2

VAKIFLAR VE SANAT KATİLLERİ..


  • Oluşturulma Tarihi : 31.05.2014 06:31
  • Güncelleme Tarihi :

Uğultu içinde geçen zamanın hemen ertesinde parasız ve hayata aşık birkaç genç Ümit Yaşar Işıkhan, Ramazan Kayrak, Hamdi Gedik, Alişan Özdemir, Nurettin Demir, Murat ve Mustafa Özturanlı, Hamdi Gökovalı, Yaşar Aksoy, Mehmet Erel, Vecdi Altay, Zafer Gazi Tunalı, Hüseyin Çorlu, kağıtçılar, kalıpçılar, gazete bayileri, emniyetin bütün birimleri, sevgililerimiz ve takıldığımız birahanenin yakışıklı barmeni Mustafa ve Muharrem olmak üzere herkes Temmuz’un son sayısını dört gözle bekliyordu.

Bir araya geldiğimizde mutluyduk.

Ben, Ramazan, Alişan, Murat Mustafa, Yaşar abi ve Hamdiler yeni ürünlerimiz yayınlandığı için, matbaacı, ciltçi böyle bir yayını-mevkuteyi bastığı, Nurettin Demir inandığı bu insanlarla birlikte olduğu için, Vecdi yeni projelerini buraya aktardığı için, emniyet, 12 eylül sonrasında edebiyat dergilerine sığınan devrimcileri daha rahat takip ettiği için mutluydu..

Ve biz vatan kurtarıyorduk..

Kurtarıyorduk da..

İzmir’ de hiçbir festival yokken, sanat organizasyonları daha doğmadan, kilit vuruluyorken, biz çılgın ve tehlikeli çocuklar İzmir’in kaderiyle oynuyorduk.

Uluslararası şair ve yazarlar birliğini kuruyoruz.. İzmir sinema festivalini başlatıyoruz. İzmir müzik festivali ve şenliklerle sahada, alanlarda ve stadyumlarda; devrimci ruhumuzu dinlendirip, çoğaltmaya, paylaşmaya ve yaşadığımız, bu kente anlam katıp uluslararası arena da adından söz ettirmeye çalışıyoruz..

Biz deliydik.. Parasız pulsuz ,İzmir’ de ilk sinema festivalini başlatıyoruz.. Konak Meydanı’nda yeni yapılmış SSK bloklarının en ucunda kale surları gibi yükselen ve gerçekten de ses düzeni ve rahat koltuklarıyla bölgenin en güzel sineması olan Çınar Sineması yetkilileriyle görüşüp “İzmir Sinema Festivali” için karara varıyoruz…Ve bu güzel girişimin en güzel kanıtı olarak o hafta vizyona giren ROCKY-4 filminin reklamını arka kapağa 4 renk ilan veriyorlar.. Maliyetin yarısı çıktı… Harika… Dergi bayilerde.. İzmir’in en soylu, en nitelikli ve renkli dergisi kapışılıyor…Tabi, yalnızca eleştirmeyi bilen hiçbir taşın altına elini koymayan ruhu ve ideolojisi iflas etmiş bazı marjinal solcular, sanki biz sağcıymışız gibi, sanki biz sermaye sınıfının sesi soluğuymuşuz gibi taarruza geçtiler…

Vay! Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler’in boksörünü, Amerikalı boksör nasıl dövermiş.. Siz bu filmin reklamını niye yayınlıyorsunuz. Vay! Siz devrime ihanet ediyorsunuz…Vay da,vay..

Başka sayıda, uluslararası birliği kuruyoruz… Öbür sayıda “İzmir Müzik Festivali”nin programını ve olası organizasyon şemasını yayınlıyoruz.. Biz devrimciyiz… Toplumcu gerçekçi bir anlayışla sanatın hayata müdahil olmasını ve sanat yolu ile halkın aydınlatılmasını,12 Eylül travmasını bu şekilde atlatabiliriz düşüncesinde buluşmuşuz.

Birkaç idealist sanatçıyız.. Derin bir el, sinsice girişimlerimizi engelledi.. Derinden birileri devrimci bir ruhla başlattığımız bu dayanışmanın kurulmaması ve tasarladığımız, duyurduğumuz festivallerin engellenmesi için düğmeye bastı…

Gizli bir el bütün reklam gelirlerimizi yok etti.

Sonra hemen apar topar küçük burjuva kurmayları veya sisteme sırtını dayamış , ordan nemalanan ve asla aralarında bir sanatçının olmadığı bir komite oluşturup kültür sanat vakıfları kurmaya, İzmir’in; unuttukları veya unutturmaya çalıştıkları sanat ruhunu dizginlemeye başladılar.. Başta yerel yönetimler olmak üzere, sermayenin de başat oynadığı organizasyonlarla elit bir tabaka oluşturup İzmir’in sanat ruhuna el attılar..

