Sayfa Yükleniyor...
Türkiye Felsefe Kurumunun 2002 yılında yaptığı öneri üzerine, kasım ayının üçüncü perşembe günü, bütün dünyada on sekiz yıldır Dünya Felsefe Günü olarak kutlanıyor. “Bilgi sevgisi” anlamına gelen felsefenin uğraşı alanı nedir? Felsefe, kısaca, insanın kendisi ve yaşadığı toplum üzerinde düşünmesi, kendini tanımaya çalışmasıdır. Filozoflar, felsefenin iyileştirici, rahatlatıcı etkisinin de olduğunu savunuyor.
Gerçekten de görüyoruz ki, dünya bizimle başlayıp bizimle bitmiyor. Yaşantılar ve sıkıntılar sadece biz varız diye değil, bizden önce de, bizden sonra da sürekli tekrarlanıyor. İtalyan düşünür Umberto Eco’nun dediği gibi, “Biz hayata kozlar oynandıktan sonra giriyor, bu oyunu kimin kazanıp kimin kaybedeceğini bilmeden çıkıyoruz.” Felsefenin faydası, yaşanan sevimsiz olaylara, maddi sıkıntılara, bunalımlara, burukluklara, kısacası zorluğun her türlüsüne çare bulmaya gayret etmesindedir.
Felsefe Gününü dünyaya kabul ettiren Türkiye Felsefe Kurumunun Başkanı Prof. İoanna Kuçuradi, yaptığı açıklamada, 2020’de hayatımızın belki de en zor yılını yaşadığımızı belirterek, salgını fırsata dönüştürmek isteyenleri, “Zelzeleyle konuştuğunu ve zelzeleyi durdurduğunu” internette ilan edenleri, “Kıymetli zamanınızı kendinize ayırın, tezinizi/ödevinizi biz hazırlayalım” diye reklam verenleri eleştirdi. Ayrıca insan olmanın sorumluluğunu hatırlatmanın felsefeye ve eğitime düştüğünü vurguladı. Batı ülkeleri, 18nci yüzyıldan itibaren Aydınlanma çağıyla birlikte bilim ve teknolojinin yanı sıra, felsefede de önemli ilerlemeler kaydetti. Felsefenin öncülük ettiği Aydınlanma süreci, bireyi özgürleştirip tüm insanlığa katkı sağlarken, Batı’nın Doğu’yu sömürgeleştirmesi gibi bir olumsuzluğa da yol açtı. Oryantalizm, Avrupa’nın akıl bakımından kendini Doğu’dan üstün görmesi, Doğu’yu kendi çıkarı için yeniden kurgulama girişimi olarak ortaya çıktı. Bu bağlamda, Batılı filozoflar Türklere de farklı gözle baktılar. Alman düşünür Gottfried Herder (1744-1803), “Asya kökenli barbar Türklerin Avrupa’da ne işi var?” dedi. “Gazete modern insanın sabah duasıdır” sözüyle de tanınan özgürlükçü Alman filozof Georg Friedrich Hegel (1770-1831) de Türkler için”barbar” kavramını kullandı ve “Avrupa devletlerinin dışa dönük ortak çıkarları Türklere karşıdır” diye buyurdu.”Hasta adam” Osmanlı devletinin dağılmasının bir zorunluluk olduğunu düşünen oryantalistlerin kervanına, Kapital’in yazarı Karl Marks da katıldı.
Ancak köprülerin altından çok sular aktı; Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte Türkler, tüm dünyaya senede bir gün Felsefe Günü kutlamayı da öneren ve kabul ettiren büyük bir dönüşüm geçirdi. Uygarlığın Batı’dan doğduğunu, ancak artık tüm insanlığın malı olduğunu, sorunun bir uygarlık sorunu olduğunu gören Atatürk, bu döngüyü tersine çevirdi. Onun gerçekleştirdiği köklü devrimler ve radikal çağdaşlaşma, kendisi hayattayken Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada onurlu bir konuma gelmesini; İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü savunan ülkeler kulübüne, Avrupa Konseyi’ne, NATO’ya girmesini sağladı.
Uluslar belirli bir uygarlığın içinde farklı kültürlere sahip olabilirler. Uygarlığın değerleri ise bir ulustan diğerine aktarılabilir. Türkiye’yi “Medeni milletler ailesinin bir ferdi” yapmak isteyen, “muasır medeniyetler” düzeyine çıkarmayı ve onu aşmayı hedefleyen Atatürk, bunun yolunun bilim ve akıl olduğunu göstererek felsefe eğitimine de önem verdi. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde, eleştirel düşünceyi ve meselelere toplu bakmayı esas alan Felsefe Bölümü açıldı. Atatürk’ün Doğu’nun ezilen uluslarına çağdaşlaşma konusunda örnek olması, oryantalist düşünceyi de zayıflatmış oldu.
Burada, Atatürk’ün “Başarıda gururu, felakette ümitsizliği yenmeliyiz” sözünün de anlamlı bir felsefi yaklaşım içerdiğini kaydedelim. Dünya Felsefe Günü’nde, Türkiye Cumhuriyetinin temelinde yatan bu uygarlık anlayışından uzaklaşmamakta büyük fayda olacağı kesin. Bu düşüncelerle, felsefenin özgürleştirici ve iyileştirici ışığı altında, Türk insanının, felsefe dahil, demokraside, hukukun üstünlüğünde, bilimde, her alanda uygarlık yarışında kazançlı çıkmasını diliyoruz.