2

Sınav Sistemi ve Mülakat


  • Oluşturulma Tarihi : 25.02.2021 07:26
  • Güncelleme Tarihi :

Türkiye’de eğitim sistemi değişkenlik gösteren bir yapıya sahiptir. Değişkenlik derken Mili Eğitim Bakanı her değiştiğinde muhakkak ki eğitim sisteminde de bir değişiklik olur. Bunun aksini kimse iddia edemez. Bu değişkenlik yalnız öğrencileri değil öğretmenleri de olumsuz şekilde etkilemektedir. Öğretmen ve öğrenci yeni sisteme tam alıştı derken değişen Milli Eğitim Bakanı kendine göre bir anlayışı sisteme adapte etmeye çalışmakta ve bu şekilde kafaları karıştırmaktadır. Bu değişkenlikle mücadele eden eğitimci yani öğretmen için bu mücadele ilk değil tabii ki de. Öğretmenlerin atanabilmek için geçmişte girmiş olduğu sınavlar yetmiyor bir de kesinlikle objektif ve bilimselliği tartışılan mülakat engeli karşılarına çıkıyor. Mülakat nedir? İlk önce bunun tanımını yapmakta fayda vardır. “Mülakat, herhangi bir sosyal konu ya da sorunun üzerinde, uzman kişi ya da kişilerle yapılmış konuşmaları yansıtan yazı türüdür. Toplumun tamamını ya da bir kısmını ilgilendiren her alanda "mülakat" yapılabilir. Gazete ve dergilerde yayımlamak üzere yapılan mülakatlar için daha çok röportaj sözcüğü kullanılır.” Bu birinci tanımıdır. İkinci tanımı ise -ki bizi en çok ilgilendiren- “İşe almak için kişi veya kişilerin adaylara karşılıklı soru-cevap yöntemiyle yüz yüze yapılan bir nevi sınav yöntemidir.”

İkinci tanımda kişi veya kişiler, adayları karşısına alır birtakım sorular yöneltir. O sorular ne kadar bilimsel ne kadar doğru ve odanın içinde neler yaşanıyor kimse bilmez. Bir de bunlar yetmezmiş gibi adaylar KPSS, ALES gibi hayatının dönüm noktası olan sınavlara günlerce, aylarca hatta yıllarca çalışıp sınava girer tam oldu derken mülakat engeline takılır. Daha bitmedi! Yıllarca çalıştığın sınavdan iyi bir puan almana rağmen yüksek lisans yapmak istersen üniversiteler sınav puanını %40, mülakatı ise %60 etkili şekilde düzenler. Bazı üniversiteler ise sınav puanını yüzdelik olarak daha aşağı çekerken mülakat yüzdesini daha yüksek tutar. Yani anlayacağınız mülakatı yapan kişiler almak istemedikleri adayları kolayca eleyebilirken kendi istediklerini de buna paralel olarak kolayca alabiliyorlar. Yıllardır süregelen bu anlayış çoğu öğretmen ve lisansüstü eğitim yapmak isteyen adayları ya küstürdü ya da canından bezdirdi.

Bizzat 2014 yılında yaşadığım bir olay aklıma geldi. ALES sınavına girip 84 puan almış bir aday olarak üniversitenin tezli yüksek lisans alımına başvuru yaptım. Önce yazılı sınav oldum. Yazılı sınavda İstiklal Marşımızı Eski alfabeyle yazdım. (Osmanlıca) Daha sonra Tevfik Fikret’in şiiri -şu an aklıma gelmiyor “La Dans Serpantin” olabilir- Osmanlıcadan günümüz Latin alfabesine çevirdim. 118 kişi arasında ilk on kişi arasına girdim. Sonra sözlü sınava girip yöneltilen beş sorunun dördüne cevap verdim. Sınav sonunda başarılı olduğumu düşünürken mülakat puanım altmış puanın altına düşürülmüştü. CİMER’e şikâyette bulunsam da sonuç aleyhime işledi. Yargıyı araştırdığınızda bu ve buna benzer binlerce dosya karşınıza çıkar. Aklımda kalan bir davayı kısaca sizinle paylaşmak istiyorum

Davacının girdiği sözlü sınav öncesinde, sınav komisyonunca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanması ve tutanağa bağlanması,

Her adaya sorulan soruların kayda geçirilmesi ve sorulan sorulara adayların verdiği yanıtlara hangi komisyon üyesince, hangi notun takdir edildiğinin tutanakta ayrı ayrı gösterilmesi,

Böylece sözlü sınavın nesnel olarak yapılması ve yargısal denetimin tüm unsurlarıyla gerçekleştirilmesi, sağlanmalıdır.

Bu durumda, davacının başarısız sayıldığı sözlü sınavda, sınav komisyonunca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanmaması ve sınav komisyonu tarafından sınav esnasında davacıya sorulan soruların tutanağa bağlanmamış olması nedenleriyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Diğer taraftan, bu durumun davacının sözlü sınavı kazandığı sonucunu doğurmayacağı, bu karar üzerine davacının yeniden sözlü sınava alınacağı tabiidir.

İşin özeti nedir diye soracak olursanız ya mülakat (sözlü sınav) kaldırılmalı ya da mevzuata uygun olarak mülakat kameralı ortamda yapılarak torpil ve iltimasın önüne bir an önce geçilmelidir. Böyle bir haksız uygulama, çalışan işinin ehli olan insanları geri plana itip yandaşların alınması eğitim ve öğretimde ilerleyen süreçlerde büyük bir kaosa neden olacağı aşikârdır. Hatta Bu konuda Sayın Cumhur Başkanımızın bir açıklaması olmuş gerekirse mülakat sınavını kaldırırız dediğine şahit olmuştum. Yukarıda belerttiğim gibi sözlü sınavlar kaldırılmayacaksa dahi mülakatın kameralı bir ortamda yapılması elzemdir.

Sınav Sistemi ve Mülakat
Mehmet Tayyar Tanış
Yazarımız Kim ?

Mehmet Tayyar Tanış