Bilimkurgu filmleri en sevdiğim kategoridir. Bu nedenle bugünkü yazımda sizlere kısa bilimkurgu filmlerinden öneriler sunacağım. Dışarı rahat rahat çıkamadığımız bu günlerde evde kalıp film maratonları yapmak en keyifli seçenek olacaktır. Umarım beğenirsiniz.
İspanya’da Yağmur: İlker Canikligil’in yazdığı bu kısa filmde bir robotun başından geçen dramatik olaylar anlatılıyor. Senarist filmi İstanbul Film Akademi öğrencileriyle beraber yönetti. Başrollerde ise Melis Kolçak ve Anıl Çağlar Tel yer alıyor.
The Last Bookshop: Senaristliğini ve yönetmenliğini Richard Dadd’in yaptığı bu filmde kitapsız bir dünya betimlenmiş. Filmin ana kahramanı bir çocuk ve tesadüfen bir dükkan keşfediyor. Dükkanda çocuğun bilmediği garip nesneler yer alıyor. O nesneler bir kitap, dükkan ise dünya üzerinde kalan son kitapçı.
The Device: Kısa filmin baş kahramanı tesadüfen fütüristik bir cihaz buluyor. Kahraman fırsat bu fırsat diyerek cihazı sürekli olarak kullanmaya başlıyor. Kahraman her şeyin daha güzel olacağını düşünürken bir anlık dalgınlıkla korkunç şeylere sebep oluyor.
Portal: No Escape: Valve tarafından piyasaya sürülen kült oyun Portal’dan esinlenerek çekilen bu filmde mahkum elindeki elektronik cihazı kullanarak bulunduğu hapishaneden kaçmaya çalışıyor.
Breathe: Şu anda bulunduğumuz durum göz önüne alınırsa biraz ürkütücü bir kısa filmden bahsedeceğim. Filmde insanlık küresel bir salgın sonucu yok olmuştur. Ortam böyleyken bir robot deneyler yaparak insanlığı yeniden hayata geçirmeye çalışıyor.
Runaway:. Runaway çölün ortasında tek başına yaşayan ve yakıt satan Ernest isimli bir adamı anlatıyor. Ernest’in bir suçluyu ele vermesinin hikayesini izleyeceğiniz film, görsel açıdan oldukça tatmin edici.
Skywatch: Teknolojiye büyük ilgi duyan 2 genç komşularına şaka yapmak için bir drone teslimat sistemini hack’ler. Fakat bu masum şaka onları işin içinden çıkılmaz politik bir ölüm kalım komplosunun içine sürükleyecek.
The Brain Hack: Joseph White tarafından yazılıp yönetilen The Brain Hack, zekice kurgulanan bir kısa film. Filmin konusu ise şöyle: Bir sinema dersinde tanışan 2 kişi Tanrı inancının arkasında yatan nörolojik hatayı belgelemek üzere bir kısa film çekmeye karar veriyor. Fakat bu plan bazı karanlık güçlerin devreye girmesiyle beraber korkunç bir hal alıyor.
Tergo: Charles Willcocks’un yönetmenlik yaptığı Tergo, bir temizlik robotunun dramatik öyküsünü anlatıyor. Filmin baş kahramanı robot, herkes tarafından yok sayıldığını anlayarak kendisini sorgulamaya başlar.
Lunatique: Post-apokaliptik bir dünyada kafesteki gelinciği dışında kimsesi olmayan bir kadının yaşama mücadelesinin anlatıldığu bu filmin başrolünde Lila Guimarães var.
Big Boom: Servis robotu Jimbo, insanların ansızın ortadan kaybolmasıyla aniden atıl hale gelir. Enerjisi de tükenmenin eşiğindedir. Jimbo, bu garip durumu çözebilmek için bir maceraya atılmaya karar verir.
Valis: Adrián Adamec filmi Valis’te kontrolden çıkan yapay zeka anlatılıyor. 2020 yılında yapay zeka üretme çabaları başta oldukça normaldir. Daha henüz test aşamasındaki yeni yapay zeka yazılımı kontrolden çıkar ve her şey korkunç bir hale döner.