2

ZİYA PAŞA


  • Oluşturulma Tarihi : 10.02.2022 07:16
  • Güncelleme Tarihi :

“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir

Tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir”

Tanzimat’ın birinci döneminin sanatçılarından biri olan Ziya Paşa 1825’te İstanbul’da doğdu. Beyazıt Lisesi’ni bitirdi. Özel derslerle Arapça ve Farsça öğrendi. Bir süre Sadaret Mektub-i Kalemi’nde çalıştı. 1855’te Mustafa Reşit Paşa aracılığıyla sarayda Mabeyin Kâtipliği’ne atandı.

Ziya Paşa, Tanzimat dönemi Türk edebiyatının önde gelen üç isimden biridir.Bu dönemin genel özelliği olan ikiliği bünyesinde en iyi temsil eden edebiyatçılardan biridir.Doğu kültür ve medeniyetinden Batı kültür ve medeniyetine geçiş sürecinin yaşandığı bu dönemde Ziya Paşa, bu sürecin çelişkilerini, ikiliklerini, sancılarını çok belirgin olarak yaşamıştır.Ali ve Fuat Paşalar gibi dönemin önemli paşalarıyla girdiği makam-mevki mücadelesi ve bu mücadelenin sonucu olan olaylar, onu zaman içerisinde hikmetler üreten bir hâkim ve bilge adam katına çıkarmıştır.Onun edebiyatını besleyen en önemli kaynak bürokratik ve siyasi mücadeleleridir.Ziya Paşa o dönem içerisinde "muhalif bir kimlik" olarak değerlendirilmektedir.Ziya Paşa' nın muhalif tavrı bireysel temellidir.

Özellikle ve ağırlıklı olarak Ali Paşa'ya acımasız bir muhalefet sergilemiştir. En çok da Ali Paşa ile olan çekişmeleri ve ona olan düşmanlığı akıllarda kalmıştır.Bir şair olarak Ziya Paşa, kuramsal düşünceleri itibariyle eski edebiyat anlayışı ile yeni edebiyat anlayışı, Türk halk edebiyatı ile divan edebiyatı arasında gidip gelmiştir.Bu konuda istikrarsız bir tutum sergilese de büyük ölçüde divan edebiyatı geleneğini benimsemiştir diyebiliriz.Önce Türk edebiyatının temeli olarak halk edebiyatını görüp divan edebiyatını sert bir dille eleştirirken daha sonra tam tersi düşüncelere sahip olmuştur.Onun şiiri muhteva ve şekil özellikleri açısından çok fazla yenilik unsurları barındırmaz.Muhteva bakımından onun şiirinde kendi döneminin Batı düşünce, bilim, kültür ve edebiyatının bazı izlerini görmek mümkündür.Özellikle tabiat olaylarında, yaratılışta, yaratılışın işleyiş sisteminde ve sosyal, siyasi konularda eskiye göre Batılı anlamda daha serbest bir düşünce sergilediğini görüyoruz.Doğu hikmeti ve edebiyatı ile Batı felsefesi ve edebiyatı, serbest akıl ile mutlak iman, rindlikle sosyal sorumluluk, ümitle ümitsizlik arasında gider gelir.O Batı'nın dilini, bilimini, sanatını, edebiyatını öğrenme gereğine inanır; ancak körü körüne Batı taklitçiliğine şiddetle karşıdır.Milli ve manevi değerler karşısında inkârcı, ihmalci, alaycı ve duyarsız alafranga kesimlere karşı tepkisi serttir.Müslüman bir Türk şairi ve devlet adamı kimliğini titizlikle koruma gayreti içerisindedir.Geleneksel divan şiiri nazım şekillerine, aruz veznine, dil ve üslup anlayışına bağlı kalmıştır.Hece veznini kullanma, sade dil denemeleri gibi farklı ve yeni özellikler görülmüşse de bunlar önemsizdir.Ziya Paşa'nın şiirinin en özgün yanlarından biri; eskilerin sövgüye dayalı hiciv üslubundan farklı olarak yergiye dayalı seviyeli, temiz ve nazik bir hiciv üslubu geliştirmesidir.Ayrıca hakimane üslubun da en güzel örneklerini vermiştir.Bu bakımdan Ziya Paşa, özgün bir yere sahiptir diyebiliriz. Bu bağlamda o hikmet, fikir, mesel şairi olarak ünlenmiştir.Birçok beyti ya da mısrası günümüzde bile atasözü niteliğinde birer vecize olarak bilinmektedir.

ZİYA PAŞA
Mehmet Tayyar Tanış
Yazarımız Kim ?

Mehmet Tayyar Tanış