Sayfa Yükleniyor...
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB); kişi beklenmedik zamanda, şiddetli travmatik stres etkenlerine maruz kaldığında ortaya çıkabilir. TSSB’de en kritik nokta süredir. Kişi travmatik bir deneyim yaşadıktan sonra bir süre bu durumu kabullenmeye çalışması ve zorluk yaşaması çok normaldir. Bu sebeple burada baz aldığımız nokta kişinin bu tepkileri ne kadar süre gösterdiğidir. Uzmanlar tarafından TSSB tanısı koyulabilmesi için bireylerin en az 1 ay boyunca bu semptomları göstermesi ve bu semptomların günlük yaşamlarını etkilemesi gerekir. TSSB, şiddet içeren kişisel saldırı, kaçırılma, terör saldırıları, doğal afetler, ciddi araba kazaları ve savaş gibi birçok olaydan sonra ortaya çıkabilir. Özellikle savaş, travmanın kendini gösterdiği en acı olaylardan biridir. Öyle ki, travma sonrası stres bozukluğu II. Dünya Savaşı’ndan sonra literatürde yerini almaya başlamıştır. Savaş sırasında ve sonrasında askerlerde ve sivillerde ağır stres tepkileri gözlemlenmeye başlandığında, önce bunun alınan fiziksel hasarlardan kaynaklı olduğu düşünülmüş ve buna savaş nevrozu denmiştir. Ancak sonradan durumun hiç de öyle olmadığı anlaşılmıştır ve sonrasında bu tepkiler sistematik bir şekilde incelendiğinde ise Travma Sonrası Stres Bozukluğu adını almıştır. TSSB adı konmasa da geçmişten günümüze kadar oldukça yaygın bir şekilde gözlemlenmiştir ve hatta bunu konu alan birçok dizi ve film de yapılmıştır. Bunlardan biri de Peaky Blinders’dır. Bu dizinin başrol karakteri Thomas Shelby, savaştan döndükten sonra TSSB yaşayan bir gazidir. Savaştan dönmüş olsa bile savaşın gölgesi hala üzerindedir. Dizide Shelby’nin sürekli kabuslar gördüğünü, savaş anılarını sık sık hatırladığını, öfke patlamaları yaşadığını ve bazı zamanlarda kendini uyuşmuş hissettiğini izleriz. Ayrıca, bu dizide sadece TSSB’nin semptomlarını ve etkilerini görmekle kalmayız, aynı zamanda travmayla baş ederken seçtiğimiz işlevsiz yöntemlerin bize verdiği zararları da görürüz. Başrol karakterimiz, travmanın etkilerinden o kadar muzdariptir ki, dizi boyunca çok yoğun bir madde ve alkol kullanımı ile bu stresin etkileriyle baş etmeye çalışır. Ancak bu yöntemi tercih etmek, sadece anlık olarak travmanın etkilerini hafifletir ve asıl sorunun görmezden gelinmesine sebep olur. Aynı zamanda, madde ve alkol bağımlılığı gibi baş edilmesi güç, ekstra sorunları da beraberinde getirir. Bu çamurdan çıkayım derken, bataklığa saplanmaya benzer. Bu yüzden, burada uygulanması gereken en sağlıklı yöntem, öncelikle kendimiz ve çevremiz tarafından travmanın ciddiyetinin farkına varılmasıdır. Sonra da çevremizden sosyal destek almak ve imkanımız varsa profesyonel destek alarak güvenli bir ortamda sorunlarımızla yüzleşmektir. Bu yüzden problemi görmezden gelmeye çalışıp üstünü örtmek bir çözüm değildir. Çünkü eninde sonunda bir rüzgar çıkar ve o örtü uçar. Bu noktada, kaçındığımız sorunlar çok daha güçlü bir şekilde ortaya çıkabilir.