Sayfa Yükleniyor...
Afganistan Cumhurbaşkanı Serdar Davud Han’ın öldürülmesiyle başlayan işgal 9 yıl sürdü. Bu süreçte Afgan Mücahitler ABD’den de destek aldı. 2 milyon Afganlının yaşamını yitirdiği savaş 14 Nisan 1988’de Cenevre’de imzalanan anlaşma ile sona erdi. Rusya yani SSCB Afganistan’da hezimete uğramış oldu, amacına ulaşamadı.
O zaman Afgan Mücahitlere destek veren ABD gün geldi Afganistan’a kendisi müdahale etti. 2001’deki 11 Eylül saldırılarını bahane eden ABD işgali başlattı. Dönemin ABD Başkanı George W. Bush “Terörizmle Mücadele” adı altında bu ülkeye girdi ve tam 20 yıl işgalini sürdürdü. 30 Ağustos 2021’de ise aniden Afganistan’dan çekildi. Bu 20 yıllık dönemde 176 bin kişi hayatını kaybetti. 20 yıllık işgal ABD’ye 2 trilyon dolara mal oldu. Çekilirken askeri varlığını çekti. Ancak “Terörizmle mücadele” adı altında girdiği ülkeye güya huzur ve demokrasi getirecekti. Tam tersi tam bir kaos tohumu ekip gitti. Sorun Taliban ise yönetimi niye onlara bırakıp gitti. Yani normalde çatışmaların bitmesi huzurun gelmesi gerekiyordu. Şimdi her gün çatışmalar, suikastlar oluyor ülkede. Badahşan Vali Vekili Mevlevi Nisar Ahmed Ahmedi, 6 Haziran’da suikasta kurban gitti. Sonra ise Ahmedi’nin cenaze töreninde patlama oldu. Yine Taliban’ın yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 15 kişi hayatını kaybetti. Suikastı DEAŞ üstlendi, ancak bombalı saldırıyı üstlenen olmadı. İşte Afganistan’daki durum. ABD girdiği hangi yere huzur götürdü ki; kandan ve gözyaşından başka
ABD Afganistan’daki varlığını sürdürürken, 2003 yılında da BM Güvenlik Konseyi’nin iznini beklemeden Irak’a müdahale etti. Bahanesi ise Irak’ın kimyasal silaha sahip olmasıydı. Irak’ı hukuksuz işgali 2011’de sona erdi. İşgal sürecinde 461 bin kişi yaşamını yitirdi. Ve bu işgal ABD’ye 3 trilyon dolara mal oldu. ABD askeri Irak’tan çekilmiş olsa da varlığını hala orada sürdürüyor.
Demem o ki; ABD bir yere müdahale etti mi orada ot bitmez. Libya, Suriye, Irak, Afganistan…Hangi ülkede huzur var. Libya biraz biraz düzeldi. Türkiye, ülkenin kendini demokratik olarak yönetmesinin arkasında durdu. Ülkeyi batılı güçlerin yönlendirmesi ile kaosa götürmeye çalışan Hafter, ülkede ikinci iç ayaklanmayı başlattı. Ancak Batılı güçlerin tam desteğine rağmen başarılı olamadı. Türkiye’nin Libya siyaseti de bu girişimin başarısız olmasında etkili oldu.
Hafter’in geçmişine bakarsanız, ABD çıkışlı bir kişi. Hafter, Kral İdris’in 1969’da devrilip yerine Kaddafi’nin gelmesi olaylarında da rol aldı. Sonra Muammer Kaddafi ile ters düştü ve ABD’ye kaçtı. ABD’de 20 yılını geçiren Hafter’in aynı zamanda bu ülkenin vatandaşı olduğu bildiriliyor.
Yine devrilen ve sonra yargılanarak idam edilen eski Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in de ABD ile araları oldukça iyiydi. 1979’daki İran-Irak savaşında ABD Irak’ı destekliyordu. Sonra Saddam Hüseyin ile ABD’nin arası bozuldu ve 2003 Irak işgali ile Saddam Hüseyin dönemi sona erdi. Huzur ve bolluk ülkesi Irak hala kendine gelemedi.