Tek Başına Kalan Kadının Sessiz Haykırışı


  • Oluşturulma Tarihi : 24.09.2025 12:52
  • Güncelleme Tarihi : 24.09.2025 13:01

Hayatta hiç kimseden destek görmeden büyümek ve kendi ayaklarının üzerinde durmak, bir kadının hem gücünü hem de kırılganlığını ortaya çıkarır. Böyle bir kadın çoğu zaman hem kadın hem de erkek olmak zorunda kalır; hem şefkatli hem de güçlü, hem duygusal hem de koruyucu.. Bu da ruhunda büyük bir savaş başlatır.

Carl Gustav Jung’un söylediği gibi, insanın içinde bastırılmış duygulardan oluşan bir “gölge” vardır. Tek başına mücadele eden kadın, bu gölgeyle sık sık karşılaşır. Dışarıya güçlü görünür ama içinde yalnızlık, yorgunluk, suçluluk ve güvensizlik gibi duyguları taşır. Çoğu zaman kendi ihtiyaçlarını geri plana atar, çünkü sorumlulukları ağırdır ve ayakta kalmak zorundadır.

Bu yol elbette kadını dayanıklı kılar, ama aynı zamanda derin yaralar da bırakır. İçinde taşıdığı sessiz öfke, kırgınlık ya da değersizlik duyguları, çoğu zaman konuşulmaz ama ruhunu yorar.

Çözüm, hem gücünü kabul etmek hem de kendi kırılgan yanlarını görmezden gelmemektir. Duygularını yazmak, güvendiği insanlarla paylaşmak, gerektiğinde destek istemek bu yükü hafifletir. Küçük hedefler koymak, yeni hobiler edinmek veya sosyal bağlar kurmak da hem gölgeyle yüzleşmesine hem de yolunu daha sağlam yürümesine yardımcı olur.

Sonuçta, tek başına ayakta duran kadın aslında hem erkek hem kadın rolünü aynı anda omuzlarında taşıyan bir kahramandır. Gücü kadar kırılganlığını da kabul ettiğinde, bu zorlu yolculuğu daha bilinçli ve daha huzurlu bir şekilde sürdürebilir.

Tek Başına Kalan Kadının Sessiz Haykırışı
Sadiye Aygün
Yazarımız Kim ?

Sadiye Aygün