Sayfa Yükleniyor...
Zorda kalmak ne zordur. Zorda kalmayan bilmez. Çaresizlik gibisi yoktur. Çaresizlik yaşanmadan bilinmez. Ama son çare canına kıymak değildir. Çünkü yaşam, yani bedenimiz bize emanettir. O emanete iyi bakmamız lazım. Dinimiz kendi canımıza kıymayı da, bir başkasının canına kıymayı da yasaklamıştır.
İnsan eşrefi mahlukattır. Yaratılan en güzel varlık yani. Yaradan canı vermiş, o can kıymetli olmalıdır. Hiçbir şey İlahi emrin tersini yapmaya bahane değildir.
Gelelim duyarlılık meselesine… Komşusu açken tok yatan bizden değildir. Bu söz efendimiz Hz. Muhammed’in (sav) sözüdür. Aslında biz millet olarak yardımseveriz. Ama biz hangi ara bu hale geldik. Maneviyatımız zayıflıyor. Günlük yaşamın akışına bırakıyoruz kendimizi. Komşuluk kalmadı sanki. Duyarsız olduk gitti. Kapı komşumuzu görmeyiz, altta kim yaşar, üstte hangi hane sahibi vardır bilmiyoruz. Biz millet olarak yedi düvele yardım eli uzatmışız. Yedi yabancıya kol kanat germişiz. Neden ülkeyi derinden üzen bu olayı görmedik acaba. Neden o insanlara bir hal satır soramadık. Niçin bir yardım eli uzanmadı bu canlara. Komşular neredeydi, hangi dünya gailesindeydi akılları. O mahallenin abisi, ablası yardım seveni görmedi mi bu durumu acaba. Sokaktaki kediyi, köpeği gözeten bizler neden eşrefi mahlukatları göremedik. Sokağa bakarken eşrefi mahlukatları da görmeli. Altımızda, üstümüzde karşımızda oturan insanları da göz ardı etmemeliyiz.
Niyetimiz Allah rızası için iyilik etmek olmalı. Niyetimiz komşuyu gözetmek olmalı. Niyetimiz insanı sevmek ve yardım etmek olmalı. İslam dininin emridir yardım etmek. Bizim yardımseverliğimiz de mi bitip gidiyor sanki. İnsanlık ta can çekişiyor. İnsanlığın ölmesine izin vermemeliyiz. Komşudan Allah’ın selamı kesmemeli, hal hatır sormayı terk etmemeliyiz. Biz millet olarak ta ümmet olarak ta maneviyatı güçlü fertleriz. Örf adet, gelenek ve göreneklerimiz yardımı işaret ediyor. Bu ülkede yaşayan her kesimin genlerinde vardır yardım etmek. Bu özelliğimiz yitip gitmesin.