Sayfa Yükleniyor...
Türkiye, 1945 yılında dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslararasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak amacıyla kurulan BMnin kurucu üyesidir. Bu kuruluşun 51. maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı BM üyesi ülkeler ve uluslararası hukuk açısından tartışmasız kabul edilmektedir.
Güneyimizde oluşturulmak istenilen terör koridoru ve bu koridordan yapılan saldırılar Ulusal güvenliğimizi tehdit eder hale gelmiştir. Hiçbir ülke yok ki kendi ulusal güvenliğini korumak istemesin. TSKda BMnin 51. maddesi uyarınca güneyinden gelen terör tehditlerine yönelik bir harekat başlatmıştır. Bu harekatımızın amacı ülkemizin ve bölgemizin ulusal güvenliğini sağlamaktır. Zeytin Dalı Harekatı, Amerikanın Afganistan ve Iraka yaptığı operasyonlar ile bir tutulmamalıdır. Zira, Türkiye terörden kurtardığı alanları imar ederken, Amerika ise girdiği her yere terör getirmiştir. Bakınız; Fırat Kalkanıyla vatanına dönen yüz binler ile Irak işgaliyle öldürülen yüz binler
Türkiye bu operasyonu yaparken kimseden icazet almadı. Dolayısıyla operasyonun süresi ve kapsamı hakkında kimsenin talimatvari bir söylemde bulunması kabul edilemez. Harekat, terör kaynaklı güvenlik tehdidi ortadan kaldırılıncaya kadar devam edecektir. Defaatla söylediğimiz konuyu tekrar söylemek gerekirse, kimsenin toprağında gözümüz yok. Suriyenin toprak bütünlüğünün korunması ve terör unsurlarının tam olarak etkisiz hale getirilmesi nihai hedeflerimiz arasında yer almaktadır.
Sivillerin zarar görmemesi için harekatımız çok titiz ve hassas bir şekilde sürdürülmektedir. Öyle olmasaydı emin olun ki, harekatımız daha ilk günlerinde tamamen bitmişti. Ama inancımız ve harekat ahlakımız tek bir sivilin dahi burnunun kanamasına müsaade etmemektedir. Bu duruşumuzdan dolayıdır ki, TSK girdiği her alanda sevgiyle karşılanmıştır.
Son yıllarda ülkemize yönelik üstü kapalı saldırılarda bulunan bazı NATO ülkelerine, NATO antlaşmasının beşinci maddesini hatırlatmakta fayda var. Bu madde, Bir üyeye yapılan saldırı bütün üyelere yönelik saldırı olarak kabul edilmektedir. Gizli ve açık bütün düşmanlıklarına rağmen halen bir NATO ülkesiyiz. Ve güneyimizde yaşanılan bu terör saldırıları da NATOnun güney sınırlarına yönelik saldırılarıdır
İşin trajikomik tarafı nedir biliyor musunuz? NATOnun güney sınırlarına yönelik yapılan bu saldırıların silah ve mühimmatları yine bir NATO ülkesi tarafından temin edilmektedir Bu saatten sonra ya NATO kendini gözden geçirmeli ya da artık biz NATOyu gözden geçirmeliyiz...