Sayfa Yükleniyor...
Osmanlı İmparatorluğu, 18.yüzyıldan başlayarak bir duraklama ve sonrasında da hızlı bir şekilde gerileme dönemine girer. Bu dönemde iç ve dış mihrakların Osmanlı devleti üzerindeki oyunlarını bir kenara bırakarak, bu sürede eski günlerine dönmek için çare arayan devlet adamları ve aydınlar çeşitli düşünceler üretmeye başlar ancak herhangi bir netice elde edilemez. 19.yüzyıla geldiğimizde bu gerilme sürecinin devam etmesiyle birlikte Batılı devletlerin Osmanlı’nın içişlerine de karışmaya başladıkları görülür. Bunu engellemek ve Avrupalıların gücünü yakalamak için hızlı bir yenilik hareketini başlatmanın gerekli olduğu kanaatine varılır. Tarihimizde önemli bir dönemeç olan 3 Kasım 1839 tarihinde Gülhane Bahçesi’nde adına “Tanzimat” dedikleri bir ferman imzalanır ve halka ilan edilir. Osmanlı’daki ilk anayasal düzenlemelerden olan fermanla halka hak ve özgürlükler verilmiş olunur.
*****
Tanzimat’ın ilan edilmesiyle her alanda olduğu gibi edebiyatta da köklü değişimler peyda oldu. Bazı gençler Batı’ya gönderilir ve İstanbul’da Fransızca ağırlıklı bir eğitim verilmeye başlanır. Bu ortamda özellikle Fransız edebiyatını yakından tanıma fırsatı bulan gençler Avrupa edebiyatından etkilenmeye başlar. Daha sonrasında Anadolu’da özellikle İstanbul’da çeşitli Tercüme Odaları’nın kurulmasıyla birlikte Batı’daki edebi eserler Türkçeye tercüme edilmeye başlanır. Batılı sanatçıların ve onların eserlerinin geniş kesimler tarafından tanınmasıyla Batı edebiyatının sesleri ülkemizde duyulmaya başlar. Batı edebiyatının özellikle Avrupa edebiyatının yakından takip edilmesi ve yabancı eserlerin dilimize çevrilmesi süreciyle Batılı tarzdaki yeni edebiyatımızın temelleri atılır. Batılı anlamda yeni edebiyatımızın başlaması ve kendisini sanat çevresine duyurmasında gazetelerin büyük rolü olmuştur. İlk özel gazetemiz olan “Tercüman-ı Ahval” gazetesinin 1860 yılında Agah Efendi ile Şinasi tarafından çıkarılmasıyla “Tanzimat Edebiyatı’nın da başlamış olduğu kabul edilir. Bu dönemde roman, hikâye, deneme, makale, tenkit, köşe yazısı gibi birçok yeni tür, gazeteler aracılığıyla okuyucularıyla buluşur. Edebiyat ve fikir dünyamız gazeteler çevresinde gelişimini sürdürür. Bu nedenle Tanzimat dönemi gazetelerinin büyük bir rolünün olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
*****
Bu batılılaşma süresinde ve yenileşme çabasıyla oluşan edebiyata Tanzimat edebiyatı denir ve bu dönem Tanzimat edebiyatı birinci dönem ve Tanzimat edebiyatı ikinci dönem olmak üzere iki başlık altında incelenir.
*****
Tanzimat Birinci Dönem Yazarları; Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi ve Şemsettin Sami gibi önemli isimlerden oluşmaktadır. Bu dönem sanatçıları halka ulaşmak, onları eğitmek ve aydınlatmak gibi bir rol üstlenmişlerdir. Bu nedenle sanat toplum içindir anlayışıyla günlük ve sosyal yaşamdan sorunları eserlerinde ele almışlardır. Bu dönem sanatçıları anlaşılabilmek adına dilde sadeleşme çabası içine girmişlerdir. Şiirin konu sınırını yıkarak Türk şiirine yeni temalar kazandırmışlardır. Bu dönemde romantizm akımının izleri görülür.
*****
Tanzimat İkinci Dönem Yazarları; Muallim Naci, Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Sami Paşazade Sezai, Nabizade Nazım gibi isimlerden oluşmaktadır. 1877 ile 1895 yılları arasını kapsayan ikinci dönemde sanatçılar siyasi ortam nedeniyle toplumsal konulardan çok bireysel konuları işlemişlerdir. Sanat için sanat anlayışıyla hareket ettiklerinde dilde sadeleşme çabalarını devam ettirmemişlerdir. Eski-yeni tartışmasının ağırlık kazandığı bu dönemde daha çok realizm ve natüralizmin etkisi vardır. İlk dönemde var olan gazetenin etkisi ve önemi azalmıştır.