Aşkta Kaçan kim? Kovalayan kim?

Kaçan her seferinde biraz daha uzaklaşırken, kovalayan da kaygıyla bir o kadar yakınlaşmak ister. Son zamanlarda birçok kişinin dilinde “kaygılı ya da kaçıngan bağlanan’’ sözlerini duymuşsunuzdur.  Bu rollerin temelinde bağlanma şekillerimiz yatar. Psikolog John Bowlby'nin geliştirdiği bağlanma teorisi, çocuklukta bakım verenlerimizle kurduğumuz ilişkilerin, yetişkinlikte romantik ilişkilerimize nasıl yansıdığını açıklar. Peki bu dinamik nasıl oluşur? Çocukken bakım verenler tutarsız bir sevgi sunduysa bireyler ilgi görmediklerinde kaygılanır ve sevgiyi kaybetmemek için fazlasıyla çaba sarf ederler. Çocuklukta ilgisiz ve duygusal açıdan mesafeli bir bakım veren tarafından yetiştirilen bireyler ise duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için kimseye güvenemeyeceklerini öğrenirler ve dolayısıyla duygusal yakınlık söz konusu olduğunda geri çekilirler. Kaygılı bir bağlanma tarzı, genellike kabulün ve kaygının peşinde sürüklenirken; kaçıngan bir bağlanma tarzı, duygusal mesafeyi bir savunma mekanizması olarak kullanır. Kaygılı bireyin dili “Beni seviyor musun? Emin misin?’’ iken kaçıngan bireyin dili ise “Yaklaşma, kendi başıma iyiyim’’dir. Peki yaşadığımız toplumda hiç mi güvenli bağlanma stiline sahip biri yok? Elbette var ama bu toplumun oldukça az bir kısmını kapsamakta. Günümüzde kahve masalarında heyecanla anlatılan en tutkulu aşk hikayeleri kaygılı - kaçıngan arasındaki ilişkilerdir. Kaçan ve kovalayan rollerinin yarattığı ilişki döngüsü bir mıknatıs gibi birbirini çeker. Aşk olarak değerlendirdiğimiz o çekim tekrar tekrar yaşanır ve iki taraf da kendini ‘‘birbirimizden kopamıyoruz’’ düşüncesinin içinde bulur. Fakat bu zamanla kaç-kovala-bırak şeklinde bir kısır döngüye girer ve ilişki içerisindeki bireyleri tüketen bir hal alır. Bu döngü kırılır ve sağlıklı bir denge kurulabilir mi? Sağlıklı bir iletişim ve içsel farkındalık ile mümkün fakat bu konuda ilk önce kendimizi tanımakta fayda var. Terapiler, sağlıklı partner seçimleri ve duygusal farkındalık çalışmaları, daha güvenli bağlanma geliştirmemize yardımcı olabilir. Bağlanma stilinizi keşfetmek, ilişkide nasıl davrandığınızı anlamanızı sağlayabilir.

Hadi gelin bağlanma stilinizi birlikte keşfedelim!

1. Partnerinle ilişkini nasıl tanımlarsın?

A) Partnerimle duygularımı rahatça paylaşırım ve ona güvenirim.

B) Sürekli partnerimin beni sevdiğinden emin olmak isterim, kaygılanırım.

C) Partnerim bana fazla yaklaşınca rahatsız olurum, mesafe koyarım.

2. Partnerinle mesafe konusu senin için ne kadar önemli?

A) Hem birlikte vakit geçirmekten hem de kendi alanıma sahip olmaktan hoşlanırım.

B) Partnerim biraz uzak davrandığında, bir şeylerin ters gittiğini düşünüp kaygılanırım.

C) Biriyle çok yakın olunca özgürlüğümün kısıtlandığını hissederim.

3. Terk edilme korkun var mı?

A) İlişkilerde ayrılıklar olabileceğini bilirim ama bu beni aşırı endişelendirmez

B) Partnerim ilgisizleştiğinde hemen terk edileceğimi düşünürüm.

C) Genellikle ben terk ederim, çünkü fazla yakınlaşmak bana iyi hissettirmez.

4. Partnerine olan bağlılığını nasıl tanımlarsın?

A) Ona bağlıyım ama bağımlı değilim, bireyselliğimizi koruyoruz.

B) Onsuz kendimi eksik hissediyorum, sürekli ilgi ve güvenceye ihtiyacım var.

C) Partnerimin bana fazla bağlanmasından korkarım, bazen duygularımı bastırırım.

Sonuç: Bağlanma Stilin Hangisi?

✅ Çoğunlukla A şıkkını seçtiysen: Güvenli bağlanma stiline sahip olabilirsin. Duygusal olarak dengeli ve sağlıklı ilişkiler kurmaya yatkınsın.

⚠️ Çoğunlukla B şıkkını seçtiysen: Kaygılı bağlanma stiline sahip olabilirsin. İlişkilerde sürekli onay ve güvence arayabilir, terk edilme korkusu yaşayabilirsin.

🚫 Çoğunlukla C şıkkını seçtiysen: Kaçıngan bağlanma stiline sahip olabilirsin. Yakınlıktan kaçma ve bağımsızlığı koruma isteğin, ilişkilerde mesafeli olmana neden olabilir.

• Bu test, genel bir fikir verir, ancak daha detaylı bir analiz için bir uzmana başvurmanızı tavsiye ederim.

Aşkta Kaçan kim? Kovalayan kim?