Otoimmün Hastalıklarda Stres ve Psikoterapinin Destekleyici Rolü


  • Oluşturulma Tarihi : 23.07.2025 08:38
  • Güncelleme Tarihi : 23.07.2025 08:38

Psikoloji bilimi, bireyin ruh sağlığını yalnızca zihinsel süreçlerle sınırlı görmez; biyolojik yatkınlıkları ve sosyal çevresiyle etkileşim içinde değerlendirir. Bu yaklaşım, psiko-biyo-sosyal model olarak adlandırılır. Bu modele göre stres, sadece bir duygu durumu değil; beden, zihin ve çevre arasındaki karmaşık ilişkilerin bir sonucudur. Stresin psikolojik etkileri kişinin düşünce biçimini, duygularını ve davranışlarını doğrudan etkiler. Uzun süreli stres, kaygı bozukluklarına, depresyona, dikkat ve hafıza problemlerine yol açabilir. Kişi, tehdit algısıyla hareket etmeye başlar; bu da güven duygusunda azalmaya, sürekli tetikte olma haline ve içsel bir huzursuzluğa neden olur.

Biyolojik olarak kortizol gibi stres hormonlarının artışı, sinir sistemi üzerinde baskı yaratırken; sosyal çevrede yaşanan çatışmalar ya da destek eksikliği bu baskıyı daha da artırır. Böylece stres, bireyin hem içsel kaynaklarını hem de dışsal ilişkilerini zorlayarak psikolojik dengesini sarsabilir. Ancak stresle baş etme becerileri geliştirildiğinde, birey hem psikolojik dayanıklılığını artırabilir hem de yaşadığı zorluklara karşı daha uyumlu tepkiler verebilir. Psikoterapi, stresin etkilerini anlamak ve işlemek için bu noktada önemli bir destek sağlar.

Stresin en belirgin ve yaygın sonucu olan Otoimmün hastalıklar, bireyin bağışıklık sisteminin kendi sağlıklı dokularına saldırmasıyla gelişen kronik hastalıklardır. Romatoid artrit, lupus, Hashimoto tiroiditi ve multiplskleroz gibi birçok hastalık bu gruba girer. Giderek artan sayıda bilimsel araştırma, bu hastalıkların yalnızca fizyolojik etkenlerle değil, psikososyal faktörlerle de yakından ilişkili olduğunu göstermektedir.

Stres ve Kaygının Otoimmün Hastalıklarla İlişkisi

Otoimmün süreçlerin tetiklenmesinde ve alevlenmesinde kronik stres ve bastırılmış duyguların önemli rol oynadığı bilinmektedir.psiko-nöro-endokrin-immünoloji  alanındaki araştırmalar, stresin bağışıklık sistemi düzenleyici mekanizmaları baskılayabileceğini ve proinflamatuar sitokin düzeylerini artırarak otoimmün yanıtı güçlendirebileceğini ortaya koymaktadır.
•    Kortizol düzeylerinin uzun süreli yüksekliği, immün cevabın dengesizleşmesine yol açabilir.
•    Travmatik yaşam olayları, özellikle çocukluk döneminde yaşanan ihmal ve istismar öyküleri, otoimmün hastalık riskini artırabilmektedir.
•    Kaygı bozuklukları ve depresyon, otoimmün hastalıklarda komorbid olarak sık görülür ve bu durum hastalığın seyrini olumsuz etkileyebilir.
Psikoterapinin Koruyucu ve Destekleyici Rolü
Otoimmün hastalıkların kronik ve belirsizlik içeren yapısı, bireyin yaşam kalitesini derinden etkileyebilir. Psikoterapi, hem hastalığın psikolojik yükünü hafifletmede hem de immün sistemi düzenleyen dolaylı mekanizmaları desteklemede önemli bir işleve sahiptir.
1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
Hastalığa yönelik olumsuz düşünce kalıplarını dönüştürerek stres düzeyini azaltabilir.
Hastaların ruminasyon gibi suçlayıcı, çaresizleştirici düşünceleri yeniden yapılandırılabilir.
2. Mindfulness Temelli Müdahaleler:
Kronik ağrı, yorgunluk ve uyku problemleri üzerinde pozitif etkileri vardır.
Mindfulness, otoimmün hastalıkta alevlenme sıklığını azaltabilir (örneğin MS hastalarında görülmüştür).
3. Duygu Odaklı Terapi:
Bireyin bastırılmış öfke, üzüntü, değersizlik gibi duygularla temas kurması sağlanır.
Bastırılan duyguların somatize olduğu hipotezi üzerinden çalışmak, bedensel semptomların da çözülmesine katkı sağlar.
4. Psikoeğitim:
Kişinin hastalıkla baş etme becerilerini artırmak, stres yönetimi, uyku hijyeni ve sosyal destek arayışı gibi beceriler kazandırmak tedavinin ayrılmaz bir parçasıdır. Otoimmün hastalıklar yalnızca fiziksel birer sorun değil, aynı zamanda psikolojik derinliği olan yaşam boyu eşlik edebilen durumlar olarak ele alınmalıdır. Psikoterapi, bu hastalıklara sahip bireylerin yaşam kalitesini yükseltmekle kalmaz, aynı zamanda hastalıkla ilişkili stres düzeyini azaltarak immün yanıtı olumlu yönde etkileyebilir. Bu bağlamda klinik psikologların, otoimmün hastalığa sahip bireylerle çalışan sağlık ekiplerinde aktif rol alması hayati önem taşır.

 

Otoimmün Hastalıklarda Stres ve Psikoterapinin Destekleyici Rolü
Ege Ece Birsel
Yazarımız Kim ?

Ege Ece Birsel