2

İslami Eğitimde Kadının Yeri


  • Oluşturulma Tarihi : 11.03.2021 07:01
  • Güncelleme Tarihi :

İslam’da eğitim birinci sıradadır. Bunun en açık delili ise Hz. Muhammet’e inen ilk ayet-i kerime olan Alak suresidir. Bu süre “ikra” ile başlar. Yani “oku” dur. Bu ayet-i kerime bile İslam’da okumanın ve eğitimin ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. İslamiyet’ten önceki dönemde -ki bu döneme cahiliye dönemi denir- kız çocukları diri diri gömülürken Müslümanlıkla beraber bu kabul edilmez durum ortadan kalkmış ve kadınlar toplumsal hayatta yavaş yavaş bir yer edinmeye başlamıştır. Mirastan dahi pay alamayan kadınlar İslamiyet ile birlikte miras hakkı dahi kazanmıştır. O dönemlerde kadınlara önemli statüler verilirken Avrupa’da kadınlar köle pazarlarında satılmayı bir yana bırakın renkli gözlü kadınlar cadı olarak addedilir ve diri diri yakılırdı. Avrupa’nın en soylularında bile kadınlara zerre miskal değer verilmezdi. İslam bir güneş gibi doğarken kadınlar üzerine ayrı bir sıcaklıkta ve parlaklıkta doğuyordu.

Kadının yaratılışı için “Hz. Adem’in sol kaburga kemiğinden yaratıldığı” rivayeti vardır. (Hatırlayın dünya tarihinde ilk klonlanan koyun olan “Dolly” başka bir koyunun sol kaburga kemiğinden alının parçayla klonlanmıştı.) Bu şekilde kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratılması demek kadınlarımıza kol kanat gerelim ve onları koruyalım diye. İslam bu şekilde kadına önem verirken onu eğitim yönünden hiç geri bırakır mı?

İslamiyet’le birlikte birçok hak kazanan kadınlar, yaratılışlarındaki çalışkanlıktan kaynaklıdır ki kendilerini sürekli geliştirip eğittiler. Hatta dünya tarihinde ilk üniversite bir kadın tarafından açılmıştır. O kadın ise bütün ezberleri bozan Müslüman Fatima el-Fihri’dir. Orta Çağ’da İslami bölgeler hariç Avrupa dahil her yer karanlık dönem yaşarken 9. yüz yılda yaşamış Kuzey Afrikalı olan Müslüman Fatma el-Fihri, Karaviyyin Üniversitesini kurmasıyla tanınan Faslı bir kadındı. Fatma ve kız kardeşi Meryem, çocukluk ve gençlik dönemlerinde iyi bir eğitim aldı ve İslam hukuku, fıkıh ve hadislerin yanı sıra, Hz. Muhammed’in hayatıyla ilgili diğer eserler hakkında öğrenim gördü. 14. yüzyıl tarihçisi İbn ebu-Zaraa’nın kaydettiği durumlar dışında, kişisel hayatı hakkında çok az şey biliniyor. Bu durum büyük ölçüde El-Karaviyyin Kütüphanesi’nin 1323’te büyük bir yangın neticesinde zarar görmesinden kaynaklanıyor. Fas’ın Fes kentinde yaşayan Fatima el-Fihri, Fes kentine, çoğu İspanya’daki Müslüman nüfustan oluşan birçok mülteci yerleşmişti. Kentteki Müslüman nüfusu fazlasıyla artmıştı ve mevcut camiler büyüyen nüfusun ihtiyacını karşılayamıyordu. Bunu fark eden Meryem(Fatima’nın kız kardeşi), 859 yıllında Endülüs Camii’ni inşa ettirdi. Fatma ise, 859-860’lı yıllarda bir cami fikriyle yola koyulsa da neticede el-Karaviyyin Üniversitesini kurdu. Medrese, başlangıçta dini öğretilere ve Kuran ezberlenmesine yönelmişti; Karaviyyin Üniversitesi’ne girmek için ise tek şart aranıyordu. O da hafız olmak yani Kuran-ı Kerim’i ezbere bilme şartı vardı; ancak daha sonraları Arapça dilbilgisi, müzik, tasavvuf, tıp ve astronomi eğitimine de kendini geliştirdi.

İslam’ın yayılışı ve kadınlara statü verişi kadınları cesaretlendirmiş birçok alanda kendilerini yetiştirmişlerdir. İslam dünyası 9. yüz yılda kadınlara ait bir üniversite açarken Amerika’da kadınlara ait ilk üniversite 1821 yılında açılmıştır. İslam’a çağdışı diyenler bunu göz önünde bulundurarak bir kez daha düşünmelidirler.

İslam’ı yobazlıkla suçlayanlar İslam hakkında hiçbir şey bilmeyenlerdir. Yıllarca Osmanlı Devleti ve İslam kötülenerek kadınların haklarının ihlal edildiği palavraları atıldı. Böylelikle hem İslam hem de Osmanlı çağdışı nitelendirildi. Gerçeğin bu şekilde olmadığını Batı da, içimizdeki İslam düşmanları da çok iyi biliyor.

İslami Eğitimde Kadının Yeri
Mehmet Tayyar Tanış
Yazarımız Kim ?

Mehmet Tayyar Tanış