“Öğretmenlik mesleği, fikirsiz, ilkesiz insanlarla güçlenemez.” İsmail Hakkı Tonguç
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçenlerde ülkemizin eğitim verilerini yayınladı. Her ne kadar bu kurumun verilerine soru işaretleriyle baksak da eğitim verilerinde çok çarpıcı gerçekler sırıtıyor…
Nicel değişim artarken, nitel değişim yerlerde süründüğünü hep beraber görüyoruz. Gelin fazla yorum yapmadan verilere göz atalım… 25-34 yaş grubu nüfusta; yükseköğretim mezun oranı 2008 yılında yüzde 13,5 iken, 2024 yılında bu oran yüzde 44,9 olmuş... 2008-2024 yılları arasında 25-34 yaş grubundaki nüfusta yer alan kadınlarda yükseköğretim mezun oranı yüzde 12,5’ten %48,9’a, erkeklerde ise yüzde 14,6’dan yüzde 41,1’e yükselmiş. Kadınlarda erkeklere göre artış belirgin seyretmiş… 25 yaş ve üzerindeki ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora mezunlarının söz konusu yaş içindeki oranı 2008 yılında yüzde 9,8 iken, 2024 yılında bu oran yüzde 25,3 olmuş... İlgili yaş grubu için ortaöğretim ve üzeri eğitim seviyelerinden mezun olanların oranı 2008 yılında yüzde 26,5 iken, 2024 yılında bu oran yüzde 49,4 olarak gerçekleştiği rapor edilmiş… 25 yaş ve üzeri nüfusun ortalama eğitim süresi 2024 yılında 9,5 yıl olmuş... 2024 yılında kadınların ortalama eğitim süresi 8,8 yıl iken, erkeklerin ortalama eğitim süresi 10,2 yıl olmuş… 25 yaş ve üzeri nüfusun ortalama eğitim süresinin 2024 yılında en yüksek olduğu il 10.8 yıl ile Ankara olurken, bu ili sırasıyla İstanbul, Eskişehir, Kocaeli ve İzmir takip etmiş…
Ortalama eğitim süresinin en düşük olduğu il ise 7,5 yıl ile Ağrı olurken, bu ili sırasıyla Şanlıurfa, Muş, Kastamonu ve Van izlemiş…
25 yaş ve üzeri nüfusun aldığı ortalama eğitim süresinin 2015 ile 2024 yılları arasındaki son on yıllık değişime göre en yüksek artış gösterdiği ilk beş il yüzde 51,6 ile Şırnak, %42,1 ile Hakkari,yüzde 39,9 ile Muş, yüzde 38,5 ile Şanlıurfa ve yüzde 37,3 ile Bingöl olmuş… En düşük artış gösteren ilk beş il ise yüzde 13,7 ile Ankara, yüzde 15,4 ile Eskişehir, yüzde 15,6 ile Tekirdağ, yüzde 15,9 ile İzmir ve İstanbul olarak hesaplanmış...
2008 yılında 6 yaş ve üzeri nüfusta okuma yazma bilenlerin oranı %91,8 iken, 2024 yılında bu oran yüzde 97,8 olarak hesaplanmış... 2008-2024 yılları arasında kadınlarda okuma yazma bilen oranı yüzde 86.9’dan yüzde 96.2’ye, erkeklerde ise bu oran yüzde 96.7’den yüzde 99.3’e yükselmiş.
25 yaş ve üzeri nüfusta, annesi yükseköğretim mezunu olan fertlerin yüzde 84,4’ünün yükseköğretim, yüzde 12.8’inin ortaöğretim ve yüzde 2.8’inin ortaöğretim altı eğitim düzeyini tamamladığı tespit edildiği bildirilmiş...
İlgili nüfusta, babası yükseköğretim mezunu olan fertlerin yüzde 80,3’ünün yükseköğretim, yüzde 16,1’inin ortaöğretim ve yüzde 3,6’sının ortaöğretim altı eğitim düzeyini tamamladığı belirlendiğini öğreniyoruz…
Söz konusu nüfusta, annesi ortaöğretim mezunu olan fertlerin yüzde 64,3’ünün, babası ortaöğretim mezunu olan fertlerin yüzde 55,7’sinin yükseköğretim mezunu olduğu belirlendiği vurgulanmış… Annesi ortaöğretim altı eğitim düzeyini tamamlayan fertlerin yüzde 28,7’sinin, babası ortaöğretim altı eğitim düzeyini tamamlayan fertlerin yüzde 27,4’ünün yükseköğretim mezunu olduğu görülmüş…
Eğitim verilerini gözden geçirirken alın teriyle çalışan yurtsever tüm eğitim emekçilerine selam olsun… Her zaman eğitim konusu gündeme gelse, 1946’da “Milli Eğitim Bakanımız” olan saygın eğitimci “Hasan Ali Yücel’in” görevden ayrılıp yerine Reşat Şemsettin Sirer’in getirilerek, Köy Enstitülerinin kapatılma sürecinin olgunlaşması aklıma gelir... Bilindiği gibi 1954 yılında da bu güzelim kurumlarımız resmen DP tarafından kapatılmıştır…
Osmanlı İmparatoru “İkinci Abdülhamid´in Maarif Nazırlarından, yani Milli Eğitim Bakanlarından Emrullah Efendi, Halim Paşa, ya da Zühtü Paşaya´ mı ait olduğu kesin bilinmeyen, “Şu Okullar Olmasa Milli Eğitimi Ne Güzel İdare Ederdim” sözü, bugün daha da bir anlam kazanmış durumdadır… Okulların geleceğine maalesef MÜSİAD karar vermekte, okul sürelerinin uzun olduğu, kısaltılması gerektiği bugünlerde tartışılmaktadır. Kahrolmamak elde değil!.. Okullardan artık kamunun elini çekmesi gerektiği, parası olanların eğitim alabileceği vurgulanmaktadır. Devlet okullarının bacaları tütmesin isteniyor. Yazık ki ne yazık!..
Sözlerimi Muazzez Türing’den alınma güzel bir Muş türküsü ile bitireyim…
Mektebin Bacaları (Vay Lele Lele Lele)
Ders Verir Hocaları (Uy Amman Can Kurban)
Kim Yarimi Sorarsa (Vay Lele Lele Lele)
Odur Birincileri Vay (Uy Amman Can Kurban)
Sevgilerimle…