Sayfa Yükleniyor...
Uluslararası hukuk ve antlaşmalar hazırlanırken dipnotta bizim göremediğimiz bir şerh düşülmüş sanırım. Yapılan haksızlık ve ikiyüzlülükten anladığım kadarıyla o şerh şöyle olsa gerek: İmzalanan söz konusu bu antlaşmadan Türkiye Cumhuriyeti faydalanamaz. Faydalanması teklif dahi edilemez
Türkiyenin Afrinde yakaladığı istikrarlı ilerleyiş bazılarını rahatsız etmiş. Öyle ki cepheyi genişletmek adına Yunanistan tekrar kışkırtılmaya başlandı. Öyle bir Yunanistan ki, 2009 yılından beri, II. Dünya Savaşı sonrasında karşılaştığı en ağır ekonomik krizle mücadele ediyor. Emekli maaşları yüzde 40 oranında kesilip, vergiler artırıldı ve devlet kurumları yok pahasına çok ucuza satıldı Peki, bütün bu olumsuzluklara rağmen, Türkiyeye meydan okuyabilecek cesareti sizce kimden alıyor? Tabi ki Türkiyenin Afrine girmesinden rahatsız olan küresel güçlerden...
1923 Lozan Antlaşması ile 1947 Paris antlaşmalarına göre Doğu Ege adalarında silahlanma yasaklanmıştır. Yunanistan uluslararası hukuku yok sayarak 2017 yılının Şubat ayında bu adada askeri tatbikat yapmıştır. Ege Denizindeki saldırgan ve hukuksuz tutumu yıl 2018 Şubat ayı olmasına rağmen halen devam etmektedir. Yunan botları Türk karasularını, Yunan jetleri ise Türk hava sahasını ihlal etmeye devam etmekte. Bunların sayısını ve oluşturduğu gerginliği görmek isteyenler internetten bakabilirler.Yunanistan, Zeytin Dalı Harekatımız devam ederken Türkiyeyi tahrik etmek amacıyla iki girişimde bulundu. Birincisi; 28 Ocakta Yunanistan Savunma Bakanı, hücumbotla gelip Kardak Adasına çelenk bırakmak istedi. Bu tahrik girişimi sahil güvenlik ekiplerimiz tarafından engellenerek, Yunan Bakan Kardak Adasına yaklaştırılmadı. İkincisi yine Yunan sahil güvenlik botu, Kardaka yanaşmaya çalıştı. Sahil Güvenlik ekiplerimiz buna da müsaade etmedi. Hatta kendisine engel olan Türk Sahil Güvelik botu ile Yunan sahil güvenlik botu çarpıştı.
Yunanistan, Türkiye düşmanı güçlerden aldığı cesaretle bazı şeyleri oldubittiye getirmek istiyor. Bildiğiniz üzere Ege Denizinde haksız bir dağılım yapılmıştır. Yüzde 40 Yunanistan karasularına ait iken Türkiyeye sadece yüzde 9luk bir oran verilmiştir. Bu haksızlığa rağmen Yunanistan karasularını yüzde 70e çıkarmaya çalışmaktadır. Başka bir örnek ise Ulusal hava sahası meselesidir. Uluslararası antlaşmalara göre Türkiye ve Yunanistanın Egede ki hava sahası 6 mil olarak belirlenmiştir. Yunan yetkililer ise hava sahasını 10 mil olarak dayatmaya çalışıyorlar. Buradaki dört mil uluslararası hava sahasına kayıtlıdır. Bütün bu istek, dayatma ve ihlaller uluslararası hukuka ve antlaşmalara aykırıdır. Dolayısıyla tanınmamaktadır
Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistana 65 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı düzeyinde bir ziyaret gerçekleştirmişti. Bu ziyarette Tayyip Bey, hatırlayacağınız üzere Lozan Antlaşmasının güncellenmesini gündeme getirmişti. Yunanistanın yapmış olduğu bütün bu ihlaller karşısında Lozanın güncellenmesi şarttır. Zira Yunanistanın bu akıl sır ermez tavrı bu şekilde devam edemez