Hem İzmir’de hem de ülkenin birçok yerinde ortaya çıkan orman yangınları ve birçok can kaybı herkesi derinde üzdü ve oldukça korkuttu. Özellikle yaz aylarında giderek yükselen bu risk hem bireyler hem de çocuklar üzerinde oldukça korku, kaygı ve umutsuzluk yarattı. Orman yangınları, sadece ormanları tahrip edip canlıları yok etmekle kalmayıp bireylerin psikolojik süreçlerine de olumsuz etki etmektedir. Özellikle de çocukların hayal gücünün çoğunda doğa, ağaçlar, hayvanlar, bitkiler yer almaktadır. Bu yangınlar hem çocukların algıları üzerinde olumsuzluklar yaratırken hem de korkularını, kaygılarını arttırmaktadır. Tabi ki her doğal afet gibi çocukların yaşlarına ve algılarına göre bu durum açıklanmalıdır. Burada ilk olarak çocukların düşüncelerini net olarak sormak öğrenmek ve bununla ilgili belirleyici rol oynar. Tehlikeyi aktarırken yoğun kaygı uyandırmadan ama gerçekten de sapmadan aktarmak önem taşır. Çocuklara orman yangınlarının tehlikesini doğru ve çok fazla kaygı uyandırmadan anlattıktan sonra doğayla kurdukları iletişimlerinin gelişimi açısından çevreye olan duyarlılığı da aktarmanın rolü önemlidir. Eğitimin erken yaşta edinilen çevresel deneyimlerin bireylerin çevreyi algılamaları ve anlama biçimlerini kalıcı olarak şekillendireceğini de unutmamak gerekir. Bu nedenle çocukların orman yangınları gibi kritik çevresel sorunlar üzerindeki düşüncelerinin ve duygularının incelenmesi, gelecekte sürdürülebilir çevresel davranışların geliştirilmesi açısından önem taşımaktadır. Doğa, insanlarla ve cansız, canlı tüm varlıkları temalar altında çocukların zihninde barınan bir yer. Bu ekosistemin içindeki ilişkileri kavrayabilmek ve çevresel empati düzeylerinin yükselmesi için farkındalık ve yetişkinlerin özverisi de önem taşımakta. Özellikle çocukların çevreyle ilgili gözlemlerini ve deneyimlerini resimlerle ve soyut sembollerle anlatmaları kaygılarını bu şekilde yansıtmaları iç dünyalarını ifade etmeleri açısından oldukça destekleyici olacaktır. Bu yangınları anlatırken kaygılı, korkulu kızgın olabiliriz fakat kelimeleri çocukların yanında özenle seçerek korku uyandıracak şekilde ifade etmemek, doğanın tehlikeli bir yer olduğunu ima etmeyecek şekilde cümleler kurmak bu süreçte oldukça önemli. Burada çocukların çevresel sorunlar hakkında bilgilerinin güçlenmesi ve sorumluluklarının artması algılarının da güçlenmesini sağlayacaktır. Doğa ile ilgili hem algının bozulmaması ama gerçekleri daha yalın ve bireysel kaygıdan arınmış şekilde ifade etmek bu süreçte önemlidir. Bu süreçte çok fazla haber izlemiş yakından olmasa da olsa yangına şahit olmuş maruz kalmış çocukların psikolojik destek almaları bu süreçte oldukça önemli.