2

Slumdog Millionaire


  • Oluşturulma Tarihi : 19.12.2017 05:50
  • Güncelleme Tarihi :

Onlarca kişi çember şeklinde oturmuş genç yarışmacıyı dikkatle izliyor.

Sunucu: Bombay’dan içimizden gelen biri, Jamal Malik hoş geldin. Hazır mısın?

Jamal: Evet, hazırım.

Sahne değişir, karakolda sorgu odasında yüzüne yediği tokatla kendine gelen Jamal, polisin “Bunu nasıl başardın?” sorusuna anlamsızca bakar.

Sahne değişir şıklar çıkar; A) Hile B) Şanslıydı C) Dahiydi D)Alın yazısıydı

TELEVİZYONDA GÖSTERİLEN KENDİLERİDİR

Slumdog Millionaire filmindeki başkarakter Jamal Malik, 18 yaşında filmin adıyla özdeştirirsek “kenar mahalle iti”dir. Jamal okulunu okumamış, bir telefon şirketinde çaycılık yapmaktadır ve onun “Kim Milyoner Olmak İster” yarışmasına katılması bile hayaldir.Jamal’in yaşadığı sıra dışı olaylar ve çocukluk aşkı Latika’yı bulma isteği, onun hayatını değiştirir. Seneler sonra karşılaşan Latika ile Jamal sohbet ederken arkalarındaki televizyonda “Kim Milyoner Olmak İster” yarışması açıktır. Jamal Latika’ya neden herkesin bu programı izlediğini sorduğunda aldığı cevap “Kaçış için bir fırsat değil mi?” olmuştur. Jamal yıllar sonra bulduğu Latika’yı tekrar kaybedince, onu bulmak ve hayatını değiştirmek için bu yarışmaya katılır. Yarışmadaki sorular yaşadıklarına değinen ve anımsadığı sorulardır. Bu yüzden Jamal cevaplanması zor soruları bile cevaplayarak, 20 milyon rupilik büyük ödüle kadar gelir. Son soruya geldiğinde o artık bir kahraman olmuştur. Bütün Hindistan televizyonun başına geçmiş, herkes Jamal’in son soruyu doğru bilip hayatını değiştireceğini görmek istiyordur. Çünkü aslında televizyonda gösterilen kendileridir, hayatlarını değiştirmek için tek umutlarıdır. Jamal’a son soru sorulur, soruyu doğru yanıtlayan Jamal Malik büyük ödülü kazanır. Filmin son sahnesinde doğru şık çıkar; D) Alınyazısıydı.

PEKİ, BU MÜMKÜN MÜYDÜ?

İstatistiklere bakıldığında Jamal’in büyük ödülü kazanması, tıpkı filmde olduğu gibi, gerçekte de binlerce kişiyi heyecanlandırmış ve umutlandırmış görünüyor. Hintli işçiler, hiçbir zaman mülk sahibi olamayanlar, yaşamak için hayatları boyunca çalışmak zorunda bırakılan milyonlarca insan bu filmle umutlandırılmıştı. Peki, böyle bir şeyin olması mümkün müydü? Yoksul biri, bir anda, hayatında ulaşamayacağı kadar zenginliğe ulaşabilir miydi? Filmi izleyen herkes “Belki benimde hayatım bir anda değişebilir” diyordu. Ama sonuçta bu bir filmdi ve ne kadar gerçek olabilirdi?1 milyardan fazla insanın olduğu, din çatışmalarıyla halkların senelerce birbirine saldırtıldığı Hindistan’da insanlar milyoner olabilme umuduyla dolmuştu. Bu umut öyle bir şeydi ki, hayatı boyunca aylık 150 dolara çalışmak zorunda bırakılan işçiler, Jamal gibi olabilmenin umuduyla, hayatları boyunca 150 dolara çalışmaya devam edeceklerdi. Ne de olsa umut yoksulun ekmeğiydi, değil mi? Güzel günlerin hayallerini kurmak, yarın aç kalıp kalmayacağını, elektriğinin, suyunun faturanın derdini taşımadığın günleri hayal etmekten ve bunu “umut etmek” ten başka, elden ne gelir ki? İşte asıl gerçek olan buydu.

EŞİ, BENZERİ OLMAYAN BİR YOKSULLUK

Mihail Bakunin Hindistan hakkında “Doğa insanoğluna öyle şaşırtıcı sabır vermiştir ki, insanın ne zaman yeter diyeceğini anca şeytan bilir. Eşi benzeri olmayan bir yoksulluğa mahkum olsa da, açlıktan ve sefaletten azar azar ölüyor olsa da kahredici bir duyarsızlık vakalarından ödün vermez, itaat etmekten vazgeçmez. Bilhassa Doğu Hindistan ve Almanya’da hayli belirgin bir özelliktir bu” der ve ekler, “Ama öyle bir duygu vardır ki insanı çileden çıkartıp isyan ettirebilir. İşte bu umutsuzluktur.” Bakunin bunları yazdığından ne Slumdog Millionaire filmi çekilmişti, ne de insanlar yarışmalarda milyoner oluyordu. Tarih boyunca efendilerin zulmü arttıkça, insanlarda umutsuzluk baş göstermeye başladıkça, halk ayaklanmaları ortaya çıkmıştır. Bunun önlemini almaya çalışan patronlarsa artık insanlara umut dağıtmaya başlamışlar gibi görünüyor. Ayrıca sonlara doğru birkaç cümle daha kurmak gerekirse yönetmen, Mumbai’de gecekondu semtlerini ortadan kaldırıp yerine dev binalar diken kapitalizmin getirdiği hızlı değişime atıfta bulunmak da istiyor. Kokteyl babında tabii, değişik tatlar. Ama Bombay şehrinin değişimine vurgu yapan sahnelerin verdiği duygusallık da doğrusu had safhadaydı. Film bu sahneleriyle adeta dünya durmuyor koşuyor, hatıralar, çocukluğa ait o güzel duygular, saflık ve masumiyet o kirli paralarla dikilen dev binaların altında ezilip yok oluyor diyordu. Ama işin garibi çocukluk daha beter geçmişti. Yönetmenimize, unutulmuşluğa terk edilmeye çalışılan bu fakir insanları tüm dünyaya hatırlattığı için teşekkür etmek gerekiyor ve son olarak; filmin asıl cevabını aradığı soru aslında yönetmen Danny Boyle için de geçerli. Ona Oscarları kazandıran neydi? Kader mi, şans mı yoksa deha mı? Biz de filmin finalinde söylendiği gibi kader mi demeliyiz acaba? İyi seyirler.

Slumdog Millionaire
Sultan Gümüş Kaya
Yazarımız Kim ?

Sultan Gümüş Kaya