2

HIV-AIDS Giderek Türkiye’de Artıyor mu? - 2


  • Oluşturulma Tarihi : 04.12.2017 06:44
  • Güncelleme Tarihi :

Küresel Ölçekte Önemini Koruyan Konular

AIDS küresel ölçekte bir sağlık sorunu önceliği olmaya devam etmektedir. Bölgeler ve ülkeler arasında ve ülkelerin kendi içlerinde, coğrafi farklılıklar gözlenmektedir. Salgın, son yıllarda bazı değişimler göstermiştir. Örneğin; Doğu Avrupa ve Asya’da daha önce özellikle damar içi madde kullanımı ile ilgili görünen HIV enfeksiyonu artık daha fazla oranda cinsel yolla bulaşmaktadır. Bu gibi ülkelerde HIV enfeksiyonunda artış vardır. Ancak dünyanın diğer bölgelerinde HIV enfeksiyonunu önleme çalışmalarında başarı kaydedildiğine dair kanıtlar vardır. Yıllık olarak yeni HIV enfeksiyonlarında küresel ölçekte azalma gözlenmektedir. Özellikle genç nüfus arasındaki sıklığının, birçok ülkede azaldığı bildirilmektedir. Küresel olarak, anneden bebeğe bulaşın önlenmesine yönelik hizmetlerin yüzde 45 oranında arttığı ve buna bağlı olarak çocuklar arasındaki yeni HIV enfeksiyonlarında azalma olduğu bildirilmektedir.

Tedaviye erişimde yaşanan olumlu gelişmeler de etkisini göstermiştir. Tedaviye erişim oranı 2008 yılında tüm dünyada yüzde 42 oranında artmıştır. Özellikle Doğu ve Güney Afrika’da tedaviye erişim oranlarında ilerleme kaydedilmiştir. Dünya genelinde seks çalışanları arasındaki sıklığının yüksek olduğu uzun zamandır bilinmesine karşın, eşcinsel erkekler ve damar içi madde kullananlar ile ilgili özellikle sahra altı Afrika’da ve Asya’nın bazı bölgelerinde çok kısıtlı veri bulunmaktadır. Son yıllarda ise bu gruplar arasında enfeksiyon oranında artış olduğu hemen hemen tüm bölgelerde bildirilmektedir. Bu nedenle, bu gruplara yönelik programları AIDS mücadelesinde yeri çok önemlidir. Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS), 2009-2011 arasındaki çalışmalar için 9 öncelik alanı belirlemiştir. Bunlar;

•HIV’in cinsel yolla bulaşmasını azaltmak,

•Anne ölümlerini ve bebeklerin enfekte olmalarını engellemek

•HIV ile yaşayanların tedavi almalarını garantilemek,

•HIV ile yaşayanların tüberküloz kaynaklı ölümlerini engellemek,

•Damar içi ilaç bağımlılarının enfekte olmalarını engellemek,

•AIDS ile mücadelenin önünü tıkayan cezalandırıcı yasaları, politikaları, uygulamaları, damgalama ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak

•Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete son vermek,

•Genç insanları, kendilerini HIV’den koruyacakları şekilde güçlendirmek,

HIV ile yaşayanlara sosyal koruma sağlamaktır.

TANI

HIV/AIDS Tanısında kullanılan testler şunlardır;

-HIV/AIDS Testleri (tükürükte veya kanda uygulanabilen hızlı kart testler ve sadece kanda uygulanabilen HIV ELISA testleri)

-Doğrulama Testleri (Western Blootting, HIV-RNA )

P24 Antijeni (kanda uygulanır, bazen erken tanı gerektiren durumlarda-kullanılır)

HIV enfeksiyonu ve AIDS hastalığı tedavisi esnasında kullanılan laboratuar-testleri ise;

CD4 T lenfosit sayısı

HIV-RNA düzeyi

TEDAVİ

HIV virüsüne karşı yüksek etkinlikli antiretroviral tedavi kullanılır. Amaç virüs çoğalmasını önlemek, viral yükü azaltmak ve sağ kalım süresini uzatmaktır. Mevcut ilaçlar virüsü tam olarak yok edememektedir. Pahalı olması ve uzun süre kullanımda yan etkilerinin ortaya çıkması dezavantajıdır.

KORUNMA

Prezervatif (kondom, kılıf) kullanarak HIV virüsünden korunma olanağı vardır. HIV virüsü taşımayan kişi ile karşılıklı sadakate dayalı ilişki de HIV virüsünden bireyleri koruyabilir. HIV günlük yaşamda, aynı odada bulunma, aynı okulda okuma, aynı havayı soluma ile bulaşmaz. Tükürük, gözyaşı, ter, aksırık öksürük, idrar, dışkı, el sıkışma, deriye dokunma, okşama, kucaklaşma, öpüşme ile bulaşmaz. Yiyecekler, içecekler, çatal, kaşık, bardak, tabak telefon, tuvalet, duş, yüzme havuzu, deniz, sauna, hamam kullanımı ile de bulaş olmaz. Ayrıca, sivrisinek ve diğer böceklerin sokması, kedi, köpek ve diğer hayvanlarla yaşamakla da bulaşmaz.

SONUÇ VE YORUM

Ülkemizde sayı azalacağı yere artmakta, özellikle erkek erkeğe ilişkiden kaynaklanan olgu sayıları çoğalmaktadır. Özellikle Suriyeli göçmen konusu bunda önemli rol oynamaktadır. Çoğu sağlık problemlerimizin çözümünde olduğu gibi, “devlet ve sivil toplum kuruluşları el ele vererek, bu sağlık sorunun üzerine eğitimle gidilmesi” bizlere önemli bir mesafe aldıracağına inancım tamdır. Başlangıçtan bugüne bu enfeksiyondan korunmada maalesef çabalar azalmasına rağmen tedavide problemler giderilmiştir. İlaç geri ödemesinde sorunlar neredeyse yok gibidir. Korunmada örgün eğitimden başlayarak toplumun bilinçlendirilmesi amacı ile eylem planları yapılmalıdır. Korunma olanaklarının kolaylaştırılması, tanı imkânlarının yaygınlaştırılması kısaca ulusal ölçekte bir eylem planı hazırlanması gerekir.

Koruyucu sağlık hizmetlerini kapsayan Temel Sağlık Hizmetleri bize yol gösterecektir. Yolumuz uzun ve pek çok engellerle doludur. Ancak soruna sahip çıkılırsa, toplum hastalık ve korunma yolları hususunda düzenli eğitimlerle bilgilendirilirse, çözüme ulaşılması zor olmayacaktır. Bunun için sağlık otoriteleri, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının toplum genelinde hastalıkla ilgili farkındalık oluşturması son derece önemli ve gereklidir. Şunu özellikle vurgulamak gerekir ki hastaların soyutlanması, damgalanması affedilemez bir hatadır. Kamu ve üniversite hastaneleri ile Aile sağlığı merkezleri testi ücretsiz yapmasına rağmen özel sağlık merkezleri ve hastanelerinin de ücretsiz HIV/AIDS testi yapması şarttır.

HIV-AIDS Giderek Türkiye’de Artıyor mu? - 2
Dr. Mustafa Torun
Yazarımız Kim ?

Dr. Mustafa Torun