2

 İZMİR TÜYAP 20 YAŞINDA


  • Oluşturulma Tarihi : 21.04.2015 06:49
  • Güncelleme Tarihi :

20 yıl önce…

Doğan çocuklar, şimdi 20 yaşında… Asker veya üniversite öğrencisi…

Bu süre içinde milyonlarca insan geçti bu kitap dünyasından... Yüzlerce şair ve yazar, okuyucular ve tanıklar hayatın serin sularından rüzgar içip gittiler.

Dile kolay çeyrek asra yaklaşılan bu sürecin panoramasında yetişen, dokunan, seven, tanışan ve anılar biriktiren kalabalıklar veya bu kentin ruhunu oluşturan sevgi haresinin beslendiği ırmakların konukları hızla yaşlanıyordu.

Veya bizim çocukluğumuz…

Gevrek; kavrulmuş susamların çekici kokusu ile boyozun odun ateşinde kavruk, kahverengi yumurtaların, kapının önünde satılan gazoz ve çiğdemle karışık heyecanların çoğaldığı ve paylaşıldığı günler... Baloncuların ve pamuk şekerlerin palmiyeler altında zabıtaları kolladığı, mahşeri kalabalıkların çocuk sevinciyle çoğalan rengarenk kitapların içinden fırlayan kahramanlarla saklambaç oynadığı günler…

Ne çabuk geçti bahar… Biz ne çabuk büyüdük… Biz ne kadar yaşlandık kendi tarihimizde…

Gözleri buğulu yazar ve şair amcaların ellerine ve gözlerine dokunmanın heyecanını, onlarla tanışmanın ve bizlere imzaladıkları küçük dünyaların yolunda bizleri kucaklayan ölümsüz kahramanların renklerinde bizim de uçmamız… Unutulmaz rollerde kendimizi bulmamız ve büyükler gibi hayallere dalmamız…

Dünkü çocuklar, büyüdü…

O dönemin ağabeyleri, amcaları şair ve yazarlar gittiler… Beyaz kanatlarını kitap sayfalarında bırakarak ayrıldılar aramızdan… O günlerin çocukları olan bizler artık onların yerinde oturarak, saçlarını okşuyoruz kumruların. Sesimizi dizelere hapsedip rengarenk kutuların içinde çocuklarla, gençlerle paylaşıyoruz… Bizim yıllar önce, 20 yıl önce yaptığımızı onlar yapacak… Geleceğin şairleri yetişecek bu cıvıltılar arasından… Yazarlar ve bilgeler geçecek bu okyanusun içinden. Çiçeğe duracak küçük ellerinde büyüyen çizgiler... Ve bizim boşaltacağımız salonlarda onlar oturacaklar, tıpkı şimdi olduğu gibi bizleri de onlar anlatacaklar…

Yazarlar anılarıyla gittiler… Yaşayanlar 20 yıllık anılar denizinde kulaç atarak o güzel tanışmaları anlatacaklar… Şimdiki okuyucularımız; çocuklar ve gençler 20 yıl sonra aynı çerçevede oturup yeni bir fotoğrafın renklerini ve yüreğini oluşturacaklar…

20 yıl..İnsan yaşamında çok önemli bir dize.Ama toplumsal yaşam ve değişim  için çok kısa..

Adam, tezgahtaki kitapları tek tek süzdü. Yüzünde beliren ifadeden hangi kitabı daha çok sevdiğini anlıyordum. Gözleri kitapların arasında dolaşırken, yüzlerce öykünün içinden kaçan kahramanların acılarını, sevinçlerini ve umutlarını yüklenmiş gibi kanatlarını, gözlerindeki ışığı, ellerindeki sıcaklığı, uzun bir şiirin dizesinde unutuyordu.

“Yaşam çok kısa… Bu nedenle hayatına katmak istediğini iyi seçmek gerekir... Okuyan insan daha seçici olur… Daha  sağlıkla kararlar verir. Bu nedenle  seçtiğin kitap, okumak üzere zaman ayırdığın  kitap çok önemli…

Bu kısa yaşama en nitelikli ve güzel yapıtları sığdırmak gerekir.Ölmeden önce mutlaka okuman gereken yapıtları  iyi seçmek gerekir.. Ivır zıvır kitaplarla  doldurmayacaksın.. Zamanını  en iyi kitapları okuyarak anlamlandıracaksın..

Okumak, daha iyi bir seçici olmak demektir. Bu nedenle fuarları, kitap fuarlarını çok önemsiyorum… Önce geziyorum. Bütün stantları. Ne var ne yok. Hangi yazar. Hangi şair. Ne üretmiş yeni ne yazmış incelerim… Ve son turda beynimin ve ruhumun bayramına katacağım yapıtları alırım… Ömrümün sayılı olan bu günlerinde en kaliteli yapıtları; romanları ve şiirleri sığdırmaya çalışırım. Zaman önemli. Bu nedenle Tüyap kitap fuarını önemsiyorum. Bana binlerce seçenek sunuyor. Aradığım ve okumak istediğim kitapları ancak burada bulabiliyorum… Yazarıyla, şairiyle burada göz göze gelip  sözleşmiş gibi aynı karede anılar geliştirip,söyleşilerimizi de ekliyorum..”

Adam, binlerce kitabın renklerini kendi ruhuna taşımış çocuk ellerini kitaplara dokundurarak geçti.

Kapının önünde  devrimci hareketin genç havarileri vardı..Kitap okumaktan çok  duygu ve düşüncelerini taşıyan bayraklarla  kitap fuarının  önünde baharı müjdeliyordu..İçerde ise,binlerce genç,teknolojinin sanal dünyasından tanıdıkları  arabesk hayatın kuyruklarına koşuyordu..

Hayat bütün çelişkileriyle kitapların içine sığınırken, el ele tutuşmuş ana okulu çocukları geçtiler resmi geçidin koridorlarına... Sözleşmiş gibi rengarenk kitaplara dokundukça kanatlarını kuşlara veren çocukların peşinden koşturdu kahramanlar. Uçan halılar vardı, zamanı taşıyan. Umutları yelkenlilere bırakıp dağıldılar kitapların içine. Dışarıda bulut,bahçede çiçekler,içerde çocuklar  dokundukları kitaplardan fırlayan kuşlarla  saklambaç oynayarak geçtiler.. Ve birden büyüdü zamanın sayfaları… Çocuklar kocaman yürekleriyle koridorda birbirleriyle selamlaşarak kitap oldular. Çoğaldılar… İmbata karışıp körfezde gün batımı, hayata renk oldular…

Tüyap 20. Yaşında.

Dünkü çocuklar hayata kök salarken dallarında çiçek, kuşlara kanat verdiler. Büyükler çocuk kaldı… Ve sustu zaman, kendi kendine.

 İZMİR TÜYAP 20 YAŞINDA
Ümit Yaşar Işıkhan
Yazarımız Kim ?

Ümit Yaşar Işıkhan