Sayfa Yükleniyor...
Kapının önünde mahşeri kalabalık.
Binlerce kitabın kendini sergilediği stantların ışıkları altında usta ellerle tasarlanmış rengarenk kapaklar kıskanç bakışlarla okurlarına ulaşmanın heyecanıyla onlara dokunacak küçücük elleri, ışıl ışıl gözleri beklemektedir
Çocuklar da öyle
Uzaktan gördükleri büyülü kapakların çekiciliği karşısında yarışırcasına koşturmaları hepimizi heyecanlandırırken, rehber öğretmenlerin telaşlı çığlıkları, öğrencileri denetimli yürüyüş koluna çevirirken susuyoruz Neden bu kadar disiplin! Çocuklar hiç değilse kitaplarla buluştuğunda daha özgür olamaz mı? Veya kitaba uzanırken, özgürce seçme, dokunma ve isterlerse alma hakkı verilemez mi? Kim karışıyor ve kim belirliyor dokunulacak, okunulacak ve alınacak kitabı
İzmirdeki kolejlerden, Manisa, Turgutlu, Balıkesir ve Ayvalıktan otobüslerle gelen öğrencileri kim koordine ediyor? Söyleşilere, alınacak kitap stantlarına yönlendiren ve karşı olduğumuz sürü mantığını daha şimdiden çocuklara uygulayan kim?
Oysa TÜYAP, bütün çocukların özgürce gezebileceği, salt kolejler değil bu kentin varoşlarından bile gelmek isteyen çocukların gezebileceği,kitaplara dokunabileceği ve isterse binlerce kitap seçeneği arasında özgürce seçimini yapabileceği alan olmalı..İşte bu aşamada öğretmene düşen görev;ders sırasında öğrencisine okuduğu,önerdiği ve kitap seçimindeki kriterleri anlatması, öğretmesi Kişilik oluşumunda bu seçiciliğin bile ne kadar çok önemli olduğunu önce öğretmenlerin bilmesi gerekmez mi?
Öğretmen okuyor mu acaba? Ya veliler Okulda ve evde hiç kimsenin kitap okumadığı, okuduğu kitabı değerlendirmediği ve model alınan büyüklerin; öncelikle öğretmen ve anne babaların dizilerden ve internet uçurumundan başını kaldırmadan uyuduğu bir zaman diliminde çocuklardan fazla bir şey istemeğe hakkımız da olmadığını biliyorum Şimdiki öğretmenlerden; kitabın suç sayıldığı 12 Eylül artığı o baskı döneminin veya kitabın suç sayıldığı dönemin ürünü olarak fazla bir şey beklemek haksızlık olur mu? Nüfus orantısı ile dünyanın en az kitap okuyan ülkesi olarak malzeme buysa ne yapmalı?
Otobüste, metroda, trende kaç kişinin elinde kitap görüyoruz. Sahilde banklara oturup ufuklara bakan insanların kaçının elinde kitap görüyoruz. Veya kitap okuyanların okudukları kitapları hiç incelediniz mi!?
Ufuklara bakmaktan vazgeçtim. Tüyap kitap fuarının içinde yoğun imzalara ayrılmış geniş salonun içinde binlerce genç Lise öğrencisi yerlere oturmuş, yazara kitabını imzalatması için sıra bekliyor Çağrı radyo sahibi ve yönetmeni sevgili dostum Ulvi Tanrıverdi ile yerlerde sürünen gençlerin beklediği yazarı merak ediyoruz... Kim lan bu! Bu kadar hayranı ve okuyucuları olan yazar kim ya!
Muzaffer İzgü değil. Aziz Nesin rahmetli gitti. İlhan Selçuk da gitti..Tüyap ödülünün verildiği Berfe de değil. Sezen Aksu da değil. Murathan Mungan da olmadığına göre kim!
Çaktırmadan gençlerin arasına karışıp ellerindeki kitaplara bakıyoruz Gençliğin internet fenomeni Sevgilisinden ayrılmanın yangını ile kasıp kavurmuş ortalığı Her yerde ve her şey de yaşadıklarını bütün ayrıntıları ile anlatan, kışkırtıcı erotik anıları ile binlerce gencin ruhunda ve cinselliğinde yaşamaya başlayan genç yazar,yılın en çok satan kitabı ile karşımızdaydı... Pucca Japon çizgi filminin başkarakteri, pek sevimli çocuk kahramanın adı Masum çocuk Ötelenmiş bir sayfada sürekli güvenli kollar arayan genç bir kızın yaşadıklarını yazan Selen Işık... Hem de İzmirli 2014 yılında en çok satan kitapların yazarı Öbür salonda Büşra Küçük Kötü Çocuk kitap serisiyle 35 milyon sattığı söyleniyor Yani, bir efsane Yüzyılın, internetin yeni fenomeni, gençliğin yıldızı
İnanılır gibi değil 40 yıldır yazar olarak bu sahnedeyim ve ben bunları bilmiyorum. Duymadım ve tanımıyorum Bütün ülkede kasırga gibi dolaşan bu iki genç yazarı tanımamanın ezikliğiyle,cahilliğime de kızarak ülkeme,küçücük standıma geri dönüyorum..
Bir yerde bir yanlışlık var
Devrimci yurtsever, idealist şair ve yazarların vatan millet Sakarya nağmeleriyle avundukları hayatın gerçekleri hızla değişmiş, trendler değişmiş, algılar ve anlayışlar değişmiş ama biz dinazor takımının bütün bunlardan haberi yok Biz hala, yeter ki okunsun; yüreğimiz, duygu ve düşüncelerimiz paylaşılsın diye paylaşımın ve aydınlanmanın havarilerini rehber alıp koşturduğumuz bu kısa maratonunda saha dışına çıkmışız da haberimiz yok...
Bütün standı dolduran 20-30 kitap satsa ne olur..O kadar okuyucun olsa ne olur..İlerici olmak pek işe yaramamış..Bu alanda ileriyi görüp ona göre yapıt üretememenin, zamana ve teknolojiye yenilmenin veya popülist kültürün zavallı kalabalığına sığmayıp bir kenarda, inatla aşka, sevdaya yol almışız..
Yaşlı adam karşımda duruyordu. Tezgahtaki bütün kitapları gözleriyle evirip çevirip okuyorken durup bana baktı. Zaman yok Hayat çok kısa dostum Hayatın bize bağışladığı bu ömrümüzü mümkün olduğu kadar güzel yapıtlarla anlamlandıralım Ivır zıvır gereksiz kitaplarla dolduracak kadar zengin değiliz, zamanımız da yok Ölmeden önce mutlaka en güzel en anlamlı yapıtlarla tanışalım ve mutlaka okuma şansını yakalayalım
İşte Tüyap
Binlerce seçenek arasında bize nitelikli yapıtları görmek ve okuyabilmek fırsatını verdiği için anlamlıdır Ve bu aşamada emeği geçen herkese teşekkürler..
Yüzbinlerce satan kitabım yoksa da, milyonları kucaklayan yüreğimle ve aşklarımla, hayallerimle ve umudumla aydınlığa koşan bu karışık dünyanın en küçük yapıtıyla bir rengi olmak bile onurdur