Kurban Resmi

Oran Seyfi Orhon


  • Oluşturulma Tarihi : 16.12.2021 07:15
  • Güncelleme Tarihi :
Oran Seyfi Orhon yazının resmi

VEDÂ

Hani, o bırakıp giderken seni

Bu öksüz tavrını takmayacaktın?

Alnına koyarken vedâ busemi,

Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?

Herkesin “Veda Busesi” olarak bildiği şarkının yazarıdır Oran Seyfi Orhon. Şair ile ilgili bilgi vermeden önce bu şarkının hikayesini anlatmadan geçemeyeceğim. Çünkü şarkı hakkında yanlış bir kanı vardır. Bu kanı ise şiirin sevgiliye yazılmasıdır. Halbuki bu şiiri şair, küçük yaşta kanserden ölen kızı için yazmıştır. Şiirin hikayesi şöyledir.

Orhan Seyfi Orhon işteyken haber gelir ve kızının kötüleştiği söylenmiştir. Şair hemen eve gider. Babası kızının kapısını açarken biraz duraksadı. Sessizce kapının kolunu aşağı indirdi, kızının bugün daha iyi olması için dua etti. Gün boyunca kızına doyasıya sarılmayı düşünüyordu. O yüzden bütün işlerini iptal etmiş, akşama kadar onun yanında oturmayı planlamıştı. Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için usulca yatağın üstüne eğildi. Kızı perişan halde görünüyordu. Gözleri hemen yaşaran baba, kızının bu halini görmesini istemediği için usulca eğildi ve dudaklarını kızının alnına koydu. Öpmedi çünkü öpmek çok kısa bir andı. Öylece durdu ve derin derin nefes alarak kızının kokusunu içine çekti. Ancak baba kızının alnında öylece durdu. Biraz daha dursaydı gözyaşları kızının yüzüne damlayacaktı, ağladığı anlaşılacaktı. Yatağın yanındaki sandalyeye oturdu. Kız o kadar bitkin düşmüştü ki çok kısık bir sesle, “Babacığım, annemin öldüğü günü hatırlıyorum, günlerce çok ağlamıştın. Şu son anlarımda senden bir şey istiyorum babacığım, dedi. Ben öldükten sonra hiç ağlamayacaksın, gözünden bir damla yaş bile düşmeyecek, anlaştık mı?” dedi. Baba imkansızı isteyen kızına baktı, ağlamaklı halini bastırarak başını hafifçe salladı. Kızı çok zor nefes alıyordu. Birkaç saniye içinde nefes alışverişleri kesildi, başı yana düştü. Hıçkırıklar içinde kızını kucağına aldı. Kızının cansız bedeni hala ateşler içindeydi. Buna rağmen kızı üşümesin diye battaniyeyle sardı bahçeye çıkardı. Kızını sandalyeye oturtup, yere çöktü, başını kızının kucağına koydu, hıçkırıklarla ağlamaya başladı. İşte o an dilinden bu ölümsüz mısralar döküldü…

İşte bu ölümsüz eser bu acı hikayeyle ortaya çıkar.

Orhan Seyfi Orhon, 1890'da İstanbul'un Çengelköy semtinde doğdu. İlköğrenimine Çengelköy Mekteb-i İdadisinde başladı. Orta ve lise öğrenimini Beylerbeyi Rüştiyesi ve Mercan İdadisinde tamamladı.

Öğrencilik döneminde şiirle ilgilenmeye başlayan Orhan Seyfi Orhon ilk şiirlerini aruz ölçüsüyle yazdı. Bunları “Fırtına ve Kar” adlı kitabında bir araya getirerek “Hıyaban” dergisinde; şiirlerini de “Kehkeşan” dergisinde yayımladı. Sonrasında hece ölçüsüyle şiirler yazmaya başlayan sanatçı bu şiirlerini “Gönülden Sesler” ismiyle yayımladı.

Orhan Seyfi Orhon, aynı anda tıp, hukuk ve siyaset eğitimi aldı. Sonraki yıllarda tıp ve siyasetle ilgili eğitimden vazgeçip hukuk eğitimine yöneldi. Hukuk Mektebini 1914'te tamamladı. Türkçü fikirlerle de bu dönemde tanıştı. Ziya Gökalp'in telkin ve uyarılarıyla halkın diline ve heceye yöneldi.

Orhan Seyfi Orhon, bir süre memurluk görevinde bulundu. Meclis-i Kavanin kalemine girdi. İstanbul'un işgal edilmesiyle memurluğu bırakıp gazeteciliğe başladı. İlkin mizahi yazılar yazmaya başladı. Gazetecilik görevinin yanında öğretmenlik de yaptı. Orhan Seyfi Orhon, farklı okullarda öğretmenlik yaptıktan sonra 1946'da Zonguldak milletvekili olarak TBMM'ye girdi. 1965'te ikinci kez milletvekili oldu.

Kurtuluş Savaşı döneminde İstanbul hükümetini destekleyen “Aydede” dergisinde, yine bacanağı ile birlikte çıkardığı “Akbaba” dergisinde mizah yazarlığı yaptı. Orhan Seyfi Orhon, ayrıca bir süreliğine Karagöz'ün yayın sorumluluğunu da üstlendi. Çıkarmış olduğu “Çınaraltı” dergisiyle de ismi adeta özdeşleşti. Şiir ve yazılarını Türk Kadını, Şair, Ümit, Büyük Mecmua, Yarın ve Servet-i Fünun dergilerinde yayımladı. “Peri Kızı” ve Çoban Hikâyesi” kitabında sosyal olayları yergili bir üslupla dile getirdiği şiirlerini topladı. 1962'den sonra “Son Havadis” gazetesinde günlük yazılar yazmaya başladı ve bunu hayatının sonuna kadar sürdürdü.

Orhan Seyfi Orhon, geçirdiği kalp krizi neticesinde 22 Ağustos 1972'de İstanbul'da öldü. Cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

Oran Seyfi Orhon
Mehmet Tayyar Tanış
Yazarımız Kim ?

Mehmet Tayyar Tanış