Sayfa Yükleniyor...
Ümit Yaşar Işıkhan
Torosların tepesinde.. Antalyadan 4 saatlik yol ve tırmanıştan sonra ulaştığım İbradinin kartal yuvasında, yumuşacık bir yeşilliğin koynuna uzanırken soluduğum çam havası içinde; İbradı da yaşayan güzel insanların kendilerine mahsus o sade ve temiz yüreğin sevgi kokusu yayılıyordu. Bu güzel coğrafyanın, dağların, çamların, Karacoğlanın ayak izlerini ve yürek direnişlerini taşıyan ve saklayan İbradı halkının, Mardin ile tarihsel gönül bağı olacağını asla düşünemezdim.
Sevgili Gülsen Zenginin öncülüğünde; girişim ve çabaları sonucunda gerçekleştirilen ARTOROS Uluslararası Kültür Sanat Festivali ve çalıştayının konuğu olarak bulunduğum ve akşamları katılımcı 140 sanatçının da desteğiyle yapılan şenliklerin sahne sunumunu ben ve şair, fotoğraf sanatçısı Neslihan Yazıcılar ile yaptığım, doğaçlama akışın içinde Karacoğlan memleketinde, Karacoğlanın dolaştığı, aşık olduğu, ayrıldığı, sazı ile dağdan dağa geçerken iz bıraktığı bu coğrafyada, Karacoğlanın torunlarına, akrabalarına yani İbradı halkına o gönül ozanının şiirlerinden okurken, rastgele çevirdiğim sayfada ..
Mecliste içerler demi kanyadan / Güzel sever murat alır dünyadan / Kayseriden, Karamandan Konyadan / Acep gezsem mavi donlum var mola
Mardinden de Karacoğlan Mardinden / Çeken bilir ayrılığın derdinden / Koçhisardan Hasan Dağın ardından / Acep gezsem mavi donlum var mola..
Şok Durdum Sustum Torosların tepesinde denizden 1400 metre yükseklikte, Dağların arasında gezen, aşkını dile getiren, bütün gördüğü güzel kızlara aşık olan, aşkından dere tepe gezerek deli divane dolaşan, çapkın oğlan.. Karacoğlanın Mardinde işi ne? Hem de aşık olduğu mavi donlu sevgilisini veya benzerini arayan koca halk ozanının sevgilisinin peşinde memleketime kadar gelmiş olmasına, mavi donlu sevgilisini aramak için yine denizden 1400 metre yükseklikte bulunan Mardine kadar gelmesine hem sevindim hem şaşırdım.. Mardin, Diyarbakır yolunda bulunan Karacdağ, adını bizim aşık halk ozanımızdan mı alıyor, acaba!
Bu da bir şey mi!
Ertesi gün İbradı halkının en güzel portresini yüzünde taşıyan, bilgeliğini kuşanan, emekli öğretmen, Hasan Halis Yörür hocamızla Yörük Ali Konağında , o müthiş mekanda; etnografya müzesinde söyleşiyoruz.. İbradı; Osmanlıya 11 Şeyhulislam vermiş bir memleket.. İpek yolu, kral yolu, Kudüs yolu hep buralardan geçmiş.. İç Anadoluyu Akdenize bağlayan en kestirme yol buradan geçiyor.. Eynif ovasında hala yılkı atları dolaşıyor.. Doğa harikası, Suyu İçilebilir, dünyanın en büyük 2. Yeraltı mağarası, Altınbeşik burada.. Sedir ve Ardıç ağaçlarıyla ünlü bir bölge.. Anadolu Selçuklu sultanı Alaeddin Keykubatın yaz-kış gelip dinlendiği yaşadığı yer.. Romalılardan bile izler taşıyan binlerce yıldır korunmuş mezarlığı var.. Faşistler tarafından şehit edilen ,rahmetli hocamız, Muammer Aksoy, Halk bilimcisi Pertev Naili Boratav, Safa Giray, Ali Bozer, Sadi Irmak gibi Türk siyasi tarihine birçok ünlü isimler yetiştirmiş.. İlk kadın şairimiz Fitnat hanımın memleketi, çevresi 17 metre, 1000 yıllık, korumaya alınmış kestane ağaçları, özellikle, Osmanlılar döneminde çalıştığı konağın sahibini öldürdüğü için asılan Arap asıllı kadının asıldığı ağaç Arap astık ağacı adıyla korumaya alınmış olması da doğru-yanlış tartışılabilen bir tarihin tanığı olarak kent merkezinde izleyicilerine kadim bir tarihin görgü tanığı olarak gölgesini sunuyor. Ve galiba en ilginci Düğmeli Evler denilen ama halk arasında gerçek adı Peştivan Evler in mimari özelliklerini hala korumuş olmalarıyla folklorik-kültürel bir boyut olarak günümüz iğrenç beton mimarisine karşı onurluca kendi işlevsel estetiğini korumakta ve yaşatmaktadır.
