2

Verem (Tüberküloz)


  • Oluşturulma Tarihi : 14.01.2018 07:22
  • Güncelleme Tarihi :

1-7 Ocak verem haftası nedeni ile bu makaleyi yazarken bu konuda bilgilerin ve tedavinin çok fazla değişmediğini üzülerek söylemek zorundayım. Ama çoklu ilaca direnç sorunun ülkemizde ve dünyada önemli bir mesele olmaya devam ettiğini, giderek te arttığını, hatta tıpta “mdr tüberküloz” denen bu problemin ne kadar ciddi olduğunu bir örnekle anlatayım. Tedavisinin olamadığını öğrenen bir hastanın bir ilimizde göğüs hastalıkları uzmanı meslektaşımıza şiddet uygulayıp öldürebildiğini okuyanlara iletirsem konunun ne kadar önemli olduğunu bilmiyorum anlatabildim mi?

Tüberküloz bilebildiğimiz en eski enfeksiyon hastalıklarından biridir. Bu hastalık son yüzyılda tedavi edilebilen bir hastalık olsa da, kullanılan anti tüberküloz ilaçlarına karşı gelişen direnç ülkemizde ve dünyada en önemli sağlık sorunlarının başında gelmektedir. Geçmişte de önemli salgınlara neden olan tüberküloz veya halk dilindeki adıyla verem hastalığı, son zamanlarda HIV/AİDS ile beraberliği nedeni ile yayılmaya başlamıştır.

Tüberküloz ilk defa ne zaman gözlenmiştir?

Milattan önce 8000 (sekiz bin) yıllarında, insanların sığırları evcilleştirmesiyle başlamış olduğu sanılmaktadır. Milattan önce 3500 yıllarında Mısır ve Ürdün’deki insan kalıntılarında tüberküloza ait iskelet şekilleri saptanmıştır.

Tüberküloz tedavisinde önerilerde bulunan ve uzun süre bu önerileri değişmeyen kişi kimdir? Önerileri nelerdir?

Milattan sonra ikinci yüzyılda yaşayan Galen’dir.

Önerileri: dinlenme, öksürüğün giderilmesi, göğse sürülen yakılardır.

Tüberkülozun genel bulguları nelerdir?

Halsizlik, yorgunluk, kırgınlık, kilo kaybı, geçmeyen öksürükler, gece ateşi, gece terlemesi, iştahsızlık, kanlı balgam gibi genel bulgulardır. Ayrıca akciğer dışı tüberkülozda, tutulan organa bağlı belirtiler gözlenir.

Tüberkülozla ilgili ilk sağlıklı, bilgiler ne zaman kayda geçmiştir? Bu tarihten itibaren tüberkülozla ilgili gelişmeler nelerdir?

Bilindiği gibi toplum sağlığı ile ilgili kayıtlar, Avrupa da 17. yüzyıldan sonra tutulmaya başlanmıştır. Bu kayıtların ışığında Avrupa’da neredeyse tüm ölümlerin dörtte birine yakını tüberkülozdur. 20. yüzyılda tüm Avrupa ülkeleriyle beraber, Batı Asya, Uzak Doğu ve Afrika’ya yayılma olmuştur. Avrupa’da 1900’lerden itibaren sosyoekonomik gelişmeye paralel olarak sanatoryumların yaygınlaşması, hastalığın izolasyonu ve önem verilmesi, 1950’lere kadar hastalığı kısmen azaltmıştır. Bundan sonra tüberküloz ilaçlarının gelişimi ile tüberkülozun Avrupa’da silineceği sanılıyordu, ama bu olmadığı gibi tüberkülozda bir patlama yaşanmıştır.

Yorum ve Öneri: 1970’lerde Avrupa’da tüberkülozun yok olacağı sanılmasına rağmen, bu olmamıştır. Üstüne üstlük Dünya Sağlık Örgütü’nün(WHO) geri kalmış ülkelerde uygulamaya koyduğu “Tüberkülozla savaşım programları” başarıya ulaşamamıştır. HIV/AİDS sorununun 1980’den sonra dünyada yaygınlaşması, beraberinde tüberkülozun daha da ciddi rakamlara ulaşmasını getirmiştir. Çok ilaca dirençli tüberküloz dünyamızın (özellikle yoksul ülkelerin) en önemli problemi olmuştur. Gelişmiş ülkelerin vakit geçirmeden bu soruna el atmaları zorunluluk olmuştur. Yoksa bu hızla hiçbir anti tüberküloz ilaca cevap vermeyen tüberkülozlu hastalarda patlama yaşarız. Çözüm her zaman yazdığımız gibi koruyucu hekimlik ilkelerini sıkı sıkıya uygulayarak, tedavi hekimliğini cazip yapmak yerine, toplumu bulaşıcı ve diğer hastalıklardan korunmanın daha önemli olduğu gerçeğinden hareket ederek bu konuda gerekli yatırımları yapmak, hastaları dışlamadan, soyutlayıp damgalamadan tamamen devlet tarafından finanse edilip tedavi ve rehabilite etmek gerekir.

 

Verem (Tüberküloz)
Dr. Mustafa Torun
Yazarımız Kim ?

Dr. Mustafa Torun