Sayfa Yükleniyor...
Belirtmek isterim ki sanatı kendine anlayış ve algı edinmiş kişilerin hakkıdır sanatçı tanımı. Yaşamının her alanına sadece branşı ile değil elinden gelen ve yeteneğini sınırlandırmayan insanların üstlenmesi gereken bir tanımdır. Elinden gelen her şey derken sanatta çıtayı yükseltecek olan, iyileştirecek olan kişilerin hakkıdır kendine sanatçı diyebilmek. Üzücü maalesef, günümüzde önüne gelen herkes kendine bu sıfatı yüklüyor.
Yine belirtmek isterim, benim düşüncelerim bunlar. Karşı duranlar yazsınlar, mail adresim belli. Örneğin tiyatro sanatçısı dekoruna fikir sunup bedensel güç ekleyebiliyorsa bu sıfatı hakkedebiliyor bence. Kostümler için, sanatı bu olanın hünerini sergilesin demiyorum oyuncu olan arkadaşım mesela. Kumaşa dokunup, ipi hünerini gösterecek olana uzatıyorsa ve bunu gücenmeden, tepeden bakmadan yapabiliyorsa, sanatın tozunu yutuyor demektir. Hani derler ya sahne tozunu yuttun bir defa diye. Çoğumuz bunu seyirci ile buluşmak anlamına getirir. Bence yanlış düşünce.
Bende örnekleri çok. Ne demek istediğimi aslında iki örnek ekleyerek sunayım sizlere. Gerçekten hayata dokunmaktır sanat demenin kıymetini gösterenlerden örnek vereyim.
Martıgül Kalkan
Bir heykeltıraş. Hem de işini hakkıyla yapan ve bu benim sanatım demeyi diliyle değil işiyle gösteren birisi. Çiğli Belediyesi’nde sanatını icra etmeye devam ediyor. İlk örneğim olmasının nedenine gelince ipi uzatma örneğimin baş kahramanı. Çok şahit oldum birazdan yazacaklarıma. Martıgül hoca heykeltıraş olmasının yanında bununla yetinmiyor. Yeteneğine sınır koymadan destek vereceği her alanda fikren ve uygulayıcı olarak harekete geçiyor. Tiyatrolarımızın dekorları için pratik çözümler bulup uygulamaya alıyor. Resim kurs eğitmeni olarak hünerini dekorlar için öyle bir kullanıyor ki “Yok artık” diyorsunuz. Dekorları taşıyor. Boyuyor. Çakıyor. Laftan fikir sunmakla kalmıyor. Bu sadece bir örnek. Teşekkürler sanata olan katkılarına Martıgül Hocam.
Ecem Yüksel
Vantrilok. Dünyanın en eski sanatlarından biri olan bu karından konuşma, sesin başka birinden geldiğini düşündürtme sanatını icra eden kişilere vantrolog denmektedir. Halk arasında vantrilok olarak da bilinirler. Sözlük bilgisi. Bence büyüleyici bir sahne sanatı. Ecem bu sanatının yanında işaret dili eğitmeni ve çevirmeni. Sanatını bununla buluşturuyor. Sırtına çantasını takıyor. Bilmediği en ücra noktalarda salonlarda, okullarda sahne alıyor. Tek amacı var her çocuk sanatla buluşmalı. Sanat herkesi iyileştirmeli. Ha bu arada kuklasıyla tek kişilik dev kadro. Kostümü dekoru, oyunculuğu ve metni ile. Teşekkürler sanata olan katkılarına Ecem Hocam
Bu iki isim sadece akla gelen ve şahit olduklarım. Sanatlarının her anında büyük emekleri olan isimler. Öncesi ve sonrasında o kadar çok isim var ki yazsam sayfalar yetmez. Söylemek istediğim lütfen tepeden bakmayın bir işte. Kendinizi ağırdan satmayın. Hele sanatın bir kısmında iseniz. Hele işiniz gücünüz sanat ise. Hele sanatınız ekmek kapınız ise. Sanatınızı insanla buluşturduğunuz anın zevkini unutmayın. Unutmayın ilmek ilmek işlediğiniz, sanatınızın her anında emeğiniz var. Bunun kıymetini tabi ki bilsinler. Bilinsin. Ama sanatınızın farkı ile bunu belirtin. Bakın o zaman kıymetiniz nasıl anlaşılacak. Kendinize fiyat biçmeyin. Bu çok zor ve emek isteyen bir iş diyerek fark yaratmaya çalışmayın. Emek harcayın bakın farkınız çıkacak ortaya. Farkınızı bilen insanlar sizin için uğraşacak. Sizin için en iyisini düşünecek.
Sözün kısası sanatınızın emekçisi olun. Emekçisi olduğunuz sanatınızın kalitesi için işleyin ilmek ilmek her anını. Sanatçı olmak demek zaten kıymetinizi bilen insanlara kendinizi ağırdan satmak demek değildir. Sanatınızın kalitesi ile kıymetinizi bilenleri buluşturup bilmeyenlere adım atmak demektir sanatçı olmak. Üzülüyorum şahit olduklarıma.
Teşekkür ederim her gün bir şey daha öğrettiğiniz için…