2

Reform, Faiz, Fon


  • Oluşturulma Tarihi : 20.03.2021 08:05
  • Güncelleme Tarihi :

Türkiye’de son 5 yılda 12 farklı Ekonomi Reform Paketi açıklandı fakat ne yazık ki hepsinde de dağ fare doğurdu. Zaten ekonomi uzmanları da açıklanan son reform paketinin aslında bir ‘ekonomiyi canlandırma’ girişimi olarak niteliyor.

Açıklanan pakette ekonomiye doğrudan katkı anlamında 850 bin esnafa vergi muafiyetinden başka bir şey yoktu. Fazladan çalıştırılacak her bir işçi başına (toplamda 5 işçiyi geçmeyecek şekilde) 100 bin liralık kredi verilecek. İyi de zaten ülkemizde krediler batık durumda; esnaf, sanayici hatta bireysel krediler bile geri ödenemezken bu kredinin tek katkısı mevcut borçları daha da arttırmak olacaktır.

Zaten açıklanan ekonomi reform paketini ne iş dünyası ne de yabancı yatırımcılar çok da önemli görmemiş olmalı ki saman alevi gibi 2 günde unutulup gitti. Ne yazık ki devletimiz ekonomiyi düzeltmenin yolunun ekonomi reform paketlerinden değil de hukuk ve demokrasi paketlerinden geçtiğini hala göremediler veya işlerine gelmediği için görmek istemiyorlar.

***

Bugün ‘ekonomiyle ne alakası var kardeşim’ dediğiniz Boğaziçi Üniversitesi olayları, HDP’nin kapatılma girişimi, milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülüp hapse atılması, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlara direnmek gibi konular ekonomiyi canlandıracak olan yatırımcının gözünü korkutup kaçmasına neden oluyor. Özellikle yabancı yatırımcı, ‘Anayasa kararlarının bile uygulanmasında sıkıntı yaşanılan bir ülkede benim başıma neler gelmez ki…’ deyip rotayı daha demokratik ve hukuk devletlerine çeviriyor. O nedenle bizim ekonomi reformuna değil, hukuk ve demokrasi reformuna ihtiyacımız var. Hukuk ve demokrasi gelince diğer sorunları zaten kendiliğinden çözülür.

***

Pandemi döneminde işsiz kalan kesimin sorunu ise bambaşka. Ne yazık ki açıklanan paketten onlara bir müjde çıkmadı. Fakat işçilerin çalışırken maaşlarından kesilerek işsizlik fonuna aktarılan ve işçinin işsiz kalması halinde belli bir süre maaş gibi ödeneceği paralar, korona sürecinde kısa çalışma ödeneğine aktarıldı. Türkiye, GSYİH’ye oranı üzerinden yüzde 4 (202 milyar TL) gibi bir büyüklüğe ulaşan mali paketi ile 168 ülke arasından 86. Sırada yer aldı. Namibya, Togo, Tonga, Çad, Hindistan, Nepal, Haiti gibi ülkeler bile bizden daha üst seviyelerde. Sosyal Koruma Kalkanı kapsamında ekonomiye aktarılan 56 milyar TL’lik desteğin yüzde 84’ü ise çalışanın İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılandı. Bu da işsizlik fonundaki paranın erimesine ve işçiler lehine olumsuz sonuçlar çıkabileceğine işaret ediyor.

***

Ekonomik veriler olumsuz seyrederken Merkez Bankası dün piyasa faizlerini yüzde 17’den yüzde 19’a çıkardı. İki puandan ne olacak demeyin. Dünya genelinde en yüksek faizi veren ilk 3 ülkeden biriyiz. Bu faiz artırımlarının istihdam piyasasına etkisinin olumsuz olma ihtimali yüksek. Çünkü faizlerin artması demek yatırımların durması anlamına gelebileceği için risksiz yatırım varken risk alıp iş yeri açmak yatırımcıya zor gelir. Bunun neticesinde yüksek faizden yararlanmak daha avantajlı geleceği için işsizliği artırabilecek etken olarak görülebilir.

Sadece bunlar da değil. Örneğin; enflasyon yüksek bir ihtimalle artacak, şirketler borç faizlerini ödeyebilmek için yatırımlarını kısacaklardır. İnsanlar harcamak yerine biriktirmeye odaklanacak, borcu olanlar, daha büyük bir borç yükünün altına girecekler. Bankalardan kredi alanlar zor duruma düşerken iş kurmak isteyenler risksiz, emeksiz getirisi olan bankalara parayı koyup vadeli hesabın getirisi ile geçinme yolunu seçecekler. Üretimin azalmasına bağlı olarak da sanayi ve ekonominin çarkları da yavaşlayacaktır. Umarım burada çizdiğim bu tablo sadece burada kalır ve hayata geçmez. Aksi taktirde bizi çok daha zor günler karşılar. Hepinize sağlıklı ve mutlu hafta sonları dilerim.

Reform, Faiz, Fon
Murat Ervin
Yazarımız Kim ?

Murat Ervin