Bugünkü yazımızın konusu Soğuk Algınlığı olup, genellikle griple karıştırılmaktadır. Dünyada en sık görülen hastalıklardan biridir. Bir kişinin ortalama olarak bir yıl içerisinde 2-5 arasında soğuk algınlığı geçirdiği tahmin edilmektedir. Bu kadar sık görülen bir enfeksiyon hastalığının iş, güç ve ekonomik kayba yol açmaması olanaksızdır. Kullanılan ilaçlar ve çalışma verimliliğinin azalması zaten başlı başına bir parasal sorundur. Yine konuyu başlıklar halinde açmaya çalışalım.
Soğuk algınlığının tanımı:
Halk arasında üşütme, nezle, gribal enfeksiyon, kırgınlık ve benzeri ifadelerle de anlatılan bu hastalık, bilimsel olarak üst solunum yollarının genellikle virüslerle olan hafif seyirli bir enfeksiyonudur.
Etkenleri:
Genellikle virüslerdir
Sıklık sırasına göre etken virüsler:
- Rinovirüs
- Koronavirüs
- Parainfluenza virüs
- İnfluenza virüs
- Respiratuvar Sinsityal virüs
- Adenovirüs
- Enterovirüs
- Reovirüs
Soğuk Algınlığı sıklığı: Dünya nüfusunun tahminen yılda yedide biri kadar kişi soğuk algınlığını geçirmektedir. Salgınların genellikle tropikal kesimlerde yağmurlu, ılıman kesimlerde soğuk mevsimlerde görüldüğü saptanmıştır. Sonbaharda Rinovirüs ve Enterovirüs, kış aylarında Koronavirüs enfeksiyonları, ilkbaharda ise daha çok Rinovirüs’e bağlı soğuk algınlığı daha çoktur. Soğuk ile Soğuk Algınlığının ilgisi: Doğrudan bir ilgisi olmasa da savunma sistemlerinin işlevlerini bozması, kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmaya neden olması (kişiden kişiye damlacık yoluyla bulaşma artar), doğrudan soğuk ortamdan sıcak ortama geçme gibi durumlar hastalığın sıklığını arttırmaktadır. Riskler nelerdir? - Sigara
- Enfekte kişi ile yakın temasta bulunma
- Soğuk mevsim
- Sıkıntı ve ruhsal sorunlar
- Bağışıklık sisteminde bozulma
- Okul, kışla, yurt gibi ortamlarda bulunma
- Kuluçka süresi:
- Genellikle 2-4 gündür
- Soğuk Algınlığı belirtileri:
- Hapşırma, aksırma
- Boğazda yanma ve ağrı
- Burun akıntısı
- Gözlerde yanma ve yaşarma
- Hafif ateş ve baş ağrısı
Tanısı: Komplike ve ilerlememiş soğuk algınlığında klinik bulgular bize tanıyı kolayca koydurur. Sadece burun akıntısı varsa alerji ve burunda yabancı cisim olasılığı yönünden dikkatli olmak gerekir. Uzamış hastalık durumunda üzerine eklenmiş bakteriyel bir enfeksiyon için örneğin sinüzit açısından araştırma yapmak veya KOAH alevlenmesi varsa balgam kültürü yapmak gerekir. Griple soğuk algınlığının ayırımı: Gripte ateş halsizlik kas ağrısı, başağrısı, öksürük gibi belirtiler daha yoğundur, ayrıca gripte pek burun akıntısı şikayeti olmaz. Buna karşın grip de bir kişide hafif soğuk algınlığı belirtileriyle seyredebilir. Tedavisi: Tedavinin temeli tıpta semptomatik tedavi dediğimiz bulgulara yönelik tedavi ile destekleme tedavisidir. Bol sıvı almak, istirahat, dengeli beslenme, hapşırma, öksürük, burun akıntısı varsa birinci kuşak antihistaminik (alerji giderici ilaçlar) verilebilir. Bu ilaçlar antiemflamatuvar (yaygın olarak romatizmada kullanılan kortizon dışı ilaçlar) ilaçlarla beraber kullanılabilir. Antibiyotik ve vitamin tabletlerinin yararı yoktur. Soğuk Algınlığının Yan Etkileri: - Sinüzit
- Otit (Kulak iltihabı)
- Farenjit
- Akut bronşit
- KOAH ile astım ve uyku apnesinin azması
YORUM VE ÖNERİ: Soğuk Algınlığı ciddi ekonomik, iş ve güç kaybı yanında çok bulaşıcı olması nedeni ile tedaviden çok korunma yollarını ön plana geçirmemiz gereken bir enfeksiyondur. Bunun için kalabalık ortamlarda bulunmama, enfekte kişilerle yakın temastan kaçınma, binaların ve evlerin iyi havalandırılması, sık el yıkama, sigara içmeme, gelişi güzel antibiyotik kullanmama korunmada önemli noktalardır. Kronik solunum ve metabolik hastalıkları olanların bu noktalara daha da dikkat etmesi, grip riskine karşı grip aşısı yaptırması son derece önemlidir.
Soğuk Algınlığı Nasıl Bir Enfeksiyondur?