2

BİR EGE GEYİĞİ DONDURMAM GAYMAK


  • Oluşturulma Tarihi : 10.07.2018 07:15
  • Güncelleme Tarihi :

Dondurmam Gaymak, adından ve sloganından (Bir Ege Geyiği) başlayarak, kendini ve bir şeyleri hafife, hatta alaya aldığı hissi uyandıran bir film. Ancak, bu his Dondurmam Gaymak’ın yaklaşımından çok, filmin oyuncu kadrosunu oluşturan ve imece usulü gerçekleştirilen yapıma da büyük katkısı olan Muğla halkının hayatla kurdukları ilişkiden kaynaklanıyor. Bu bağlamda filmin tonu da, Ege’nin taşrasındaki gündelik ilişkiler gibi: Zaman zaman kafa şişirecek kadar curcunalı, neşeli, bol argolu ve alaycı… Film, global dondurma firmalarına karşı, geleneksel yöntemlerle dondurma üreterek ayakta kalmaya çalışan Ali Usta’nın öyküsünü konu alıyor. İşini kurtarmak için, yerel televizyon kanalında yayınlanan bir reklam filmi çeken Ali Usta, son çare olarak satın aldığı motosiklete atlayıp dondurma satmak üzere yollara düşüyor. Ancak köyün dondurmayı çok seven haşarı çocukları, Ali Usta’nın motosikletini çalınca işler karışıyor. Bunun, rakip dondurma firmalarının işi olduğundan emin olan Ali Usta, motosikletini geri almak için dondurma karteline karşı mücadele bayrağını açıveriyor. De Sica’nın herkesin oyuncu olabileceğine işaret eden bir epigrafıyla açılan filmin hikâyesi de Yeni Gerçekçiliğin manifesto filmlerinden Bisiklet Hırsızları’na referanslarla dolu. Dondurmam Gaymak’la Yeni Gerçekçilik arasındaki asıl bağ, filmin yalnızca taşra insanını konu alan bir hikaye anlatmakla yetinmeyip, taşra hayatını da hikâyesine ve üretim pratiğine dahil etme konusunda büyük bir çaba göstermesinden kaynaklanıyor. Birkaç profesyonelin dışında, tamamen yöre insanlarından oluşan bir ekiple çekilen film; bu insanların şivelerini, geleneklerini, gündelik kaygılarını ve mizah anlayışlarını da ‘anlaşılma’ kaygısı gütmeden, tavizsiz bir şekilde perdeye taşıyor. Dondurmam Gaymak, yerini ve değerini, sinemamızda son dönemde (Hatta geçen haftaki köşemizde de yer verdiğimiz) Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak ve Beş Vakit gibi filmlerle belirginleşen, ‘taşraya geri dönüş’ eğilimi içinde bulacak bir film. İleride bu filmlerin sayısı artıp Türk sinemasında yeni taşra resmi oluşacaksa, Dondurmam Gaymak, yalnızca hikayesini değil yapım mantığını da taşraya taşıması ve film üretmenin politik yanını vurgulamasıyla, bu resmin göze çarpan renklerinden biri olmaya aday.
Hayat, içine -dozunda- katılan pek çok baharat gibi, ’argo’yla da lezzetlenen bir yemektir. Yönetmen Yüksel Aksu ise sinemamızda bu gerçeği çok iyi bilen fırlama aşçılardan biri. Aynı fırlamalığı Entel Köy Efe Köye Karşı filminde de görüyoruz. Dondurmam Gaymak; senaryosunun bizlere anlattıkları, hikayeyi perdeye yansıtan oyuncuların toplu performansları, görüntüleri süsleyen müzikleri ve nihayet yönetmenlik koltuğunda ortaya konulan yüksek maharetle, Türk sinemasının ’Recep İvedik’lerin, ’Kolpacino’ların tozu dumanı arasında nicedir hasret kaldığı türden ’ciddi bir komedi’nin uzun süredir beklenen nadide meyvesi. Oray Eğin kitabın arka kapağında şu cümlelere yer veriyor: “Dondurmam Gaymak, bir anda, hiç böyle konumlanmamasına rağmen, Türkiye’nin kendi öz anti-küreselleşme simgesi oluyor. Bu filme giden herkes, vahşi kapitalizme bir gol atmış olacak.” Bakalım sizlerle aynı fikirde olacak mıyız? İyi seyirler.

FİLMİN KÜNYESİ
Ülke: Türkiye
Yayın yılı: 2006

Yönetmen: Yüksel Aksu
Senaryo: Yüksel Aksu
Görüntü: Eyüp Boz
Kurgu: Sedat Karadeniz
Yapım: Makara Film
Oyuncular: Muğla Halkı, Turan Özdemir
Müzik: Babazula
Ödüller: Halk Jürisi Ödülü (Adana), Jüri Özel Ödülü, Jüri Özel Ödülü (İstanbul)
Festivaller: 12. Gezici Festival

BİR EGE GEYİĞİ DONDURMAM GAYMAK
Sultan Gümüş Kaya
Yazarımız Kim ?

Sultan Gümüş Kaya