2

Orman Şairi Nazım Hikmet Ran


  • Oluşturulma Tarihi : 05.08.2021 08:19
  • Güncelleme Tarihi :

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan,

Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan,

Bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak,

Ve ipek bir halıya benzeyen toprak,

Bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,

Yok edin insanın insana kulluğunu,

Bu dâvet bizim...

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür,

Ve bir orman gibi kardeşçesine,

Bu hasret bizim...

Ormanlarımız cayır cayır yanarken Nazım Hikmet’i ve onun “Davet” şiirini sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle derin yeis içerisinde olduğumu belirtmek isterim. Ormanlarımız günlerdir yanıyor. Canlar yanıp yuvalar yıkılıyor. Duygulanmamak üzüntüyü kapılmamak elde değil. Bu yangınların 38 ilde 154 bölgede art arda çıkması hem dehşet hem şüphe uyandırıyor. Ülke olarak bu faciadan siyasi rant peşinde koşmaktansa tek yürek tek bilek olarak bu afeti atlatmalıyız. Tıpkı Nazım’ın dediği gibi “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...”

15 Ocak 1902’de Selanik’te doğan Nazım Hikmet, Heybeliada Bahriye Mektebi’nden mezun olmuş, daha sonra güverte subayı olarak atanmıştır. Sağlık sorunları nedeniyle askerlik görevini bırakmıştır. Görevinden ayrılan Nazım Hikmet, Milli Mücadele’ye katılmak için Anadolu’ya geçmiştir. Ancak Bolu’da öğretmen olarak kaldığı hükümet aleyhine yazdığı yazılardan dolayı Moskova’ya gitmiştir. İlk serbest şiirler denemelerini Moskova’da yazmıştır. Yurda tekrar döndüğünde çeşitli dergiler çıkarmış ve dergilerde şiirler yayınlamıştır.

Annesi ünlü bir ressam olan Nazım Hikmet, daha ilkokuldayken şiire merak salmıştır. Yaşı ilerledikçe bu kabiliyetini gören annesi Nazım Hikmet’e özel bir hoca tutmuştur. Bu özel hoca ise büyük usta Yahya Kemal’dir. Yahya Kemal ders vermek için gittiği Nazım’ın evinde annesine âşık olur. Bir gün Nazım eve geldiğinde annesi ve Yahya Kemal’i el ele görür. Bu durum karşısında çok sinirlenen Nazım Hikmet kapıyı çekip evden çıkar. Lakin çıkmadan önce Yahya Kemal’in paltosunun cebine bir not bırakmıştır. Akşam saatlerinde boğazda yürümeye çıkan Yahya Kemal, cebinde bir not bulur ve notta şu meşhur cümle yazılıdır. “Hocam olarak girdiğin bu eve babam olarak giremezsin.”

Nazım Hikmet, edebiyatımızda serbest, gerçekçi, toplumcu şiirin öncüsüdür. İlk şiirlerini Cumhuriyet öncesi yıllarda yayımlamıştır. Başlangıçta ölçülü uyaklı şiirler yazmış, sonra serbest ölçüye geçmiştir.

Gerek biçim gerekse tema bakımından şiirimize büyük bir genişlik getiren şair, şiir diline de kendisinden sonra gelenleri etkileyecek ölçüde yenilik getirmiştir.

Şiirde kullanılan, kullanılmayan sözcükler diye bir ayrım yapmayan Nazım Hikmet, dizeleri kullanmaya getirdiği özgünlükle de özgür koşuk biçiminin gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır.

Hitabete dayalı propaganda şiirleri yazmıştır. (Yirmi dört Saat Marks / Yirmi dört Saat Lenin)

Komünizmin propagandasını yapan şairin etkili bir üslubu vardır. Fütürizm akımından etkilenmiştir. Makine hâkimiyetinin özlemini çeker, hatta makine olmak ister. Özellikle Rus şair Mayakovski’nin etkisinde kalmıştır.

Edebiyatımıza derin biz iz bırakan Nazım Hikmet, yıllarca kendisini aynı çizgide takip eden birçok şairi etkilemiştir. Hitabet havasında ve propagandaya dayalı şiirleri dönemin hükümeti tarafından halkı kışkırtıcı bir yanı olduğunu düşünmüş ve Nazım Hikmet’e tutuklama kararı çıkmıştır. Bunun üzerine Tekrardan Rusya’ya iltica etmiş ve 3 Haziran 1963 yılında orada vefat emiştir.

Orman Şairi Nazım Hikmet Ran
Mehmet Tayyar Tanış
Yazarımız Kim ?

Mehmet Tayyar Tanış