Sayfa Yükleniyor...
İşi bilen yapar, az bilen akıl verir, bilmeyen eleştirir, yapamayan çamur atar. KONFÜÇYUS
***
Geçenlerde tüm hekimler ve sağlıkçılar meclisin toplanarak şiddet yasasını çıkaracağını ümit ettiler. Maalesef o gün şiddet karşısında çeşitli bahanelerle toplanamayan mecliste bir defa daha yarı yolda bırakıldılar.
***
Resmen, zaten olmayan ve mışlı yapılan siyasetin kurbanı oldular. Yazık ki ne yazık! İleride çeşitli gerekçelerle meclise gelmeyip, asli görevlerini yapmayanları biz affetsek de tarih affedecek mi?
***
Öte yandan pandemi gerçeklerini doğrudan dile getiren değerli hekim arkadaşlarımız aşı reddi gruplarınca göz göre göre linç kampanyasına tutulup, ölüm tehditleri almaktalar. Bu baskıcı, otokratik, antidemokratik sistem devam ettiği sürece bu tür olaylar devam edecektir.
***
Akıl ve bilimin yerine gerici çağdışı bir yapılanma geçmeye çalışacaktır. Ama şırası bir gerçek ki; Geçici gerilemeler olsa da, tarih her zaman ileriye gidecektir. Bu böyle biline!
***
İyiler örgütlü mücadele etmedikleri, Aziz Nesin’in ‘Du bakalım ne olacak?’ mantığındaki gibi çağdışı olaylara seyirci kaldıkları, hantallıklarını atamadıkları sürece işimiz giderek güçleşmektedir. Bunu da bir yana kaydedelim değerli dostlarım.
***
Daha öncede yazdığım gibi; dünyada ve Türkiye’de hekimlerin sınıfsal konumunu göz önünde bulundurursak, genel olarak yoksulların, ezilenlerin, sömürülen halk kesimlerinin yanında yer aldığını görürüz. Muktedirleri zaman zaman kızdırdığını, onların hışmına uğradığını, adeta istenmeyen kişi ilan edildiklerini son günlerde yakinen gördük.
***
TTB’ye Sağlık Bakanlığının 2 yıldan uzun süredir randevu vermediğini, muhatap bile kabul etmediğini pandemi sürecinde yakinen izledik. Bu gidişle de vermeyecek gibi durmakta. Meclis’e gelmedikleri gibi.
***
Ben cahillerin ferasetine güvenirim diyenler bize güvenebilirler mi? Bu mümkün mü?
Peki, cehaletten nasıl kurtuluruz? Diye sorduğunuzu tahmin ediyorum.
***
Cehaletten ancak eğitimle kurtulabiliriz. Mesleki atalarımızın büyücüler, şifacılar ve din adamları olduklarını düşünürsek, hekimlik “tıp bilimi” olmakla birlikte aynı zamanda sosyal bir bilimdir.
***
Hekim hasta ilişkisini sosyal bilimle açıklamaya çalışarak, pozitif bir bilim olan tıp bilimini metafizik bir felsefe ya da idealist felsefe ile açıklamak, gerçeği olgularda aramamak anlamı taşır.
***
Adıyaman “Düz Dara” türküsünde ki gibi halkımızın ve hekimlerin doksan dokuz yaresi var. Sizler de açtırmayın yüz yara!
Sevgilerimle…