2

Muallim Naci


  • Oluşturulma Tarihi : 07.04.2022 05:09
  • Güncelleme Tarihi :

1850 de İstanbul’da doğan Muallim Naci, Tanzimat ikinci dönem sanatçılarındandır. Sanat hayatı

boyunca dilde sadeleşmeyi savunan Muallim Naci’nin asıl adı Ömer’dir. Babasını küçük yaşta

kaybeden yazar, Varna’da dayısının yanında medrese eğitimi gördü. Arapça ve Farsça öğrendi.

Yazılarını Hulisi mahlası kullanarak yazdı.

Küçük yaşlarda şiire ilgi duyan yazar, 1876’dan başlayarak şiirlerini “Naci mahlasıyla yazdı.

dönemin önemli gazetelerinden biri olan Tercüman-ı Hakikat’e gönderdiği şiir ve yazılarla

edebiyat dünyasına ilk adımlarını atmıştır. Muallim Naci, bu dönemden sonra basın hayatındaki

faaliyetleri ile adından söz ettirecektir. Geçen zamanla birlikte Muallim Naci, Ahmet Mithat

Efendi’nin ısrarları üzerine Tercüman-ı Hakiat gazetesinin edebiyat kısmının yönetmeni olmuştur.

Tercüman-ı Hakikat’ten sonra Şeyh Vasfi ve Necib Nadir ile birlikte İmdadü’l Midad adlı bir

gazete çıkarırlar. Daha sonra sırasıyla Saadet, Teavün-i Aklami Mürüvvet gazetelerinde yazı

hayatına devam etmiştir. Muallim Naci ayrıca tek başına 58 sayı Mecmua-i Muallim adlı bir dergi

çıkarmıştır.

Muallim Nâci Saâdet gazetesinde çalışırken Recâizâde Mahmud Ekrem ile aralarında edebiyat

tarihlerine geçen meşhur tartışma cereyan etmiştir. Nâci, Zemzeme mukaddimesinde ve Takdîr-i

Elhân’da şiir anlayışını eleştiren Recâizâde Ekrem’e Saâdet gazetesinde “Demdeme” başlığı

altında ağır bir cevap verdi. Ancak cevabı edep dışı bulunarak hükümetin müdahalesiyle

durduruldu. Türk edebiyatının Tanzimat’tan sonraki yenileşme döneminde adı etrafında büyük

gürültüler koparılan şahsiyetlerinden biri olan Muallim Nâci, Türk şiirine Batı etkisiyle yeni bir

anlayış getiren Abdülhak Hâmid (Tarhan) ve Recâizâde Mahmud Ekrem’e karşı çıktığından eski

edebiyat anlayışının bayraktarı olarak tanıtılmıştır. Ancak Nâci kendi devrinde eski edebiyatı en iyi

bilen, klasik tarza bağlı bir şahsiyet olmakla beraber yeni tarzda da oldukça başarılı manzumeler

yazmıştır. Öteden beri bazı edebiyat tarihçileri tarafından, onun eski zevk ve geleneğe bağlı

kalmasında Batı’daki yeni edebî gelişmelerden zamanında haberdar olamaması gibi sebepler

ileri sürülmüş ve kendisi, Türk edebiyatında yenileşme hareketleriyle Servet-i Fünûn arasındaki

dönemde duraklamaya sebep olan bir kişi olarak nitelendirilmiştir.

1891’de “Gazi Ertuğrul Bey” adlı manzumesini padişaha takdim edince II. Abdülhamid onu

Osmanlı tarihini kaleme almakla görevlendirdi; ayrıca rütbe ve nişanla ödüllendirilip kendisine

maaş bağlandı . Bunun üzerine Nâci zamanının büyük bir kısmını Osmanlı tarihini yazmaya

ayırdı. Bu maksatla 1892 yılının Eylül ayında Şeyh Vasfî ve Ali Rızâ Bey ile birlikte Söğüt, Bilecik,

Eskişehir, Yenişehir, Bursa ve İzmit’e bir gezi yaptı. Fakat dönüşünde geçirdiği bir kalp krizi

sonucu 12 Nisan 1893 tarihinde Fatih’teki evinde vefat etti.

Muallim Naci
Mehmet Tayyar Tanış
Yazarımız Kim ?

Mehmet Tayyar Tanış