Sanat, Hayatın İçinde Olmalı (Sanat ve Ekonomik Erişilebilirlik Üzerine Bir Düşünce)


  • Oluşturulma Tarihi : 07.04.2025 08:58
  • Güncelleme Tarihi : 07.04.2025 08:58

Hayat, çoğu zaman insanları yoruyor. Gündelik işlerin getirdiği stres ve geçim kaygısı, insanların yaşam kalitesini derinden etkiliyor. İnsanlar artık daha az gülerken, daha çok endişeleniyor ve bu kaygı yüzlerine yansıyor. Aslında, toplumumuzun genel refah seviyesi, yaşam kalitesini belirleyen en önemli faktörlerden biri. Ekonomik durum, insanın ruh halini, umutlarını ve beklentilerini doğrudan şekillendiriyor.
Peki, bu durumun sanatla ne ilgisi var? Aslında oldukça fazla. İnsanlar, ilgilerini çeken sanat dallarına yönelmek, kendilerini geliştirmek ve beğendikleri sanatçılarla bir araya gelmek isterler. Ancak, ekonomik kaygılar, bu arzuyu çoğu zaman bastırıyor. Özellikle tiyatro, konser ve benzeri kültürel etkinliklere katılım, sadece belirli bir gelir seviyesindeki insanlar için erişilebilir olabiliyor. Bir aile için tiyatroya gitmek bile bazen bir lüks haline gelebiliyor. Üstelik, etkinlikler sadece yüksek maliyetleriyle değil, ulaşım zorlukları ve bölgesel sınırlamalarla da engelleniyor.
Bu, kabul edilemez bir durum. Sanat, insan yaşamının vazgeçilmez bir parçasıdır. Yemek, içmek kadar önemli olan bir ihtiyaçtır. Bir konser veya tiyatroya gitmek, insanı sadece eğlendirmekle kalmaz, ruhsal anlamda da besler. Fakat, günümüzde birçok insan, “Beni ilgilendiren bir gösteri var ama maliyet çok yüksek. İki kişi bile olsa gitmek zor,” şeklinde serzenişler, duyabiliyoruz. Bu durum, gelir seviyesi farklılıklarını gözler önüne seriyor. Birçok kişi, sanatı sadece lüks olarak görebiliyor, ancak sanatı sevmenin veya buna katılmanın herkesin hakkı olduğunu unutmamalıyız.
Bugün, toplumda kötü alışkanlıklar ve madde bağımlılığı gençler arasında giderek yaygınlaşıyor. Gençlerin ilgisini çekebilecek birçok etkinlik var, ancak çoğu zaman ya katılım ücretleri çok yüksek ya da ulaşılabilir değil. Oysa, gençlerin sanata yönlendirilmesi, onların topluma daha duyarlı, duygusal olarak daha zengin bireyler olmalarını sağlayabilir.
Sanat etkinliklerinin, ekonomik durumu ne olursa olsun, her yaştan insan için ulaşılabilir olması gerekir. Belediyeler, kültürel etkinlikler düzenleyerek bu sorunu çözebilirler. Ancak, etkinliklerin sadece şehir merkezlerinde ya da belirli saatlerde yapılması da sorunu çözmüyor. Katılımı artırmak için bölgesel farklılıklar göz önünde bulundurulmalı, ulaşım ve fiyatlandırma daha adil bir hale getirilmelidir. Ayrıca, gençlerin sanata olan ilgisini artırmak adına, uygun fiyatlı veya ücretsiz etkinlikler düzenlemek çok önemli bir adım olacaktır.
Sonuçta, sanat sadece elit bir grubun ulaşabileceği bir şey olmamalıdır. Bugünün gençleri, yarının büyükleri olacak. Ancak bu büyükler, sadece iş odaklı, sanata duyarsız bir toplum yaratacaksa, geleceğimiz karanlık olacaktır. Sanat, sadece bir eğlence aracı değil, insanın iç dünyasını besleyen bir gıda gibidir. Bu yüzden, gerekli birimlerin harekete geçerek sanatın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak için adımlar atması şarttır.
Sanat ve kültür, sadece toplumsal bir değer değil, aynı zamanda toplumu birleştiren, güçlendiren bir bağdır. Bu bağın herkes tarafından erişilebilir olması için adımlar atılmalı ve sanat daha geniş bir kitleye ulaştırılmalıdır. Yolda yürürken mutlu üreten ve kavgadan kargaşadan uzak bir toplum olabilmek ve yarınlara gülen gözlerle bakabilmek umuduyla sanatın değerinin her geçen gün farkına varılması gerekli girişimlerin yapılacağı günlere sevgiyle ve sanatla kalalım… 

Sanat, Hayatın İçinde Olmalı (Sanat ve Ekonomik Erişilebilirlik Üzerine Bir Düşünce)
Sibel Atapek
Yazarımız Kim ?

Sibel Atapek