Sayfa Yükleniyor...
Merak edilen durum. Neye hazır? Daha doğrusu hazır mı? Yok artık derken…
Öğrenme durumu bitmeyen meslekler vardır. Sanırım tüm mesleklerde öğrenme durumu bitmez. Hem değişen zamanın mesleğinize sağladığı gelişim ve sizin buna ayak uydurma süreciniz. Öğrenmek ve geliştirmek. Ne olursa olsun mesleğiniz, yerinizde saydığınız an yenik düşüyorsunuz rakiplerinize. Yani kendini geliştiren ve öğrenen rakiplerinize.
Sanat. Bir önceki yazımda dediğim gibi sanatçı tanımına uyanların işi daha da zor.
Hazırım demek sanat için en zor durum sanırım. Oyunculuk. Ne kadar yetenek işi olsa da eğitim gerektiren bir alan. İşte kendini geliştirmek dediğimiz kısım. Oyunculukta uygulanması ve öğrenilmesi gereken teknikler ne kadar önem arz etse de sanatımızda. Her zaman başlarken ilk adım sonrası merak edilen nokta. Bir oyuncu kendi tekniğini nasıl oluşturacak?
Bu da soru mu? Eğitim, eğitim, eğitim. Shakespeare Tekniğinden, karakteri analiz etmeye dayanan Stanislavski Tekniğine kadar kendi tekniğimizi bulma durumuna uzun bir öğrenme dönemi var önümüzde. Daha birçok öğrenme süreci.
Böyle bir başlangıç yapmamın nedenini açıklayayım sizlere. Zorlu geçen pandemi sürecine kurban ettiğimiz bir oyun “Münevver”. Oyunu okuduğumda güzel deyip dikkat kesildiğim bir oyun. Tek perdelik bir dram. İki kişilik. Okuyup, kendi tekniğimle parçalarına ayırmıştım ilk. Sonrası yazarının bana ben oynamak istiyorum demesi üzerine “Neden olmasın” demiştim. Sahne çalışmalarına başlamıştık. Ardından oyundaki Münevver’i oynayacak kişiyle tanışmıştım. Vesile Yeşil.
İşte bugün bu konuyu seçmemin ve bir kez daha oyunculukta ben oldum demek diye bir şey olmadığının ispatı olan arkadaş.
İlginç bir tarzı var. Yönetmen yormayan. Tekniğini kabullendirmeyi bilen.
Karakteri analiz ettikten sonra benim istediğim üzerine notlarını getirdi. Yazarın yazdığın yanında Artaud tekniğinin gereğinde karakterin bilinçaltına inmesi, oyunda hiç olmayan geçmiş döngüsü ile ilgili sohbet açması. Münevver’in duygusal durumuna odaklanıp, kitlendikten sonra adeta dans edercesine yönetmenin tekniğine kendince yorum katması.
İşte yok artık dediğim kısım.
Rol arkadaşını takip edip etki tepki sisteminde, anda kalmayı başararak rolünü rahatça yaşayabilmesi. Ezber tekniğini kendisinin oluşturduğu ama yönetmenden tamam sert kalma ak gitsin komutu ile doğaçlamasını ekleyen bir oyuncu. Oyunu bir adım öteye götüren bir oyunculuk. Yazarı tamamlayan, yönetmeni destekleyen. (Her ekibe lazım.)
Kendince tekniğini oluşturup saygı çerçevesinde uygulamaya alıyor.
Sanatın kapalı olduğu döneme denk gelmesi hem oyunun hem Vesile’nin kötü şansıydı. Yeni yeni kendine gelen sanat yollarını açacaktır. Ama ismi unutmayın Vesile Yeşil.
Bu örnekten şu kısma bağlamak isterim. Her meslekte olduğu gibi eğitim ve öğrenme, araştırma ve kendi tekniğini bulmak için yorumlama. İşte bunlar bir adım önde olmanızı sağlıyor. Sizi ileri götürüyor. Her zaman söylenildiği üzere, kitap okumak daha doğrusu okumak öğrenmenin kocaman bir adımıdır.
Zamana ayak uydurmaya çalışan her meslek dalı gelişiyor. Sizin yıllar önce aldığınız ve ben hazırım diye mezun olduğunuz şekliyle değil günümüzde mesleğiniz. Teknoloji aldı başını gidiyor. 5 yıl öncesine ait değil hiçbir şey.
Olumlu anlamda yok artık dedirten olun.
Teşekkür ederim fırsat verdiğiniz için…