Süreç içinde, bizim ucuz şarap içen ama samimi ve yüreklice sahneye çıkan devrimci şair ve yazarlarımız dağıldı. Derginin ayakta kalabilme koşulları sıfırlandı. Lojistik destek aldığımız jinekolog dostumuz da haklı olarak bizden bıktı. Matbaa sahibi Mehmet abimiz de icralarla boğuşmaya başladı. Sonra, hepimiz dağıldık..

İzmir tarihinin en nitelikli sanat dergisi Temmuz’un edebiyat yarışmalarıyla ilgili, özgün ve hiçbir kurum tarafından yapılmamış olan yarışma koşulları sonucunda gençleri ödüllendirdi. Savaşan dünyada bütün dillerde barış talepleri ile gerçek kan dökülerek oluşturulan “Savaşa Hayır” sayfasını tek tek yakarak edebiyat tarihinde bir ilki başardı. İzmir’de müzik ve film festivallerini gündeme getirip örnek çalışmalar, konserler ve film gösterileri yaptı. Yüzlerce genç şair ve yazarın ürünlerine yer vererek sanat baronlarına karşı emeği, sosyalizmi ve genç kuşağı savundu. Her sayıda bir özel dosya oluşturup renkli poster dağıttı.. Kardeş dergilerle ulusal söyleşi-imza-dinleti programları yaptı. Her aboneye ücretsiz kitap dağıttı. Yurtdışında 40 temsilcilik oluşturdu, uluslararası gençlik örgütlenmesini, İzmir Fuarı’nın uluslararası kültür sanat fuarına dönüşmesi için imza kampanyası başlattı.. Özet olarak devrimci bir ruhla hayata müdahil olmaya çalışıldı..

Sonuç; dergi borç içinde, hacizle kapandı. Hiçbir yerel yönetimden destek alamadık..

Sonuç; sermaye baronları İzmir’in kültür sanat nabzını ellerinde tutmak için vakıflar kurup, yalnızca elit bir tabakanın katılabileceği, izleyebileceği etkinlikler düzenlendi. Amaç sanatı halktan kurtarıp kendi yaşam biçimlerine bir renk olarak katmaktı. İzmir umurlarında değildi… Hele halk hiç umurlarında olmadı.. Palazlandılar, büyüdüler.. Şekerlendiler..

Dün sevgili gazeteci yazar dostum Abdülkadir Hazman’ın köşesinde değindiği İKSEV’e AASKM’nin, fuardaki bütün salonların ücretsiz tahsis edildiği ve B.Ş.B.bütçesinden 350.000.00 Tl yardım yapıldığına dair haberi üzerine irkildim..

Bunların kim olduğunu biliyoruz. Kimlerden oluştuğunu da. Paraların, nemaların da nerden geldiğini.. İzmirli kör sağır sultanlar da bilir.. Onlara tahsis edilen eski işçi bulma kurumuna tepeden bakan bir evde oturuyorum. Yıllardır babalarının çiftliği gibi kullanılan bu binada Allah için, İzmirli için, halk için Mustafa Kemal’in devrimleri için zerre kadar bir faaliyetleri olmadı. Korunaklı bu şatoya bir Allah’ın kulu giremez. Ölü ,atıl durumda birkaç kişinin özel mülkü gibi kullanılarak İzmir’in kültür sanat ruhuna şerbet içiyorlar..

İçin kardeşim, ama İzmir için, halk için bir şeyler de yapın..

Ücretsiz ve halkın katılacağı, yaşayacağı, çoğalacağı bir mekana dönüştürün.. Kapıdan dışarı çıkın.. Dışarıda sizin de içinde bulunduğu geminin su aldığını görün, geminin batmaya doğru gittiğini paçanıza dolan tuzlu suyla anlayın. İzmir halkından özür dileyin. Yönetimi gerçekten yürekli, devrimci ve vizyonu olan gençlere bırakın.. İşçi bulma kurumunu, kendinize iş bulmak için değil, hayatı daha da anlamlandırmak, daha da yaşanılır kılmak için, demokrasi için, insan hakları için boşaltın. Halkımız gelsin.. İşsiz sanatçılarımızı kucaklayalım.. Her mahallede bir etkinlik düzenleyelim.. Önce bizim olan, bizim enstrüman ve ezgilerimizle, bizim sanatçılarımızla.. Bizim seyirci çocuklarımızla. Mustafa Kemal’in umudu ve direnciyle sanatı ve sanatçıyı halkla buluşturalım..

Veya filler mezarlığında kalınız. Destekçilerinizle..

 

 

VAKIFLAR VE SANAT KATİLLERİ..
Ümit Yaşar Işıkhan
Yazarımız Kim ?

Ümit Yaşar Işıkhan