Sayfa Yükleniyor...
Çok yönlü bir sanatçı olan sanatçı 5 Ağustos 1826’da İstanbul’da doğdu. Türk gazeteci, şair, tiyatro yazarı ve düşünürdür. Bu çok yönlü sanatçımız,19. yüzyılda Türk edebiyatını etkileyen ve yönlendiren yazarlar arasında yer almıştır. Osmanlı toplumunun çağdaş uygarlığı yakalayarak gelişebileceğini, bununsa Batı örnek alınarak gerçekleşebileceğini savunan, Batılılaşma hareketinin öncülerinden biridir. Gazetelerde yazdığı makalelerle, Fransızcadan yaptığı şiir çevirileriyle, edebî ve toplumsal eleştirileriyle, yazdığı tiyatro yapıtlarıyla ve kullandığı yalın, halkın anlayabileceği arı dille edebiyatta Batılılaşmanın ilk adımlarını atmıştır. Babası Topçu yüzbaşısı olan Mehmet Ağa’dır ve 1829’da Osmanlı-Rus Savaşı sırasında vurularak şehit olmuştur. Annesi Şinasi’yi yakınlarının desteğiyle büyüttü. Şinasi, ilköğretimini Mahalle Sıbyan Mektebi’nde ve Fevziye Okulu’nda tamamladıktan sonra Tophane Müşiriyeti MektubîKalemi’ne kâtip adayı olarak girdi. Burada görevli memurlardan İbrahim Efendi’den Arapça ve Farsça öğrendi. Aynı kalemde görevli eski adı Chateauneuf olan Reşat Bey’den Fransızca dersi aldı. Bu görevindeki çalışkanlığı ve başarısı nedeniyle, önce memurluk sonra hulefalık derecesine yükseltildi. 1849’da bilgisini artırması için devlet tarafından Paris’e gönderildi. Burada edebiyat ve dil konularındaki çalışmalarını sürdürdü. Oryantalist De Sacy Ailesi ile dostluk kurdu. Ernest Renan’la tanıştı, Lamartine’in toplantılarını izledi. Oryantalist Pavet de Courteille’e çalışmalarında yardım etti. Dilbilimci Littre ile tanıştı. 1851’de SocieteAsiatique’e üye seçildi. Bu yaşamında edindiği izlenimler onun edebî ve düşünce yaşantısını da şekillendirmiştir.
Şinasi, Fransız şairlerinden manzum olarak yaptığı ilk ve basit tercümeleri, 1858’de Tercüme-i Manzume adıyla yayımladı. Bunlar, Batı şiiri hakkında Türk okuyucusuna ilk bilgiyi veren çok küçük denemelerdi. Şinasi, bu denemelerden önce şekil bakımından değilse de anlayış bakımından Divan şiirinden tamamıyla farklı denemeler yapmıştı. Sanatçı, daha sonraları birçok türde eser vererek kendisinden sonra gelecek olan genç sanatçılara da örnek olmayı amaçlamıştır. Şinasi her şeyden önce ilklerin sanatçısıdır. İlk tiyatro, ilk şiir çevirisi, ilk özel gazete onun eseridir. Edebiyatımızda ilk defa noktalama işaretlerini kullanan da odur. Türk edebiyatına birçok yenilik getirmiştir. Bu yenilikleri kısaca özetleyecek olursak Batılı anlamda ilk tiyatro eseri olan Şair Evlenmesi’ni yazdı. Noktalama işaretlerini kullanan ilk yazardır. Batılı anlamda ilk fabl örneklerini yazmıştır. İlk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır. İlk makale olan Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi’ni yazmıştır. Atasözleri üzerine ilk incelemeyi yapmıştır. Şiire hak, adalet, eşitlik ve kanun gibi yeni kavramlar getirmiştir.Şiire ve şiir kitabına isim veren ilk sanatçıdır.
Batı etkisindeki Türk edebiyatı ve Tanzimat Edebiyatının kurucularındandır. Batı edebiyatı yolunda eser veren ilk Türk sanatçısı ve Tanzimat Edebiyatında yeniliklerin öncüsüdür. Klasisizm akımından etkilenmiştir. Ethem Pertev ile ilk şiir çevirilerini yapmışlardır. Türk şiirini söz oyunlarından kurtararak şiire konuşma dilini getirmiştir. Şiirde divan edebiyatı nazım biçimlerini kullansa da nazım biçimlerinde bazı değişiklikler yapmıştır. Genellikle “didaktik” şiirler yazmıştır. Şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. Şiirde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir. Şiirin konusunu genişletmiştir. Akıl, medeniyet, hak, adalet, kanun gibi kavramları şiirde kullanan ilk şairdir. Gazete ve edebiyatı halkı eğitmede bir araç olarak görmüştür. Divan edebiyatı nesrini yıkmış, nesri (düz yazı) düşünceleri yaymada bir araç olarak görmüştür. Divan nesrinin uzun cümlelerini kısaltmış, mazmunların ve söz sanatlarının yerine düşünceyi getirmiştir. Düşüncelerini yalın ve açık bir anlatımla söylemeye, konuşma dilini yazı dili haline getirmeye çalışmıştır. Agâh Efendi ile birlikte 1860’ta ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır. Türk basınının ilk başyazarı sayılır. Türk edebiyatında ilk makale örneği olan Mukaddime-i Tercüman-ı Ahval’i bu gazetenin ön sözü olarak yayımlamıştır. 1862’de tek başına Tasvir-i Efkâr adlı gazeteyi çıkarmıştı.
Hayatını hep çalışmaya ve yazarlığa ayıran Şinasi, Fransa’ya giden sanatçı, 1869 yılında tekrar İstanbul’a dönmüştür. Döndükten sonra bir matbaa açarak eserlerinin basımıyla uğraşmış ve 1871 yılında beyin tümöründen yaşamını yitirmiştir.