Okyanuslar


  • Oluşturulma Tarihi : 22.07.2020 06:18
  • Güncelleme Tarihi :
Okyanuslar

Greenpeace, okyanusları koruma anlamında çalışmalarına devam ediyor. Bilim insanları 2030 yılına kadar okyanusların yüzde 30’unu korumamız gerektiği konusunda hemfikir. Bunun için güçlü bir küresel okyanus anlaşmasına ihtiyacımız var. 1 milyondan fazla insanın çağrısına katılarak, bunu yapmamız mümkün. Dünyadaki tüm yaşamı okyanuslarımıza borçluyuz ve şimdi onları koruma sırası bizde.
Bu konuda bir açıklama geçen dernek, şu ifadeleri kullandı: “Bizden binlerce kilometre uzakta olsalar da okyanusların hayatımıza etkisi çok büyük. Aldığımız her iki nefesten birini okyanuslarımıza borçluyuz. Okyanuslarımız iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini hafifletiyor, yüzbinlerce canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Okyanuslarımızı korumak demek gezegenimizi ve geleceğimizi korumak demek. Bugün okyanuslarımız tarihte görülmemiş büyüklükte bir tehditle karşı karşıya. Plastik kirliliği, derin deniz madenciliği, endüstriyel balıkçılık, petrol sondajı gibi felaketler dört bir yandan okyanuslarımızı kuşatıyor. Okyanuslarımızı korumak zorundayız ve bunun için önümüzde büyük bir fırsat var: Birleşmiş Milletler Küresel Okyanus Anlaşması. 2020 yılında tamamlanması beklenen anlaşma istediğimiz gibi sonuçlanırsa okyanusların en az üçte birini koruyacak geniş okyanus koruma alanlarına kapı açabilir. Ancak karar vericilerin üzerinde baskı kurmak için zamanımız kısıtlı.”
8 Haziran Dünya Okyanus gününün yarın olduğunu hatırlatan Greenpeace, Birlemiş Milletler’de (BM) güçlü bir Küresel Okyanus Anlaşması oluşturulması için “Okyanuslarımızı Koru” kampanyası başlattı. İklim değişikliğinden plastik kirliliğine, madencilik faaliyetlerinden aşırı avlanmaya kadar okyanuslarımızın karşı karşıya kaldığı tehlikeler her geçen gün artıyor. Bilim insanları, hem vahşi yaşamı korumak hem de iklim değişikliği ile mücadele etmek için okyanusların en az üçte birinin 2030 yılına kadar okyanus koruma alanı kapsamına alınması gerektiğini söyledi. Okyanustaki canlıların olmaması durumunda atmosferde yaklaşık yüzde 50 daha fazla karbondioksit olacağını belirten bilim insanları, öyle bir durumda dünyanın çok daha sıcak olacağını açıkladı. Greenpeace’in York Üniversitesi ve Oxford Üniversitesi ile birlikte hazırladığı ‘30x30 Okyanus Koruma Planı’ raporu, okyanusların en az üçte birinin okyanus koruma alanı kapsamına alınmasının mümkün olduğunu ortaya koydu. Bu alanda yapılmış en geniş kapsamlı çalışmalardan biri olan ‘30x30 Okyanus Koruma Planı’ raporunu hazırlayan araştırmacılar, ulusal sınırların dışında kalan ve gezegenin neredeyse yarısını kaplayan okyanusları 10 bin kilometre kare büyüklüğünde yaklaşık 25 bin alana böldü. Koruma altındaki alanlarda bulunan yaban hayatı, habitat ve temel oşinografik kriterler gibi 458 farklı özelliğin dağılımı haritalandırıldı ve insan müdahalesinin olmadığı okyanus koruma alanları ağının nasıl gözükeceğini ortaya çıkardı. Uzmanlar, BM’de Küresel Okyanus Anlaşması oluşturulmasına yönelik süren müzakerelerin ulusal sınırların dışında kalan ve 230 milyon kilometrekarelik alanı kapsayan okyanusların korunmasının önünü açabileceğini söyledi.
OKYANUSLARI TEHDİT EDENLER
İklim değişikliği: Sağlıklı ve yaşam dolu okyanuslar, iklim değişikliğinin etkilerini sınırlayıp üstesinden gelinmesini sağlayan en önemli savunma mekanizmalarından birisi. Okyanustaki canlılar olmasaydı atmosferde yaklaşık yüzde 50 daha fazla karbondioksit bulunurdu. Ama iklim değişikliği nedeniyle Kuzey Kutbu’nda ve Antarktika Okyanusu’ndaki buzullar hızla eriyor.
Plastik kirliliği: Plastikler, çevre koşulları ne olursa olsun biyolojik olarak ayrışmıyor. Büyük plastik parçaları balinalar, kaplumbağalar ve deniz kuşları gibi türlerin boğulmasına neden oluyor; küçük plastik parçaları ise deniz hayvanları tarafından yiyecek sanılıp yeniyor.
Petrol kirliliği: Deniz yaşamını zehirleyen petrol sızıntısı ve kirliliği nedeniyle deniz kuşu gibi canlılar ölüyor. Okyanustaki petrol sızıntıları, haritalardaki ulusal sınırları takip etmiyor ve tüm yaban hayatını etkiliyor.
Balıkçılık faaliyetleri: Denetimin olmadığı açık denizler, büyük gemiler tarafından talan ediliyor. Bu endüstriyel av gemileri, denizlerde trol ağı gibi yıkıcı yöntemler kullanarak sanki tarla sürer gibi deniz yatağını tarıyor, kompleks habitatlar deniz tabanıyla birlikte yok oluyor.

Derin deniz madenciliği: Maden şirketleri derin deniz tabanındaki değerli mineralleri akıllı telefon ve bilgisayarlar için kullanılıyor ancak çok uzaklardaki nefes kesici yerlere zarar veriyor.
Kereviz Çorbası
Malzemeler
Yarım demet kereviz sapı
1 patates
Soya sosu
1 soğan
Dereotu
Kırmızı toz biber
Kaynar su
2 yk ayçiçek yağı
Tenceremizi ocağa alıp yağımızı ekliyoruz. Daha sonra soğanları kavuruyoruz. Patateslerimizi doğrayıp onları da ekliyoruz ve kavurmaya devam ediyoruz. Son olarak kereviz saplarımızı doğrayıp ekliyoruz. Biraz soya sosu, muskat ve kırmızı toz biber ekleyip hafif kavurmaya devam edip içerisine sıcak su ekliyoruz. Bu adımda tuzunu kontrol edip tuz ekleyebilirsiniz. Sebzelerin tadı suya geçene kadar pişirdikten sonra son olarak tuzunu kontrol edip pişmeye bırakıyoruz. Sebzeler yumuşayınca yemeğin tadını kontrol edip ekleme yapabilirsiniz.
 

Okyanuslar
Neşe Yavuz
Yazarımız Kim ?

Neşe Yavuz