Sayfa Yükleniyor...
Bir gün baksam ki gelmişsin…
Ne yüzünde bir gölge ne dilinde sitem var.
Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm
Benim olmuş dünyalar...
Özlemler ve hasretler içinde geçen bir ömür… Öyle bir özlem ki geri dönen sevgilinin tozlu pabuçlarını yüzüne, gözüne sürecek kadar aşk dolu, özlem dolu bir şair… Yavuz Bülent Bakiler.
Aslen Azerbaycan göçmeni ailenin çocuğu olan Yavuz Bülent Bâkiler Sivas doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Sivas, Gaziantep ve Malatya’da tamamladı. 1960 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kısa bir süre Yeni İstanbul gazetesinde çalıştı.
Bakiler’in yetiştiği muhit genel olarak Anadolu kültürünün hâkim olduğu mekânlarla bezelidir. Bilhassa muhafazakâr bir yapıda olan ailesinden aldığı terbiye ve görgü, onun dünyaya bakışını, kültürel kimliğini şekillendiren önemli göstergelerdendir.
Bakiler, gençlik yıllarında babasının tesirinde kalarak Turancılık fikrini benimsemekle birlikte, muhafazakâr bir dünya görüşünde karar kılar. Şiir türünde ortaya koyduğu eserleriyle ön plana çıkan Bakiler, çocukluk döneminin geçtiği Sivas’ta halk ozanlarına imrenerek ilk şiirini ilkokul üçüncü sınıfta Sivas hakkında terennüm eder. Bakiler’in yayımlanan ilk şiiri Malatya Lisesi isimli dergide yayımlanan “Sır” adlı şiiridir. Bakiler’in kız kardeşinin ölümü üzerine yazdığı duygu yüklü şiirleri 1953 yılında Türk Sanat dergisinde yayımlanır.
Hisar dergisi etrafında toplanan ve “Hisarcılar” adı ile anılan edebî cemiyetin içinde anılan Bakiler’in şiir dünyasının oluşumunda sözlü kültür geleneği çok önemli bir rol oynar. Özellikle annesi Hayriye Hanım’ın aktardığı göç ve halk hikâyeleri, sözlü destan ürünleri, masallar ve ezgi ile söylenen güfteler bu hususta belirginlik gösterir.
Bu durum aynı zamanda Yavuz Bülent’in sanatkâr kişiliğini oluşturmasına ve edebî dilini sarih ve akıcı bir hale getirmesine etki eder. Bu bakımdan anne sevgisi üzerine yazdığı şiirleri müstakil bir eseri meydana getirebilecek yekûndadır. Babasının sahip olduğu zengin kütüphane, onun edebî gelişimine büyük katkı sunar. İlkokul çağlarında tanıştığı halk ozanlarından da tesir alan Bakiler, şiirindeki melodik yapının temellerini daha bu dönmede atmış olur. Âşık Veysel’i ortaokul döneminde tanır ve çok etkilenir. Onun ilk şiirlerinde kendini gösteren halk şiiri özellikleri, bunun en büyük delilidir.
Onun yazdığı ilk şiirlerde Sivas’a duyduğu sevgi ve sahiplenme ön plana çıkmakla birlikte, ana baba sevgisi, aşk, gurbet ve ölüm temaları da mevcuttur. Bakiler’in şiirinde aşk; hasret ve edep kavramları ile birleşir. Beşeri aşkın görünümleri, bedensel hazlardan uzaktır. Bu noktada Divan şiiri geleneğinin aşk temsilini andırdığı söylenebilir. Çocukluk yıllarında okuduğu Büyük Doğu dergileri sebebiyle Necip Fazıl’dan oldukça etkilenir. Ayrıca Arif Nihat Asya ile yaptığı şiir istişareleri ve Asya’nın şiirleri, onun şiirine yön vermiştir.
Yavuz Bülent Bakiler, şiirlerinde hep Anadolu’dan beslenmiş ve Anadolu kültürüne hem eserlerinde hem de yaşantısında sıkı sıkıya bağlanmıştır. Şiirlerinde Necip Fazıl’ın etkisi açık açık kendini gösterir. Özellikle gençlik yıllarında müptelası olduğu ve sürekli okuduğu Büyük Doğu Dergisi Necip Fazıl’a olan hayranlığını daha da katlamıştır. Yine Tanzimat’tan sonra bir bocalamaya giren Türk edebiyatının özgünleşmesine ve Batı taklidinden kurtulmasına vesile olan usta şairler arasında kendine yer bulmuştur. Her okurumun bu usta şairin eserlerini alıp bir göz gezdirmesi kendisine hayran bırakacağı görüşünde kaniyim.
KAYNAKÇA: (Özcan, Hidayet (1996). Yavuz Bülent Bakiler’in Şiir Anlayışı ve Şiirlerindeki Tezahürler. Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.)