoy, şiir yazmaya bir müddet ara verdi. 1920’de Yeni Mecmua’da “Aruza Veda” başlıklı şiirini yayımlayarak Beş Hececiler arasındaki yerini aldı.
*****
Heceye geçmesine vesile olan ise yine Beş Hececiler arasında yer alan Yusuf Ziya Ortaç’tır. Kendiyle girdiği ateşli bir tartışmada Yusuf Ziya, Halit Fahri’ye “Hem heceyi savunuyorsun hem de aruzla yazıyorsun” çıkışında bulunmuştur. Bu nedenle Halit Fahri Aruza Veda şiiriyle Aruzu tamamen bırakmıştır.
*****
Başta şiir olmak üzere tiyatro ve roman türünde pek çok eser vermiş bir edebiyatçı ve kültür adamıdır.İlk şiirleri Rübab dergisinde çıkar. Sonra “Nedim” dergisini çıkarır. Bu şiirlerinde dil ve duyuş açısından Fecr-i Ati şiirlerinin tesirinde kalır. Özlem, ölüm, yalnızlık ve sevgi temalarını işleyen pastoral ve lirik şiirleri bulunur. “Hüzün” ve “melankoli” gibi bireysel duygularla egzotik sahnelere şiirlerinde yer verir. Bunun için “Melankoli Şairi” olarak tanınır. ”Cenk Duyguları” adlı eserinde kahramanlık şiirleri yer alır.
*****
İstanbul’u çok seven şair, 23 Şubat 1971’de İstanbul’da kalp krizi nedeniyle öldü. Cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.