Sayfa Yükleniyor...
*(A)nıtkabirde aslanlı yol, aslanlı yolda 24 Oğuz boyu
*(N)erede benim halkım? dedirtme, Atama
*(I)şık gibi aydınlık emri, baksana Turan ülküsü!
*(T)aa ezelden beri sağında Mehmetçik (Kulesi), solunda Müdafaa-i Hukuk (Kulesi)
*(K)urtuluş Savaşı’nın, oysa kahramanlık öyküsü
*(A)tanın orduya son mesajı; Türk vatanının, Türklük camiasının şan ve şerefi
*(B)arış Parkı’na hayat veren ulu Atanın tini
*(İ)stiklal uğruna ölmeyi emreden tek önderin tek arzusu
*(R)esmedilemez farklı türlü, tarihe kazınan Atatürk’ün izi. Büyük Türk izi.
Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümsüz tinini sembolize eden ülkemizin başkentine bedenimizin kalbine yerleştirdiğimiz bir anıt mezardır Anıtkabir. İçimizde barındırdığımız özlem, minnet, sevgi, saygı gibi hislerimizin, altmış yedi ilden (o zaman Türkiye Cumhuriyeti’nde var olan bütün iller) ve Kıbrıs’tan getirilen vatan topraklarıyla donatılarak, somutlaştırılmış bir şeklidir adeta.
Mevsimlerden sonbahar... 1938 yılının 10 Kasım’ıydı... Önderimiz Reisicumhurumuz, Atamız uçmaya varmadan evvel dünyaya son kez bakmıştı o gökyüzü mavisi, gözleriyle. O günden beri biz hep sonbaharı yaşadık. Hiç yaz gelmedi belki, şarkı söylemeye hasret ülkemin, gökyüzüne. Ne diyorduk? 10 Kasım, ölümsüzlüğün günü. Türk bayrağına sarılı katafalka yerleştirilen naaşı, Dolmabahçe Sarayı’nda üç gün ziyaret akınına uğradı. 20 Kasım’da İstanbul’dan gelen naaşı bir gün boyunca vatandaşlar eşliğinde Ankara’da, TBMM’nin önünde, karşılandı. Veda edildi, uğurlandı... Tarih 21 Kasım’ı gösteriyordu, Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine taşındı. Bu ayrılığa üzülen, canından can kopan tek Türk milletiydi belki. Fakat tek saygı gösteren Türk milleti değildi. Ay’ın etrafında dolandığı bütün dünyaya önderlik öğretmişti çünkü. Bunun en güzel örneği de yurt dışından yabancı generallerin saygı duydukları eşsiz Türk Atatürk’ün törenine gelmeleriydi.
1941’li yıllara gelmiştik, Atamıza bir anıt mezar yapılmalıydı. Anıtkabir’in yeri belirlendi. Mimari tasarımının belirlenmesi için de bir yarışma düzenlemeye karar kılındı. Bu konuyu özellikle bugün anlatmamın nedeni de yarışmanın 78 yıl önce bugün ilan edilmiş olmasıdır. Evet takvim 18 Şubat 1941’i gösteriyordu yarışmanın ilk duyurusu yapılmıştı. 1 yıl süren bu yarışmaya Türkiye, Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre, İtalya ve Çekoslovakya’dan toplam 49 mimari proje ortaya kondu. Bugün gördüğümüz Anıtkabir’in mimarları da Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda’dır. 9 Ekim 1944’te ise Anıtkabir’e ilk toprak taşınmış oldu. Nihayetinde beklenen gün gelmiş 1 Eylül 1953’te proje tamamlanmıştı. 10 Kasım 1953 sabahı saat 9’u 5 geçe Türk halkının eşliğiyle nakil töreni başladı. 15 yıl sonra Atatürk, vatanımızın 67 ilinin ve yavru vatanımızın topraklarına kucak açtı (Günümüzde 81 ilimizin, Kıbrıs’ın ve Azerbaycan’ın toprakları bulunmakta.) Vatan toprağı bir tin karşısında ancak bu kadar sıcak ve selamlayıcı olabilirdi.
Atamızın Anıtkabir’de mezarının bulunduğu odanın sekizgen şeklinde mimarize edilmesi de ayrı bir gizem belki. Bu kanıya nereden vardın diye soracak olursanız; Kayıp Kıta Mu’nun araştırılması gerektiğini bu kıtanın biz Türklerle ilgisi olabileceğini savunan Atatürk’tü. Mu’nun çocuklarına ait bulunan Naakal tabletlerine göre ise tinin Tanrı’ya ulaşması için önünde sekiz kademesi bulunmaktadır. Tin, en alt kademeden, en mükemmele yani kamil insana ulaşmak zorundadır... Atatürk Mu’nun araştırılmasını istedi bunun için James Churchward’ın Kayıp Uygarlıklar Serisini Türkçeye çevirttirdi. Sümer’lilerin araştırılmasını istedi. Bu konuda da Muazzez İlmiye Çığ’ı destekledi. Günümüzde bu araştırmalara layık ne kadar genç yetişiyor, bu gençler ne kadar araştırma yapıyor bu konu tartışmaya açık tabi. Fakat biz bu neslin evladıyız, biz Türk milletiyiz. Özümüz her zaman bilgiye aç. Her zaman yenilenme peşinde olmalıyız. Atatürkçüyüm diye gezip de Atamızın 6 ilkesini sayamayan tarih öğretmenlerine şahit oldum. Ey Türk titre ve kendine dön! demiş Bilge Kağan. Atatürk’e göre Türk milletinin tanımı budur; “Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.”
EY TÜRK! Titre ve Kendine Dön!