Sayfa Yükleniyor...
Bugünkü yazımda son zamanlarda ülkemize yoğun göç nedeni ile tekrar gündeme giren, birçoğu yok olan veya azalan döküntülü hastalıklardan en önemlisi olan KIZIL HASTALIĞINDAN bahsedeceğim. Umarım yararlı oluruz.
Akut Tonsillofarenjitlerden bahsederken en önemli sorun mikroorganizmanın “A grubu Beta Hemolitik Streptokok” diye adlandırdığımız ve halk arasında “Beta” mikrobu diye bilinen bakteri olduğunu söylemiştik. Bu bakterinin yaptığı en önemli hastalıklardan birisi de “Kızıl” diyebiliriz. ‘Her beta bakterisi ile enfekte (bulaş) olan kişi niçin kızıl oluşturmuyor?’ diye bir soru akla gelebilir. Bunun yanıtı çok basit olup, bu tablo; bakterinin “Eritrojenik Toksini (zehirli protein)” ile olabilmektedir diye yanıtlanabilir. Bu zehirli protein (Eritrojenik veya pirojenik toksin) hangi streptokokla ve ne zaman üretilir? Her zaman olmazsa da bazen grup-A streptokok tarafından üretilen bir zehirdir.
Kızıl hastalığı hangi yaşlarda sıklıkla görülür?
Her yaşta görülse de genellikle 6 ile 10 yaşlarda görülür. Streptokokal anjin salgınlarında sıklığı artar.
Kuluçka süresi ve döküntü zamanı:
Genellikle 2-4 gündür. 2. veya 3. günde döküntü ortaya çıkar.
Kızıl hastalığının başlıca bulguları:
*Derinin katlantı yerlerinde, toplu iğne başı büyüklüğündeki küçük kanama noktalarının (peteşilerin) birleşip “Pastia” çizgisi dediğimiz düzgün çizgilerin oluşumu
*Bazen kırmızı çilek dil,
*Ciltte toplu iğne başı büyüklüğündeki küçük kanamalara bağlı peteşi diye adlandırdığımız döküntüler (genellikle 6-9 gün sürer).
*Ağız boşluğunda yumuşak damakta eksuda dediğimiz sıvı toplulukları ve peteşileri içeren farenjit oluşumu,
*Döküntülerin boyun ve üst göğüs bölümünden başlayıp, el ve ayaklar dışında tüm vücuda dağılması,
*Zaman zaman döküntüler üzerinde zımpara görüntüsü olması,
*Yüzde döküntü varsa dudak çevresinde döküntünün olmaması tipik özelliktir.
* Deskuamasyon dediğimiz deri katmanlarının dökülmesi olayının yüzden başlayıp gövdeye yayılıp, son olarak el ve ayaklarda gözlenmesi...
Kızıl hastalığında tanı:
İyi bir öykü ile fizik muayenede belirgin farenjit, tonsillit ve tipik deri döküntülerinin görülmesi, boğaz kültüründe “A-Grubu Beta Hemolitik Streptokokun” üremesi ve serolojik testlerle tanıya varılabilir. Beyaz küre ve CRP testlerinde artış ile deri döküntüleri sırasında eozinofil dediğimiz alerjik durumlarda artış gösteren kan hücreleri yükselebilir.
Kızıl hastalığı benzer diğer tablolar:
*Alerjik ya da güneş yanığına bağlı veya ilaçlara ait döküntüler,
*Viral döküntülü hastalıklar,
*Stafilokok dediğimiz bakteri ile oluşan ‘Toksik Şok Sendromu Hastalığı’dır.
Yan etkiler:
Streptokokal anjindeki yan etkilerin aynısıdır. Yani “Akut Romatizmal Ateş, Post Streptokoksak Glomerülonefrit ve Kardit (Kalp iltihabı)” nadir de olsa görülebilir. Ama uzun süreli komplikasyonu olmaz dersek yanılmış olmayız.
Tedavisi:
Farenjit varsa 10 günlük “Penisilin” veya” Eritromisin” grubu ilaçlar ya da tek doz uzun etkili “Benzatin Penisilin” kültür pozitif farenjitlerde verilebilir.
YORUM VE ÖNERİ: Kızıl hastalığı “A-Grubu Beta Hemolitik Streptokoklarla”olan önemli bir çocukluk grubu enfeksiyon hastalığıdır. Tedavisinde penisilin grubundan (alerji varsa eritromisin) şaşmamak gerekir. Burada kızılın önemli komplikasyonlarını unutmamak gerekir.