Teğmen Çelebi borcun kime?


  • Oluşturulma Tarihi : 11.08.2022 08:59
  • Güncelleme Tarihi :
Teğmen Çelebi borcun kime?

2013 yılının nisan ayıydı.

O zamanlar Atatürkçü Düşünce Derneği Bornova Şubesi gençlik kolları başkanıyım.

Gecenin bir vakti otobüslere doluştuk ve Silivri’ye doğru yola çıktık.

Bizim gibi ülkenin dört bir tarafından vatanseverler ve Atatürkçüler Silivri’ye akın etti.

FETÖ kumpasıyla Ergenokon- Balyoz adı altında Kemalist subaylar içerideydi.

Tarihinde ilk kez Türk ordusu tek bir kurşun atmadan tasfiye ediliyor ve herkes bunu seyrediyordu.

Hapse atılan Kemalist subayların yerine ABD projesi olan FETÖ’nün askerleri getiriliyordu.

Ülke uçurumun eşiğine gelmişti.

Birileri Fethullah Gülen’e övgüler dizerken, ‘bağırsaklarımızı temizliyoruz’ derken Atatürkçüler tuzağı çoktan görmüş, direniş ve farkındalık oluşturmaya çalışıyordu.

20’li yaşının başında olan ben ve arkadaşlarım İzmir’in sıcak havasına aldanmış, gençliğinde verdiği enerjiyle kısa tişörtlerle Silivri’ye varmıştık.

Sabahın erken saatlerinde Silivri’ye indiğimizde bizi ilk bıçak gibi içine işleyen soğuk karşılamıştı.

Soğuğa alıştığımızda ise durmadan çığ gibi büyüyen bir insan seliyle karşılaştık.

Elinde Türk bayraklarıyla 7’den 70’e insanlar oradaydı.

Biz sıcak çayla biraz ısındıktan sonra Silivri zindanlarına doğru hareket ettik.

Hükümet binlerce asker ve polisi Silivri önüne yığmış barikatlar kurmuştu.

Derken yurtseverler barikatlara doğru harekete geçti.

FETÖ’nün kurduğu güç duvarının yıkılmaz olmadığını göstermek için barikatların yıkılması gerekiyordu.

Barikatlara yaklaşanlar ise yoğun bir gaz bonbardımanına tutuluyor, ara sıra tazikli su sıkılıyordu.

Silivri’ye 1 gün önceden yağmur yağdığı için yerler çamur deryasına dönmüştü.

Hareket kısıtlanıyordu.

Biz de arkadaşlarımızla barikatlara doğru biber gazları eşliğinde harekete geçtik.

Atılan biber gazlarının bazılarını, gazını yaymadan çamurun içine gömerek ilerliyorduk.

Tam o esnada bir biber gazı kapsülü baş parmağıma isabet etti.

O an için parmağımın kırıldığını düşündüm. Arkadaşlarımda biber gazından etkilenmişti.

‘Geriye dönelim’ dedik ve dönmeye başladık.

Dönerken 65-70 yaşlarında bir teyzeyle karşılaştık.

Ayakları çamur toplamış ve barikatlara gitmek için bu çamurlu tepeye doğru zorluyordu.

Bir taraftan da biber gazının etkisiyle durmadan öksürüyordu.

Onun yanına yaklaştık ve ‘teyze kötü görünüyorsun istersen seni geri götürelim’ dedik.

‘Yok önemli değil astımın var biraz ondan zorlandım’ dedi.

O an hepimiz birbirimize baktık.

‘Bak astımın varmış senin için tehlikeli gel geri dön’ dedik.

Teyze; ‘geri dönersek Atatürk’e ihanet ederiz. Fethullah diye bir adama bu ülkeyi teslim ederiz’ dedi ve tepeyi tırmanmayı sürdürdü.

Yine hepimiz göz göze geldik ama bu kez konuşmadan utancımızın da verdiği kararlılıkla tekrardan o barikatların olduğu tepeye çıkmaya koyulduk.

Neticesinde o gün vatansever ve Atatürkçüler o barikatları yıktı.

İlk kez FETÖ’ye sen istediğin her şeyi yapamazsın, gücünün sınırı var denildi.

Korku eşiği kırıldı.

O günden sonra da FETÖ hep geriye doğru gitti.

O gün Silivri önünde o astım hastası teyzenin ve yurttaşların savunduğu kişilerden birisi de Teğmen Mehmet Ali Çelebi’ydi.

Bugün bakıyoruz Çelebi’ye AK Parti ile görüşme halinde.

‘FETÖ konusunda Cumhur daha tutarlı’ diye açıklama yapıyor.

Mahkemede verdiğin ‘Nutuk savunmanla’ ne kadar halkın kalbine girdinse son açıklamalarınla o kadar kalplerde yara bıraktın.

Bakıyoruz kendini savunmaya devam ediyorsun.

Kimse sana CHP’yi eleştirdin diye sitem etmiyor.

Atatürkçüler bunların farkında değil mi sanıyorsun.

Asıl sorun sen o astım hastası teyzenin ölüm pahasına orada neden olduğunu anlamamışsın.

Senin hesabın CHP’ye değil Teğmen Çelebi senin borcun o teyzeye.

Sen işte o teyzeye ihanet ettin Teğmen Çelebi…

Teğmen Çelebi borcun kime?
Taner Uyanıker
Yazarımız Kim ?

Taner Uyanıker