İbradının, Ormananın ve Ürünlü yerleşim alanlarında yaşayan halkın yerli yabancı sanatçıyı kucaklaması, evlerinde misafir etmesi, kaynaşması, dertleşmesi halkımızın bir özelliği olarak bütün konuk sanatçıları mutlu ettiğini, yıllarca sürecek bir dostluğa zemin hazırladığını da söylemeliyim..
Hasan Halis Yörür hocam İbradının tarihini ve halkını anlatmaya devam ediyor.. Durup yüzüme baktı..
Öküzüm alabacak / Devlet asker alacak / Devlet asker alınca / Kızlar kime kalacak /
Kale kaleye bakar / Mardin Musula bakar / Şu Mardinin kızları / Kibritsiz çıra yakar../
Söyle bakalım bu türkü hangi yöreye ait ?..Eh, elbette Mardinin.. Şu Mardinin kızları / Kibritsiz çıra yakar Mardine ait bir türküden dizeler olduğunu biliyorum, veya tahmin ediyorum..
Yoo yanıldın diyor Hasan hocam Bu türkü sizin değil, bizim İbradının asker türküsü ..
Allah Allah.. Nerden nereye.. Mardin İbradı.. İkisi de dağın başında.. İkisi de farklı medeniyetlere tanıklık yapmış, ev sahipliği yapmış.. Ve Karacoğlanda, İbradı türkülerinde kucaklaşmış ve ortak kültürlerini günümüze kadar taşımış.. Torosların tepesinde Mardine kardeş duyarlılıklar gördüm ya, artık hiçbir şeye şaşırmam..
İşte sanatın gücü.. İşte kültürün ulusal ve evrensel gücü.. ARTOROS Uluslararası Kültür Sanat Festivali ve çalıştayına katılan 140 sanatçı ayrılırken bu bölgeden; İbradıdan, Ormanadan ve Ürünlüden bir çok anıyı ve dostluğu kendi ülkelerine, kendi eserlerine taşıdılar. Yerli yabancı her sanatçı bu coğrafyadan tatlar ve renkler ve anılar taşıyarak ,çoğaltarak dağıldılar..
Bu organizasyonun ana fikrini, sorumluluğunu, telaşını, yükünü taşıyan ressam Gülsen Zengini, organizasyonda yer alan bütün sanatçıları, Atıf Zengin dostumu, şair ,fotoğraf sanatçısı Neslihan Yazıcılar ve elbette ev sahibi İbradı Belediye Başkanı Serkan Küçükkuru, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, İbradı türkülerini bizimle paylaşan, turizm elçisi Sami Demircioğlu, Yerel folklorik motifleri, Torosları titreten, enstrümanları, kaşıkları ve Karacoğlandan beri söylenen ezgileriyle ruhumuzu özüne götüren Gülay Diriyi, Japonyadan Takashi piyanist ve keman sanatçısı kardeşleri, Dansları ve romantizmin hafif müziğiyle nostaljik perdelere saran Sevil ve Sibel Esen kardeşleri, duruşu ve nitelikli programlarıyla halkın yüreğinde taht kurmuş olan ,hoş ve samimi söyleşisi ile Tayfun Talipoğlunu ,Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği Azerbaycan temsilcisi Nevai Metin Memmedoğlu ve İlgar Akbarovu,Yurt dışından katılanları temsilen Balkan Aydınları ve Yazarları Birliği Başkanı Osman Baymakı , yerel yemeklerin ustası, Meclis üyesi Gülsüm hanımı, sevdamızın gül yüzü, kardeşim ,yoldaşım doktor Şerahil Laçini, Muhtar Art Merkezi sahibi sayın Ahmet Muhtar Kızıltanı ,emeği geçen herkesi ve katılımcı bütün sanatçı arkadaşlarımı kutluyorum.
İbradı halkının, Torosların ve o güzel coğrafyanın dünyaya tanıtılmasında katkısı olan bu tür etkinlikler; değişen turizm algısında çok önemli bir yer edinmektedir. Deniz, kum, güneş devri bitti.. Artık yerli ve yabancı turistler için Kültür turizmi devri başladı. Dilerim yerel yöneticilerimiz geç de olsa bu değişimin farkına varır ve bu konuda çaba harcayan sanatçılara ,havarilere daha ciddi desteklerini sürdürürler..