Sayfa Yükleniyor...
Finitolar ile başlamadan bir konuda kısa yazayım istedim.
Tam telaşeli, endişeli rahatlamanın döneminde sanatsal bir bakış açısı olsun bu hafta. Listeme aldıklarım...
Küresel Kovid – 19 salgını sırasında kültür ve sanat gücünü yine göstermişti. Hiç destek alamasa da sanatçılar, dijital platformlar üzerinden sanatlarını buluşturmaya çalışarak kamu nezdinde en önde iyileştirici güç olduğunu ispatladı.
Mart ayı soğuklar almış başını gidiyor her şey gibi. Her şeyden kastım ekonomik sıkıntılar arka arkaya gelen zamlar ve sağlıkla ilgili bir türlü rayına oturmayan bir sistem. Öksürüp hapşurmaya korkar olduğumuz bu dönemde ne nasıl olacak diye herkes birbirine bakıyor.
Olmazsa olmaz derler ya, işte sanat adına olmazsa olmaz kalitesinde bir mekandan bahsetmek istiyorum bugün. Fikrimce ve sanatın hafızlarda bıraktığı etkiyle bunu net ifade edebilirim. Kendim adına ve bu yazıyı kağıda dökmeden önce sanatla uğraşan bir çok ekip arkadaşımla sohbetim sonrasında netleşen kararımla…
Bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilemesi amacıyla hazırlanmış gösteriler. Tiyatronun tanımlarından birini yazarak başladım. Neden mi?
Gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz. Hatta zor tanımlaması hafif kalıyor. Her anlamda ekonomik olarak büyük bir sarsıntı dönemi. Alım gücü azaldı. Şahsi lüks sayılabilecek her şey iptal edildi. Ertelendi. Vazgeçildi.
Merak edilen durum. Neye hazır? Daha doğrusu hazır mı? Yok artık derken…
Belirtmek isterim ki sanatı kendine anlayış ve algı edinmiş kişilerin hakkıdır sanatçı tanımı. Yaşamının her alanına sadece branşı ile değil elinden gelen ve yeteneğini sınırlandırmayan insanların üstlenmesi gereken bir tanımdır. Elinden gelen her şey derken sanatta çıtayı yükseltecek olan, iyileştirecek olan kişilerin hakkıdır kendine sanatçı diyebilmek. Üzücü maalesef, günümüzde önüne gelen herkes kendine bu sıfatı yüklüyor.
Öncelikle belirtmek isterim ki kendisini yakından tanıdığım için cümlelerime bu şekilde başlıyorum. (Sonra aaa neler demiş demeyin diye:)