2

Savfeti Ziya


  • Oluşturulma Tarihi : 18.08.2022 05:12
  • Güncelleme Tarihi :

Servetifünun öykü yazarlarından olan Savfeti Ziya pek tanınmasa da güçlü bir öykü yazarıdır. 1892’de Galatasaray Sultanisi’nden mezun olan Safveti Ziya, Hariciye Nezareti’nde katiplik, Şüra-yı Devlet üyeliği, Anadolu Şimendiferleri neşriyat müdürlüğü yaptı. Cumhuriyet’in ilanından sonra Hariciye’de teşrifat umum müdürü olarak görev yaptı. Safveti Ziya, son olarak Prag elçiliğine atandı. Elçilik görevinin verilmesinden iki ay sonra hayatını kaybetti.

***

Edebiyat yaşamına Servet-i Fünun dergisinde 26 Aralık 1896’da yayımlanan “Onların Ruhu” adlı öyküsü ile giren Safveti Ziya daha sonra aynı dergide çıkan “Hanımın Mektupları” adlı küçük öyküsü ile dikkat çekti. Yazarın, asıl tanınmasını sağlayan yapıtı ise İstanbul’un o dönem kozmopolit çevrelerini konu alan “Salon Köşelerinde” adlı romanıdır. Kendi kişiliğinden izler de taşıyan bu romanda, kahramanı aracılığıyla, Türklerin de Avrupalılar gibi salon hayatına uyum sağlayabileceklerini kanıtlamaya çalışır. Bu yönü ile romanın Türkiye’nin çağdaşlaşma tarihi içinde bir yeri olduğu söylenebilir. Safveti Ziya’nın bir diğer önemli romanı ise Beyoğlu’ndaki gece hayatı ve eğlence alemlerine dalan sorumsuz gençlerle ilgili olan “Haralambos Cankıyadis” adlı romanıdır.

Safvet-i Ziya, kız kardeşi Behice Ziya ile 1911’de 140 sayı çıkan ve günlük yayımlanan Ziya adlı bir dergi çıkardı. Yazar, dil ve üslup yönünden daha çok Hüseyin Cahit ve Mehmet Rauf’ta etkilenmiştir. Son kitapları ise görgü ve protokol kuralları ile ilgili eserlerdi.

***

Safvet-i Ziya’yı yakından tanıyan ve ona anılarında geniş yer veren Halit Ziya Uşaklıgil, onu şu sözlerle anlatır: “Onu son yıllarında değil, gençlik yıllarında tanınmış olmalıydı ki tamamıyla anlaşılmış olsun. İnce hatta zayıf, her zaman şık, her zaman canlı, Beyoğlu salonlarında, Boğaziçi seyir yerlerinde kıskanılan, o zamanın en iyi vals eden, en güzel Fransıca ve İngilizce konuşan, Türk aleminin sivrilmiş güzel kadınlarına yanaşmak en kurnaz çareler bulan bir genciydi. Ciddi olarak ne varsa hepsine pek gevşek bağlarla bağlı olan bu gençten, Edebiyat-ı Cedide’ye bağlanmış olmak pek beklenmezdi, fakat ona bağlanmak işinin en son mikyasında karışmış, hele şahsen bizlere, bu arada bana pek bağlanmıştı: ben de ona”. Mustafa Nihat Özön ise Son Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı kitabında Safveti Ziya’nın karakterinin eserlerine yansıdığına dikkat çeker, ki bu Halit Ziya’nın yorumundan daha da ilginçtir: “Bu ruhî hali Safveti Ziya’nın eserlerine Edebiyatı Cedide’nin en cılız mahsülleri hüviyetini vermiştir.”

***

Salon Köşelerinde ve Yıldız Böcekleri (yarım kalmıştır) adlı iki romanı olan Safveti Ziya, değişik tarihlerde yazarak yayınladığı hikayeleri Bir Safha-i Kalp, Kadın Ruhu, Hanım Mektupları ve Silinmiş Çehreler Beliren Simalar adlı eserlerinde toplamıştır. İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra Haralambos Cankiyadis adlı tek tiyatro eseri yazan, aynı zamanda Ziya adında bir gazete de çıkaran Safvetî Ziya, Servet-i Fünun hikâye ve romancısı olarak şöhret yapmıştır. Kültürlü bir aileden gelmenin yanısıra iyi hocalardan dersler alması, erken yaşlarda Fransızca öğrenmesi ve zamanın iyi okullarından olan Galatasaray Lisesinde okuması, onu sanat ve edebiyat dünyasıyla erkenden tanıştırmıştır. Galatasaray Lisesinde okuduğu yıllarda Abdülhak Hamit, Halit Ziya ve Mehmet Rauf gibi Türk yazarlarla Paul Bourge ve Guy de Maupassant gibi Fransız yazarların eserlerini okuyarak edebi zevkini geliştirmiştir. Aynı yıllarda Emile Zola’yı da okuduğunu ancak onu anlayabilecek kadar edebi zevkinin gelişmediğini belirtir. İlk eleştiri yazılarını Malumat’ta Maupassant ve Emile Zola hakkında yazan Safvetî Ziya, bu Fransız yazarların kendi üzerindeki etkilerini de ifade etmekten kaçınmaz.

***

Salon Köşelerinde’nin “Mukaddime”sinde bu tesiri “Memleketimizdeki edebi hareketleri takip eden, edebiyatımızdaki gelişmelerle uzaktan ve yakından bir parçacık olsun alakadar olanlar Servet-i Fünûn’un o namuslu muhitinde toplanan, orada serpilip yetişen o küçük topluluğu, o hiçbir şey yetişmeyen devirde, memleketimizde bir Edebiyat-ı Cedide yetiştiren gençleri hiç şüphesiz, pekiyi tanırlar. (…) Salon Köşelerinde işte o temiz ve saf muhit içinde, o yenilikçi mücadele arasında yetişmiştir. Ben bütün edebiyat aşkımı, nasıl o muhite borçluysam bu eserim de varlığını o muhitin teşvikine borçludur” (Safvetî Ziya, 1912: 8) şeklinde ifade etmektedir.

Savfeti Ziya
Mehmet Tayyar Tanış
Yazarımız Kim ?

Mehmet Tayyar Tanış