Sayfa Yükleniyor...
Ülkemiz ve dünyada sürekli artan bir nüfus var ve bu nüfus için yeterli aynı zamanda da insanların refah düzeyinin arttırılması için çeşitli ve kaliteli besinlere ihtiyacımız var. Bu bağlamda ekosistemin bir parçası olan arılar gıda, sağlık gibi birçok sektörde önemli rollere sahiptir. Dünyada gıdalarının yüzde 90’ın da tozlaşmayı arılar ve diğer tozlayıcılar sağlamaktadır. Yani arılar gıda üretimini mümkün kılan en tanınmış ekosistem hizmetlerinden birini, yani tozlaşmayı sağlarlar. Bu yüzden diyebiliriz ki sofralarımızda her 5 kaşıktan üçü arılar sayesindedir.
Arılar, tarımsal üretimin önemli bir parçasıdır çünkü etkili tozlaşmayı, ürün miktarını, kalitesini ve bitkilerin zararlılara karşı dirençlerini arttırır. Arılar doğadaki ekolojik dengeyi ve biyolojik çeşitliliği korunmak için ciddi bir öneme sahiptir. Böylelikle ekosistemlerin yanı sıra hayvan ve bitki türlerini de korur ve korur, genetik ve biyotik çeşitliliğe katkıda bulunur.
Arılar ayrıca ciddi bir çevre dedektörü gibidirler. Çevre durumunun bir göstergesi olarak da hareket ederler. Varlıkları, yoklukları veya miktarları, bize çevre ile ilgili bir şey olduğunda ve uygun bir eyleme ihtiyaç duyulduğunu söyler. Arıların gelişimini ve sağlığını gözlemleyerek, ortamdaki değişiklikleri tespit etmek ve gerekli ihtiyati tedbirleri zamanında uygulamak böylelikle mümkün kılınır. Bu konuda halen tarım uzmanı olan José Graziano da Silva “Arılar, iyi işleyen ekosistemlerin bir işaretidir” demektedir.
Üzülerek okuduğumuz araştırmalarda, yaptığımız çalışma ve gözlemlerde dünyadaki arı popülasyonlarının düşüşte olduğunu görüyoruz. İklimlerin yavaş yavaş değişmesi, bazı çiçeklerin normal zamanından daha erken ya da geç çiçeklenmelerine sebep olur ve arılar bu yüzden sezon başında daha az besin kaynağı bulurlar. Arılar beslenebilmek için yeterli koşullarda ortam ve çiçekler bulamaması nedeniyle habitat kaybı yaşarlar. Bazı kolonilerde ise, neonikotinoid pestisitler ya da akarlar gibi zararlı parazitler ile korunmaya çalışılan bitkiler ve tohumlardan dolayı edilen bitki ve tohumlardan dolayı toplu ölümler meydana gelmektedir. Dolayısıyla geleceğimiz için agrokimyasal kullanımı da ciddi miktarda azaltılması gerekiyor.
Arılar için güzel bir benzetme vardır, derler ki “Arılar kömür madeninde ki kanaryalar gibidir”. Arıların sağlığı ve sayılarındaki fazlalığı bir bütün olarak daha geniş çevrenin sağlığı için önemli bir göstergedir ve arıları etkileyen faktörler genellikle diğer tozlayıcıları etkileyecek, dolayısıyla genel olarak çevre için daha geniş sonuçlar doğuracaktır. Kovandaki çevre kirliliğinin etkileri hızla görülebilir ve polen, balmumu, propolis ve bal gibi çeşitli arı ürünlerinde ölçülür. Bu tür bir analiz, kontaminasyon mekanizmasının yanı sıra zamanlama hakkında da bilgi sağlar. Arılar harikadır çünkü insanlara öğretecek çok şeyleri vardır. Örneğin, arılar altıgen yapıların mühendislikte kullanımı gibi bilimsel ve mühendislik projelerine ilham olmuşlardır.
Arıların incelenmesi (özellikle bal arıları) büyük miktarda bilimsel araştırmaya yol açtı ve muhtemelen insanlardan sonra en çok çalışılan varlıklar oldukları belirlendi. Arıların yarın bize ne öğreteceğini kim bilebilir? Bal arıları “süper organizmalar” dır. Bu, kolonilerin çok sayıda birbirine bağlı bireyden oluştuğu anlamına gelir, böylece koloninin bir kısmına zarar gelmesi demek, bütüne zarar gelmesi anlamı taşır. Yine, bal arısı kolonileri üzerindeki etkiler, kirlilik veya hastalığın etkileri üzerine daha ayrıntılı bir bakış açısı sağlar. Bu nedenle, bal arılarını kaybedersek, sadece önemli tozlayıcıları kaybetmiyoruz, aynı zamanda çevre ve ekosistem sağlığı için hayati bir döngüyü feda ediyoruz ve bu uyarı diğer böcek popülasyonlarına da hatta ve hatta insanlara da etki ediyor! Bu yüzden kendisi küçük hayatımızda büyük öneme sahip olan bu canlıların varlığını unutmayalım.
Sağlıcakla…