Yaşamda Etik Olabilirlik


  • Oluşturulma Tarihi : 10.04.2025 09:04
  • Güncelleme Tarihi : 10.04.2025 09:04

Yaşamın Asıl Amacı Mutlu Olmak Mıdır?
Mutluluğa giden yol aslında yaşamın anlamlılığında etik ile kucaklaşmak ile mi mümkündür?
Ahlâki bir akılla ve etik bir dünyada yaşayabilmenin kaynağı aslında mutluluk mudur, mutluluğa erişmek midir yoksa bizi mutluluğa ulaştıracak bazı değerleri bilmek midir? Bu değerlerin farkına varmak bunları içselleştirmek ve yaşam döngümüzü bu yöne çevirmek midir? Bir insan kendi varlığını amaç haline getirdiğinde başkaları için de aynı görüşte olur. Dolayısıyla yaşam içerisinde o amaç doğrultusunda yönümüzü iyiliğe doğruluğa çevirdiğimizde iki temel önemli kavram ve etik değer karşımıza çıkmaktadır. Merhamet ve vicdan. Bu kavramların anlamlı bir şekilde yer bulabilmesi için ise eşitlik ve adalet ilkelerinin devrede olması gerekir. Tam da bu noktada, bu değerler ekseninde çıkarın bir kenara bırakılması önem kazanır. Çıkar devrede olmadığında, daha geniş bir perspektiften bakılarak gerçek bir iyilik hali sağlandığında, ancak o zaman gerçek etik değerlerden söz edebiliriz.
Bir insan varlığını amaç haline getirdiğinde değerlerin anlamı değişmeye başlar. Yani o an için mutlu olup olmaması, istediği gibi bir yaşam sürüp sürdürmemesi ya da yaşamın içerisindeki değişim ve dönüşümlerin meydana gelmesi, onu amaçsal varlığından uzaklaştırmaz. Mutluluk kavramı bir bireyin yaşam içerisinde istediği şeyleri bu başarı, ekonomik güç ya da farklı edinimler olabilir elde etmesi ve bunların süreklilik arz etmesi şeklinde tanımlanabilir. Ancak günümüzde bu noktada mutluluğa ilişkin bakış açısı, insanların varlıklarını daha çok araçsal olarak değerlendirdiklerini; anlık mutluluklar olarak tanımladığımız, aslında haz duygusunun ön planda olduğu bir anlayışın egemen olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, tam anlamıyla algılanamayan ve içeriği doldurulamayan bu tür bir mutluluk, geçici bir nitelik taşımaktadır.
İyilik, bir insandan istenilen ve beklenilen davranışları gerçekleştirmesidir. Bu istek ve beklentilerin temelinde ise olumluluk yatar; yani güzel yöne evrilen davranışlardan söz ederiz. Bir davranışın iyiliğe dönüşebilmesi ve iyilik olarak atfedilebilmesi için temel nokta, niyetinin olumlu olmasıdır. Bu noktada devreye insanın iradesi girer. İnsan, kendi değerler sistemi içinde iyiliği amaç haline getirmelidir.
Mutluluğu odak noktamız yapmadığımızda ve onun yerine kendi değerlerimizi merkeze aldığımızda, iyiliğimizi nasıl geliştirebiliriz? Merhamet ve vicdan duygumuzu yaşama nasıl aktarabiliriz? Ben ülkeme, insanlığa nasıl iyi bir insan olarak katkıda bulunabilirim, onların yaşamında nasıl iyilikle yer alabilirim? İşte bu sorular etrafında şekillenen bir yaşam biçimi benimsemeliyiz. Çünkü ortak bir amaç noktasında buluşamadığımız, başkalarının iyiliği için çaba göstermeyi hayat felsefemizin bir parçası haline getiremediğimiz sürece, mutluluk üzerine ne kadar çok kitap yazılırsa yazılsın, bize ne kadar çok anlatılmaya çalışılırsa çalışılsın, ne yazık ki elimiz boş kalacaktır. Bu nedenle çok küçük yaşlardan itibaren başlaması gereken bir değerler öğretimi büyük önem taşımaktadır. İyiliğin anlamı, iyi insan olmanın önemi, pasif iyiliğin yeterli olmadığı, gerçek iyiliğin ancak kötülüğü bertaraf ederek mümkün olabileceği, bireylerin yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmemesi gerektiği, karşısındaki bireyin haklarına saygı duyması ve herkesin sadece insan olmasından kaynaklı bir değere sahip olduğunun fark edilmesi, öğretilmeli ve bu doğrultuda bir yaşam yolculuğu inşa edilmelidir.
Dünyada etik olabilirliğin mümkün olması; odaklandığımız kavramların başarı, mutluluk ya da güçten uzaklaşarak iyilik, merhamet, vicdan, adalet, eşitlik, doğruluk ve hak gibi değerlere yönelmesiyle mümkündür. Bu değerleri içselleştirdiğimizde, zaten mutluluk arayışına ihtiyaç duymayız. Çünkü iyiliğin egemen olduğu, güvenliğin sağlandığı, kişinin kendini huzurlu, rahat ve güvende hissettiği bir yaşam alanında mutsuzluktan söz edilebilir mi?
İnsanın kendine bir amaç edinmesi, kendi öz değerinin farkına varması, değerler sistemini geliştirmesi ve küçük çevresinden başlayarak tüm insanlığa fayda sağlayacak bir yöne evrilmesiyle birlikte, dünyada etik olabilirlik mümkün hale gelecektir. Çünkü bu noktada artık kötülükten, yanlıştan ya da zarardan söz etmeye gerek kalmayacaktır.

Yaşamda Etik Olabilirlik
Prof. Dr. Esra Akın
Yazarımız Kim ?

Prof. Dr. Esra Akın

Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script