Sayfa Yükleniyor...
Finitolar ile başlamadan bir konuda kısa yazayım istedim.
Oyunculuk zor iş arkadaş… Bende yaparım ne var diyenlere sözüm yok. Eyvallah arkadaş buyur varsa yeteneğin, eğitim sürecini başlat, kendini yetiştir, başla. Zorluklarına ve emeğinin karşılığını tam alamamaya, katlanarak artan eksiklere ve iş bilmeyenlerin saçma yorumlarına katlanabildiğin sürece kadar görelim seni. Sözüm yok cidden. Disiplin, tam zamanlı odaklanma durumun, ekip içi uyum.
Şimdi yazıya böyle başladım. Çünkü soran arkadaşlarımız oluyor. Bende yapmak istiyorum oyunculuk. Ne yapmalıyım? Kurumlar var eğitimler veren, işin ehli, resmi ve disiplinli, referansları sağlam kurum araştırın diyorum. Hobi olarak ya da idealist bakış açısıyla yolunuz açık olsun. Değinmeden geçemeyeceğim kusura bakmayın. Paranızı almak ve sizi sömürmek amaçlı açılan kurum demeye dilim varmayan ama resmiyetleri olan yerlere aman dikkat.
Gelelim Finitolar’a
Bu hafta çok karşılaştığım bir sohbetle başladım ama bunu yazmak değil niyetim. Bu hafta konum başka… Bu hafta uyum içinde çalışan ekiplerin nasıl başarılı olduğunun bir örneğini vermek istedim sizlere. Rica ediyorum takip edin bu arkadaşları.
Erkan Karadeniz ve Tuğçe Karabayır. Ekip kurmak zor iş… Birbiriyle uyumlu insanları, pardon iş bilen uyumlu insanları bir araya getireceksin. Bu uyumun devam etmesini sağlayacaksın. İyi bir proje ile yola çıkacaksın. Bu projenin devamlılığını sağlayacaksın. Herkes mutlu olacak. Zor iş. Ama Finitolar o kadar sempatik bir uyum içindeler ki, sanatları profesyonelce ilerlerken seyirciye de harika bir tiyatro oyunu izletmenin yanında hepimiz kocaman bir aileyiz hissi kazandırıyor.
Nedeni de iki kişilik dev kadro misali kocaman bir ekip olmaları. Birbirleriyle uyum içinde ve paylaşım dolu olmaları… İşlerini severek yapıyor olmaları… Zor iş sanat, zor iş oyunculuk… Evlilik gibi yahu… Tüm ekip birbirinin nazını niyazını çekiyor. Herkes her zaman pozitif ve güler yüzlü olamıyor. Ekip olmak her anda uyumu yakalamak anlamına geliyor. Bu ekip başarıyor işte. O nedenle seyirciye de harika bir tiyatro oyununu izlemek kalıyor. Kalıplar içinde yapılmış sert bir izlenim değil yani…
Tuğçe Karabayır tam bir sempati harikası zaten. Yanakları sıkılıp sevilesi derler ya Erkan Karadeniz’inde ondan kalır yanı yok. İkisi de dünya tatlısı insanlar. En başında işlerini sadece para için değil severek yapıyorlar. Belli oluyor bu zaten. Seyircisinden kaçmayan, kulisin arka kapısını kullanmayanlar bunlar.
Sözün kısası Finitolar. Takip edin bence. Tiyatroyu sevdirirler insana. Tiyatroyu sevmeyen mi olur yahu demeyin. Var. O nedenle sevmeyene bile sevdirirler. Harika oyunları var. Ruh öküzüm, Ruh Öküzüm Bebek, İte kaka, Giderayak. Hepsi harika oyunlar. Sosyal medya hesaplarında nerede, ne zaman bakabilirsiniz.
Sanatı bu kadar seven insanları yalnız bırakmamak gerekir.
Sevgiyle, sağlıkla ve SANATLA kalın.